x

Arkadaşlar, kendi aramızda konuşmuyoruz!

Arkadaşlar, kendi aramızda konuşmuyoruz!

Hedef, bir grubu ya da birilerini yönetmek olduğunda insanlar bu konuda ne kadar zorlanabileceğinin farkında olmayabilir, buna rağmen Elance-oDesk’in geçtiğimiz aylarda yaptığı bir araştırmaya göre çalışanların yüzde 28’i önümüzdeki on yıl içerisinde liderlik gibi zor bir statüye sahip olmanın hayaliyle yaşıyor.

Yeni yöneticilerin kendilerini iyi bir şekilde tanıtabilmelerinin yanı sıra çalışacakları grubun dinamik hareket kabiliyeti ve ne kadar verimli oldukları konusunda da bilgi sahibi olmaları gerekiyor.

Ofis dedikoduları yönetici için neden önemlidir?

Sadece ofis içerisindeki değil, günlük yaşantımızda karşımıza çıkan dedikodular da demoralize olmamıza ve motivasyonumuzun düşmesine neden olabiliyor. CareerBuilder’in Haziran 2014’te yaptığı araştırma verilerine göre, ankete katılanların yüzde 42’si ofis dedikodularının en başta verimliliğin azalmasına neden olduğunu söylüyor. Bu dedikodular aynı zamanda çalışanların kendi aralarında olumsuz sonuçlara yol açabilecek yarışlara girmelerine, düşük performans sergilemelerine ve işbirliğinin azalmasına neden olabiliyor.

Ofise yeni katılan yöneticinin öncelikle takım ruhunun bozulmasına neden olan etkenleri bulması ve bu sorunları mümkün olan en zararsız şekilde ortadan kaldırması gerekiyor.

Ofis dedikodusunun karakter yapısıyla ilgisi var mıdır?

Dedikoduların arkasında kişilerin farklı karakterlere sahip oldukları belirlendi. Bununla birlikte birçok çalışanın bu tür söylentilere katılmasına farklı şartlar sebep oluyor.
İşte ofis dedikodularının takımınıza zarar vermesini önlemek için bazı ipuçları:

  1. Dışadönük insanlar konuşmayı severler, bu yüzden onlarla pozitif bir şekilde konuşun.
    Dışadönük insanlar oldukça girişken ve enerjik yapıya sahiptirler. Onlar için dedikodu yapmak kendilerini deşarj etmenin yollarından birisi haline gelmiş olabilir. Eğer onların bu deşarj yöntemi kontrol altına alınmazsa, bu takımınız için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
    Bahsettiğimiz dışadönük kişilerle tanışarak onlarla konuşmanın ilk adımını atın ve onları takımdaki kişilerle iletişim halinde kalmak zorunda olduğunuza ikna edin fakat bu konuşmalar esnasında oldukça pozitif bir yaklaşım sergileyin. Onlarla olumlu diyalogların verimliliği nasıl arttırdığını ve takım içerisindeki bütünlüğü nasıl güçlendirdiğinden bahsedin.
    Belki de tüm bunlardan daha önemlisi, hem bu tür konular için hem de ofisteki diğer sorunlar için yapılacak en doğru hareket, yöneticinin empoze etmeye çalıştığı fikir için bir örnek teşkil edebilmesidir.
  2. Onları dedikodunun verimliliğe nasıl zarar verdiği konusunda aydınlatın.
    Takım olmanın en önemli etkilerinden birisi de, başarının da başarısızlık gibi tüm takımın eseri olacağıdır. Dolayısıyla bu, ofis içindeki olası dedikoduları önleyerek, dayanışmayı sağlamanın ve ekip motivasyonunu yüksek tutmanın en önemli ikna sebeplerinden birisidir.
    Ekibinizi bu konuda motive etmek için, ofis içindeki dayanışmanın ve bu dayanışma neticesinde gelecek başarının her birinin kariyerini de etkileyeceğini söyleyebilir daha da önemlisi hissettirebilirsiniz.
  3. Duygusal insanlar grubun bir parçası olmak isterler, onları dedikodunun diğerlerinden nasıl uzaklaştırdığından bahsedin.
    Konu başarı ve mutluluk olduğunda, duygusal insanlar iş hayatları boyunca aynı zamanda kişisel gelişimlerine de faydada bulunmak isterler. Onlar için rutin çalışma saatleriyle sınırlı kalmayıp, daha büyük işler yapabilmek isterler.
    Takımınızdaki tüm kişilerle tanışın ve gidişat konusunda tartışmalar yapın. Onlar için bir senaryo hazırlayın ve kendilerine hangi rolde (yönetici, katılımcı, seyirci kalan vb.) olmak istediklerini sorun. Böylelikle olumsuz diyalogların ve diğer takım arkadaşlarına yabancı kimse muamelesi yapılmasının ne kadar uygunsuz olduğunu anlayacaklardır.

Yorumlar (0)