x

Türkiye E-Ticaret Sektöründe Taşlar Yerinden Oynuyor [Özel Haber]

Türkiye E-Ticaret Sektöründe Taşlar Yerinden Oynuyor [Özel Haber]

Markafoni’nde gelen tekzip metni ve editörün notu sayfanın en aşağısında güncelleme şeklinde yer almaktadır.

18 Mart 2013’te Yıldız İşletme Kulübü’nün düzenlediği WWW Zirvesi ’13 isimli moderatörlüğünü yaptığım etkinliğin iki konuğu vardı: Gittigidiyor eski Genel Müdürü Cenk Angın ve Hepsiburada Genel Müdürü İlker Baydar. Etkinliği izlemeye gelen öğrencilerin sayısı 50’yi geçmezdi, Yıldız İşletme Kulübü’nden aldığım rakamlara göre web’den canlı yayınla izlenme sayısı da 660 olmuş. Ancak o oturumda Cenk Angın’ın belirttiği çok önemli bir bilgi vardı:

Naspers’ın Markafoni’ye yaptığı yatırım ile Markafoni’nin değerlemesi 86 milyon Dolar oldu” dedi Angın. Yatırım haberinin ilk duyulduğu günlerde 210 milyon Dolar olarak duyurulmuş olsa da, aslında Markafoni’nin değerlemesinin 86 milyon Dolar olduğunu belirtti.

Bu ufak ama bir o kadar da önemli olan bilgiyi ilk defa Cenk Angın’dan dinlememiştim, 15-17 Şubat 2012 tarihlerinde eTohum’un Antalya’da gerçekleştirdiği Startup Turkey’de Webrazzi kurucusu Arda Kutsal ile sohbet ederken kendisi de aynı bilgiyi vermişti. Hatta bu konuda manipüle edildiğini de ayrıca belirtmişti.

Cenk Angın’ın WWW Zirvesi’nde paylaştığı bu bilgi, o ayın sonunda Ankara’da Ali Babacan’ın da katıldığı Bireysel Katılım Yatırımcılığı için başvuru yapan yatırımcılara verilen yemekte benim ağzımdan kulislerde dolaşıyormuş. Ben bunu nereden mi biliyorum?

Markafoni

Ankara’da Markafoni Konuşuluyor

16 Nisan’da Sina Afra’nın isteği ile kendisiyle biraraya geldiğimizde Afra, benim ağzımdan Radikal Gazetesi yazarı Güven Sak’a “Markafoni Yeni Karamürsel’i Nasıl Geçti?” başlıklı yazısına istinaden yazılan bir mailden bahsetti. Bu mailde, sözde ben Sak’a Markafoni’nin gerçek değerinin 86 milyon Dolar olduğunu yazmışım. Daha sonrasında ise Ankara’da kulislere de Sak tarafından bilgi bu şekilde sızdırılmış ve Sina Afra’ya ulaşmış. (Güven Sak’ın Markafoni’nin güdümünde yazdığını düşündüren bu yazısındaki yanlış ve eksik bilgilere ise hiç değinmiyorum, insan Dolar/TL paritesini bari hesap makinesi ile hesaplar, bilmiyorsa da susar)

Bu maili benim yazmadığımı söylediğimde, bu bilginin modere ettiğim panelde Cenk Angın tarafından telaffuz edildiğini de eklediğimde, Afra’nın cevabı “Ankara’dakiler yalan mı söyleyecek Fatih?” olmuştu. Bunun üzerine de normalde göstermesi yasak olan Naspers-Markafoni ortaklık sözleşmesini bana gösterdi ve ilgilenmediğimi de belirtmeme rağmen gördüm ki, belgenin hisse kısımlarında yazan bilgilere göre Markafoni’nin gerçek değerlemesi gerçekten de 86 milyon Dolar’dı. Ancak Markafoni inisiyatifi Brands Exclusive’in de dahil olduğu şekilde tüm grup 200 milyon Dolar’a yakındı, doğrudur. Demek ki 200-210 milyon Dolar şeklinde bahsedilen bu rakam havadan uydurulmamış, ancak Türkiye operasyonu 86 milyon Dolar’mış.

Sina Afra
Sina Afra, Markafoni CEO

Ayrıca, Webrazzi’nin de yayınladığı “Deloitte Türkiye Raporuna E-Ticaret Damgasını Vurdu” başlıklı haberinde de bahsi geçen Deloitte M&A Review 2011 raporuna bakacak olursanız, rakamın aynı olduğunu görebilirsiniz.

Küçük bir not: Yukarıdaki bilgiler ışığında, Trendyol’un KPCB’den aldığı yatırım ile o gün itibariyle geldiği değer Markafoni’den daha yüksek bir değerdi.

Tüketici Paradigmasının Değişimi

Markafoni’ye yatırım yapan Naspers’ın geçtiğimiz hafta yayınladığı yılsonu öncesi ara raporu (Interim Results 2013) çok enteresan bir bilgiyi de içinde barındırıyor. Rapora göre Naspers’ın Markafoni operasyonuna olan güveni azaldığı gibi, başını Markafoni ve FashionDays operasyonlarının çektiği 110 milyon Dolarlık bir değer düşüklüğünden bahsediliyor. Rapordaki metni sizin için aşağıya yapıştırdık:

“An impairment charge of R1,1bn has been recognised in other gains/losses and relates mainly to some fashion businesses in our ecommerce segment, including FashionDays and Markafoni. We impaired some goodwill and other intangibles.”

R1,1bn olarak bahsi geçen rakamı pariteleyince ortaya çıkan sonuç 110 milyon Dolar’a tekabül ediyor.

Yukarıdaki metni yatırım uzmanlarına sorduğumuzda, meselenin Markafoni’nin taşınmazları ile ilgili olmadığını, bilanço beklentileri ve gayri maddi varlıkları ile ilgili olduğunu söylediler. Görünen o ki Markafoni’nin bilanço beklentileri ile Türk e-ticaret sektörünün gittiği noktalar birbirini tutmuyor. Bu söylem şu anlama da geliyor; Naspers’ın ağzından; “Markafoni’ye belki 10 birim yatırım yapmış olabiliriz, ancak şu an 8 birim”. Basit bir alegori ile rapor, Markafoni değerlemesinin düştüğünü söylemeye çalışıyor da olabilir yani. Aynı zamanda “impairment charge” veya “impaired asset” olarak nitelenen durum da bahsi geçen durumun iyileşmeyecekmiş gibi göründüğü ihtimalini güçlendiriyor.

Raporun devamında ise aşağıdaki ifadeler yer alıyor:

“The etailing segment saw revenue growth as we broaden categories and improve our fulfilment and delivery capabilities. We responded to some lagging flash-sales fashion units by impairing some investments and are repositioning them to include in-season, full-price merchandise.”

Bob van Dijk
Bob Van Dijk, CEO Global Transaction eCommerce at Naspers Group

Rapora yapılan bu eklemede de Naspers’ın elektronik perakendecilik yatırımlarında, kategorileri ve dağıtım yeteneklerini artırdıkça bir kazanç büyümesi potansiyelini gördüğünü, ancak flash-sales yatırımlarında tökezlediğini ve çözümü de o yatırımları yeniden konumlayarak, bahsi geçen sitelere sezon ve tam fiyatlı ürünler eklemekte gördüğü açık olarak belirtilmiş.

Ticaret Sicil Gazetesi’ne baktığımızda ise Nasper’ın raporundan sadece birkaç gün sonra, Naspers’ın global e-ticaret yatırımlarından sorumlu olan CEO’su Bob Van Dijk’ın Markafoni Yönetim Kurulu’na atandığı görüyoruz. Acaba Markafoni çareyi tam-fiyatlı sezon malı satmakta mı arayacak? Bu soru, özel alışveriş sektörünün nereye gittiği konusunda önemli bir soru haline geliyor.

Konuyu Sina Afra ile telefonda görüştüğümüzde, kendisinin yorumu şu şekilde oldu: “Naspers’ın yayınladığı bu raporda, Naspers’ın flash-sales yatırımlarının başını Markafoni ve FashionDays çektiği için o kategoriyi temsil etmek adına böyle bir söylem kullanılmış olabilir. Bu söylem kullanılırken belki Markafoni de işaret edilmiş olabilir, bunu bilemeyiz.” Sina Afra ayrıca “Naspers’ın impairment charge şeklinde belirttiği bu söylem aynı zamanda bir taktik de olabilir, bu sene değer düşmesi, gelecek sene oransal olarak kazancın artmış olduğunu göstermelerine de yarayabilir, ancak bunu da bilemeyiz.” şeklinde eklemede bulundu.

Açıkçası ben bu zararın Markafoni’den veya operasyondaki kilit elemanlardan dolayı meydana geldiğini düşünmüyorum. Bu zarar aynı zamanda bence tüketici paradigmasının değişimi ile de ilgili. Tüketici, özellikle son 1 yıldır kendine sürekli olarak bir soruyu soruyor: “Sadece ucuz diye daha ne kadar fazla ayakkabı alabilirim ki?”.

E-ticaret sektörüne yakın olanlar, İstanbul’un Maslak-Levent bölgesinin özellikle Markafoni’nin de faaliyet gösterdiği fast-fashion kategorisinde fazlaca aktif bir rol oynadığını bilir. Fast-fashion cirolarının azımsanamayacak kadar fazla oranı Maslak-Levent bölgesinden gelir. En azından 2013’ün başına kadar böyleydi. 2013’ün başında Maslak-Levent bölgesindeki plazalar ortak bir kararla akşam 17:30’dan önce, özellikle de sabah saatlerinde içeriye Markafoni-Trendyol-Limango kutularının girmesini yasakladı.

Plaza girişlerinde inanılmaz bir trafiğe sebep olan binlerce kutu için bulunabilen tek çözüm buydu. Özellikle o kategorinin kırılma noktası işte bu sene başında Maslak-Levent hattında gerçekleşti. Satışlar düştü.

Trendyol’un Maslak’ta Trendyol Store ismiyle mağaza açmasının sebebini merak edenler var mı halen?

E-ticaret

E-Ticaret Sektöründe Taşlar Yerinden Oynuyor

Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye’nin sosyalmedya.co’dan duyduğu Doğan Grubu’nun Limango’yu satın alması haberi ile birlikte Türk e-ticaret pazarından bir yabancı yatırımcı daha eksildi. Avrupa’nın en büyük 2. e-ticaret grubu Otto Group Türkiye pazarından çıkıyor, büyük haber! Limango, Arabulvar, Bonprix ve OGLI hepsi birden. Otto piyasamızdan umudunu kaybetmiş gibi görünüyor (tabi kendi stratejisine uygun davranmaya çalışıyor da olabilir).

Rocket’in çok kısa bir süre piyasada kalması ve nitelikli çalışan dengesini değiştirmesi, Türkiye e-ticaret piyasasını seven ve Emre Kurttepeli ile birlikte birçok e-ticaret yatırımı yapan Tiger’ın dahi uzun süredir niş e-ticaret kanalı yatırımı yapmaması (son 2 senede sadece evidea.com yatırımı), Otto Group’un çıkışı, bir zamanlar 4. büyük sayılan Vipdükkan.com’un kapanması, ilk 6 ayı içinde kapanan onlarca küçük e-ticaret sitesi ve şimdi de Doğan Grubu’nun e-iş alanlarındaki masif yatırımları. Hepsiburada ve Gittigidiyor ile kıyaslandığında Markafoni nispeten küçük bir şirket, global rakiplerine göre ise KOBİ seviyesinde sayılır. Tüm bunlara bakarak Türkiye e-ticaret pazarının 2014’ün gölgesine rağmen ne kadar da primitif olduğunu görebiliriz.

ETICAD ETIDTürkiye’de aboneliğe dayalı modellerin tutmadığını, grup alışveriş modelinin çabucak tüketilip alandaki güveni eksilttiğini, internetten yapılan alışverişlerde ürünün görünen ve olanının arasında ciddi farkların olduğunu ve en önemlisi de halen kredi kartı ile online ödeme konusunda güvensizlik olduğunu da unutmamak gerektiğini düşünüyorum. ETİD, ETİCAD ve benzer kurumların regülatif ve bilgilendirici olacağına kukla olmayı seçtiğini ve basiretsiz yönetildiğini de eklersek durumun ne kadar vahim olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca, Hepsburada ve Gittigidiyor dışında kalan tüm e-ticaret sitelerinin trafiklerinde ciddi düşüşler olduğunu ve onlardan boşalan yerleri de haber/spor kategorisindeki içerik sitelerinin aldığını, dijitale bugüne kadar yatırım yapmayan ama şimdilerde kesenin ağzını açan büyük medya gruplarının dahi web trafiği için kıyasıya rekabet ettiklerini de ekleyelim. Tabi eTohum gibi organizasyon/inkübatör/mentorluk şirketlerine yapılan başvuruların %50’sinden fazlası da e-ticaret kategorisindeki projeler ve bu projelerin arasında yatırım alan da resmen yok. Çünkü son zamanlarda internet sektörüne yapılan yatırımların %90’ının tek bir kişi tarafından yapıldığını düşünürseniz meseleyi gözünüzde büyütme şansınız azalıyor, ki aynı kişi eTohum’un kendisine dahi yatırım yaptı.

Hepsinin yanında, bugünlerde sektör ezberi haline gelen şekliyle küçük e-ticaret sitelerinin performans ajanslarına ortaklık teklif ederek Google Adwords gibi katma değerli hizmetlerden fayda sağlamaya çalıştığını ve rekabeti de artırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yani Markafoni, Trendyol gibi siteler sadece birbirleri ile değil aynı zamanda birçok cephede küçüklerle de savaşmak durumunda kalıyorlar ve görünen o ki küçükler de nihayet kazanmaya başlıyor.

Konu Limango’nun yeni durumu gibi özel bir örneğe geldiğinde ise, Limango’nun reklamlarının şimdiden Hepsiburada ve Hürriyet’te çıkmaya başladığını hatırlatalım.

Son olarak ise Sina Afra’nın 2012 yılının başında bir PR söylemi olarak şu sözleri söylediğini hatırlıyorum: “Markafoni Türkiye’nin ilk milyar dolar değerlemeli internet şirketi olacak”.

Önümüzdeki günlerde Türkiye e-ticaret piyasası ile ilgili bir rapor daha yayınlıyor olacağız, bizi takip etmeye devam edin.

GÜNCELLEME #1

Markafoni’nin PR ajansı Marjinal Porter Novelli’den gelen tekzip metnini, noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda yayınlıyoruz:

Sayın Fatih Güner,

Sosyalmedya.co websitesinde kaleme almış olduğunuz “E-Ticaret Sektöründe Taşlar Yerinden Oynuyor” başlıklı yazınızda müşterimiz Markafoni ve yönetim kurulu başkanı Sayın Sina Afra hakkında yer alan bilgilerin tamamen yanlış, hatalı veya eksik olması nedeni ile ekteki tekzipin websiteniz tarafından ivedilikle yayınlanmasını ve sözkonusu yazının yayından kaldırılmasını, aksi takdirde Vipindirim Elektronik Hizmetler ve Ticaret A.Ş. ve Sayın Sina Afra hakkında yayınlamış olduğunuz bu yanlış ve/veya hatalı bilgiler nedeni ile hem tüzel kişi hem de Sayın Sina Afra nezdinde her türlü kanuni yola başvurulmak zorunda kalınacağını işburada size ihtaren bildiririz.

6 Aralık 2013 tarihinde www.sosyalmedya.co adresinde yayınlanan “Türkiye E-ticaret Sektöründe Taşlar Yerinden Oynuyor” başlıklı yazınızda yer alan hatalı bilgiler konusundaki yanıtlarımız aşağıdadır.

Yazınızın “Ankara’da Markafoni Konuşuluyor” ara başlığının ikinci paragrafında yer alan “Bunun üzerine de normalde göstermesi yasak olan Naspers-Markafoni ortaklık sözleşmesini bana gösterdi” ifadesi kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Bu sözleşmenin üçüncü şahıslara gösterilmesi, sözleşmenin ticari sır olmasının yanında sözleşme şartlarına göre de yasak olduğu gibi, Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra da söz konusu hissedarlık (Shareholders Agreement) sözleşmesini kesinlikle kimseye göstermemiştir. Ayrıca, hissedarlık sözleşmesi herhangi bir üçüncü kişiye gösterilmediği ve gösterilemeyeceği gibi, içeriğinde yer alan herhangi bir bilgi veya rakam da ne yazılı, ne de sözlü bir şekilde Sina Afra tarafından açıklanmamıştır.

Yine aynı paragrafta geçen “Belgenin hisse kısımlarında yazan bilgilere göre Markafoni’nin gerçek değerlemesi gerçekten de 86 milyon Dolar’dı. Ancak Markafoni inisiyatifi Brands Exclusive’in de dahil olduğu şekilde tüm grup 200 milyon Dolar’a yakındı, doğrudur. Demek ki 200-210 milyon Dolar şeklinde bahsedilen bu rakam havadan uydurulmamış, ancak Türkiye operasyonu 86 milyon Dolar’mış” ifadesi de aynı şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Markafoni söz konusu değerleme rakamını ticari sır niteliğinde olduğu için hiçbir zaman açıklamamıştır ve açıklamayacaktır. Her halükarda, Markafoni’nin değerlemesinin 86 milyon dolar olduğu bilgisi de doğru değildir. Raporda yer alan rakam şirketin değerlemesini değil, şirketin belli bir kısmını almak için yatırımcılara ödenen tutarı ifade etmektedir ve bu rakam 95 milyon dolardır.

(http://financialresults.co.za/2012/naspers_ar2012/downloads/01_the_naspers_group.pdf; 23. Sayfa)

Söz konusu yazının “Tüketici Paradigmasının Değişimi” ara başlığının altında yer alan “Ticaret Sicil Gazetesi’ne baktığımızda ise Nasper’ın raporundan sadece birkaç gün sonra, Naspers’ın global e-ticaret yatırımlarından sorumlu olan CEO’su Bob Van Dijk’ın Markafoni Yönetim Kurulu’na atandığını görüyoruz. Acaba Markafoni çareyi tam-fiyatlı sezon malı satmakta mı arayacak? Bu soru, özel alışveriş sektörünün nereye gittiği konusunda önemli bir soru haline geliyor” ifadesi spekülatif bir söylemdir ve yazının önceki bölümlerinde söz edilen konuyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Tarihlerin tamamen tesadüf eseri denk gelmesinden ibaret olan bu durumda, Ağustos 2013’te Naspers’ın eski CEO’su yerine gelen yeni global CEO Bob Van Dijk sadece Markafoni’nin değil, Naspers bünyesinde dünyada yer alan tüm e-ticaret şirketlerinin yönetim kuruluna atanması planlamış ve devam eden bir süreçtir ki bu durum da normal sürecin bir parçasıdır.

Tümüyle yanlış bilgilerden oluşan böyle haksız bir yazının tarafımızdan son derece olumsuz karşılandığını belirtir, söz konusu yazıyla ilgili bu tekzip metninin internet sitenizde yayınlanmasını rica ederiz.

Saygılarımızla,

Markafoni.com Yönetimi

GÜNCELLEME #2

Editörün notu olarak bir ekleme yapmak boynumun borcudur. Markafoni metninde 2. kısımda yer alan ve Bob Van Dijk’ın atanması konulu münferit olayın spekülatif olduğu konusunda hemfikir olabiliriz. Ancak bu atama durumu yine de raporun ertesinde garip görünmüyor değil, ben de buna işaret etmeye çalıştım. Markafoni’nin ilk ithamı olarak konu olan “Shareholders Agreement”ı gözlerimle gördüm ve de bu olay bahsettiğim bağlamda gelişti. Markafoni’nin kurumsal duruş olarak direkt bir şekilde yalanlaması anlaşılabilir, ancak aynı kurum tarafından bir defa daha yalancı olmakla itham edilmek benim tarafımdan kabul edilemez! 450 kişinin görev yaptığı böylesi bu kurumda kriz yaratmak elbette bizim vermek istediğimiz mesaj değildi, bu yüksekten bakma ve küçümsemeye bir dur demek gerekli. sosyalmedya.co’nun tam da bu noktada sektörün faydasını temsil ederken takındığı bu tavır yüzünden Markafoni ve suretinde Sina Afra tarafından ikinci defa yalancılıkla suçlanması düpedüz sektöre ihanettir. Bu da böyle bilinmeli.

Yorumlar (24)

  1. Merhabalar, bu yazının teknik detaylarına çok hakim olmasam da ne kadar önemli bir konudan bahsettiğiniz o kadar açık ki. Birkaç sene öncesine kadar bir türlü başından kalkamadığımız, ünlülerle kampanyalara giriştikçe ilgimizi daha da cezbeden, sorunlarla karşılaşsak da vazgeçemediğimiz e-ticaret sitelerinin aşırı saldırgan tavırlarından sonra bugün geldikleri noktayı düşününce çok üzülemiyorum.Maslak-Levent hattında tüm plazaları giydiren,tatile gönderen ve evlerini döşeyen Markafoni gibi sitelerin şimdi ne yapacaklarını bilemedikleri bir döneme girdiklerini okumak, hele de sizin gibi sektörü karşısına almaktan çekinmeyecek kadar dürüst ve yalın birinin kaleminden, oldukça keyif verici.Kapitalizmin en vahşi yüzünün uygulandığı ham madde ve pazar kaynağı bir ülkede yaşayan ve alışveriş zevkini neredeyse tamamen kaybetmiş biri olarak E-Ticaret dünyasının karanlık yüzünü anlatmaya dilerim devam edersiniz. Saygılar.

  2. Sizden böyle bir yazı bekliyordum. Çünkü Türkiye’deki e-ticaretin gittiği yön ortada ve kimse bundan aylardır bahsetmiyor. Kodaman yıldız girişimcilerimizin birbirinin sırtını sıvazladığı bu piyasadaki herkes pembe tablo çizmeye devam ediyor. Ancak bu yazıyla gördük ki Markafoni için de tehlike çanları çoktan çalmaya başlamış bile.

  3. Bu yazı, Türkiye’deki markafoni, zırtfoni, pırtfirsat vs vs. konusunda o kadar DOĞRU ki! Size başıma gelen bir olayı anlatayım;

    Bundan tam 1 sene önce Markafoni’den ufak bir alışveriş yapmıştım. Ben bu alışverişimin gerçekten -ufak- olduğunu, sipariş MASLAK’TAKİ ofisime gelince fark ettim. Aldığım ürünün imajı o kadar gerçeğinden farklıydı ki! Sorunumu ilettiğimde, bana özetle “BAKSAYDIN KARDEŞİM” dediler. Pardon da nereden bakacaktım? Sizden satın aldım ve sizin vitrininizden baktım ben o ürüne. Vitrin düzenlemeniz, sizin görevlerinizden biri değil miydi? Bir diğer başımdan geçen de şu anda adını hatırlamadığım bir e-ticaret sitesinden ayakkabı satın almamla ilgili. Ünlü bir markanın ayakkabısını aldım ve ayakkabı KARTONPİYER çıktı. Ayakkabı sahteydi. SAHTE.

    Bir örnek daha vereceğim; Yurtdışı’ndan adı sanı pek duyulmamış, genel merkezi İngiltere’de olan bir e-ticaret sitesinden aldığım güneş gözlüğü (ki ne kadar hassas ve yanlış algıya oldukça uygun) bana 1 HAFTADA ve görselinin tıpatıp aynısı olarak geldi. Yine aynı şekilde başka bir İngiltere merkezli bir e-ticaret sitesinden aldığım ayakkabı da aynı kafamdaki gibi bir şekilde 1 haftada geldi.

    Şimdi, bana Türkiye’deki e-ticaret sitelerinden alışveriş yapmam için 1 tane neden söyleyebilir mi biri? Daha ucuz? (Hayır, indirim zamanı zaten mağazalarda Markafoni gibi fırsat sitelerindekiyle aynı fiyat) Daha kaliteli? (KARTONPİYER) Daha hızlı? ASLA. Daha iyi müşteri hizmeti? ASLA ASLA ASLA.

    Bir tane neden yok.

  4. Nedense şaşırmadım. Türk e-ticaret sektöründe kapalı kapılar ardında birçok oyun döndüğü o kadar aşikar ki. İçeride bu dalavereler olurken kamuoyunu kandırma, yanlış bilgilendirme, önce yalanlayıp sonra dediğini yutma gibi durumların yaşandığını eğer sektörü biraz takip ediyorsanız anlamanız çok da zor değil. Ancak yazınızdaki detaylar oldukça çarpıcı, bu kadarını tahmin edemezdim.

    e-ticaret sektörünün lideri benim diye ortalarda dolaşan Markafoni’nin sektördeki şanını çoktan kaybettiği o kadar aşikarki. Satış ve trafiği düşen Markafoni’nin sonunun yavaş yavaş geldiğini ben de hissediyordum ki yazınızdan sonra artık bundan neredeyse eminim.

    e-ticaret sektörünün bu yönünü kimse yazmaya cesaret edemezken bizi aydınlattığınız için teşekkürler.

  5. İşte en sonunda birisi karanlığı aydınlatmış :)) Sizi seviyorum sosyalmedya.co!

  6. İsmini vermek istemeyen beyaz yakalı kullanıcı adlı kişiye istinaden;

    Aslında bu yazının içeriği, e-ticaret sitelerinin kullanıcılarla olan ilişkisi değil. Biraz daha okumaya vakit ayırırsanız daha net anlayacaksınız.

  7. Geçenlerde bir arkadaşım ile konuşuyorduk, neden eskisi gibi özel dosyalar yayınlamıyorlar diye. Aslında sitenizle ilk tanışmamız böyle bir özel dosya ile olmuştu. PR haberi sunan şirketlerden bıktık ve gerçekleri duymak istiyoruz. Kapı arkalarında onlarca olayın döndüğü bu pazar için daha fazla özel dosya yayınlamalısınız. Her tür malzeme hazır. Teşekkürler

  8. Çok harika irdelenmiş. Bilmediğimiz perde arkasında neler var aslında. Her şey kocaman şişiriliyor. Rakamlar, hizmetler…

  9. Haydar Bey’e katılıyorum. Yurtdışında bir çok büyük e-ticaret sitesi var. Ama hiçbiri “tekel” değil. Küçük işletmelere de fırsat verilmeli. Kategorizasyon olmalı.

  10. “Rapora yapılan bu eklemede de Naspers’ın elektronik perakendecilik yatırımlarında, kategorileri ve dağıtım yeteneklerini artırdıkça bir kazanç büyümesi potansiyelini gördüğünü, ancak flash-sales yatırımlarında tökezlediğini ve çözümü de o yatırımları yeniden konumlayarak, bahsi geçen sitelere sezon ve tam fiyatlı ürünler eklemekte gördüğü açık olarak belirtilmiş.” demişsiniz sonra da Bob Van Dijk’ın Markafoni Yönetim Kurulu’na atanması hakkında çok doğru bir tespit yapmışsınız.
    Bu fikre katılıyorum. Artık e-ticaret sitelerinin fırsat adı altında verdiği hizmet yavaştan ilk etkisini kaybetmeye başladı gibi görünüyor.
    Markafoni, Yönetim Kurulu’na Bob Van Dijk’i transfer etmesi daha net ve güvenilir bir strateji oluşturacağının göstergesi.
    Bu yazı harika olmuş. Ellerinize sağlık.

  11. Arkadaşlar,

    Neden millet olarak ayağı tökezleyene bir de biz vuruyoruz?

    Benim de küçük küçük e-ticaret sitelerim var. Bazıları sıradan, bazıları ise marjinal. Marjinal olanlar hala tıkır tıkır işliyor. Markafoni de marjinal bir fikirdi ve yöneticileri de ihya oldu.

    Düşüşe geçmesinin sizleri neden bu kadar sevindirdiğini anlamadım?

    Eğer e-ticaret sitesi sahibi iseniz, bizler için de faydası dokundu bu büyük sitelerin. Milletin kredi kartı kullanımındaki çekincelerini ortadan kaldırdılar, millet artık bizim sitelerimizden de rahatlıkla kredi kartı ile alışveriş yapıyorlar.

    Bize ve e-ticaret dünyasına bu kadar kazanımı bulunan bir firma için neden bu kadar gaddar davrandığınızı anlamak mümkün değil.

    Ayrıca sosyalmedya.co’ya da teşekkür ediyoruz, farklı bir yazı ile karşımızda oldukları için.

  12. Farklı bir yazı olmuş gerçekten, kim yazabildiyse tebrikler. Sina Bey’in markafoniden ümidini kestiği markafoniye ugramamasindan belli degilmi? Ya yurtdışında seminerde ya istanbulda seminerde. Sina beye birşey olmaz en kötü Almanyaya geri döner, Nasper’ın batan parasına da acımam ama markafoni giderse çalışan 450 kişiye ne olacak, onu söylermi birisi bana.. Ex-rocket’çılar gibi ex-markafoni’cileri görmek yazık değil mi?

  13. Peki ne yapmamız gerekli? Hızlı ivmesiyle başarı elde etmiş bir şirket PR için yanlış rakamlar telaffuz etmiş olabilir ama bu demek değil ki sektör batıyor. İşini doğru yapan şirketler oldukça e-ticaret büyümeye devam edecek. Kızabiliriz ama küsmemeliyiz..

  14. uzun zamandir takip etmiyordum sosyalmedya.co yu. Ancak bu yazidan sonra ne kadar da desteklenmesi gereken bir site oldugunuzu anladim. Oncelikle bu ugur dundar tadindaki bilgilendirici yazi icin tesekkur ederim.
    Sina Bey belkide ozel olarak gosterdigi belgede yazanlarin buradan ifsa edilmesine kizmis olabilir ancak ben konuya suradan bakiyorum,
    – Sina Beye sorum su; sm.co kurucusu kisiye markafoni degerlemesini gosteren belgeyi neden gosterdin? Bu adamin meslegi geregi rakamlari blogunda yayinlayabilecegini hic mi ongeremedin? Bu yuzden Fatih Bey bu konuda hakli. Yalancilikla suclanamaz’ ima dahi edilemez.
    – Yillardir etohum ve bunun gibi diger olusumlarin bizlere pofpoflayarak gosterdigi e-ticaret sitelerinin ceolarinin hayat standartlarina ozenmem ve her seyi yarida birakarak “benim de internet girisimim olmali” kafasina girmem hayatimdan 3 yilimi aldi goturdu ve su an da ne yapacagimi bilmiyorum. Fatih sen cok haklisin cunku gercekleri cekinmeden yayinliyorsun. Bu sekilde devam et cunku biz takipcilerin olarak gerekli trafigi sana yaratacagiz. Basarilar…

  15. Nereye kadar devam edebilir ki bu fırsat siteleri. (Private shopping değilmiydi..!?) Bizim bir çok tedarikçimiz bu sitelerden bıkmış durumda. Her biri ayrı dert yanıyor. Özellikle son günlerde ısrarla ürünlerini satışa çıkartmak için sürekli arıyorlarmış. 2 yıl önce ise 6 ay sonrasına gün veriyorlardı.

    Artık mahalledeki tuhafiyeci bile “ben bu sitelere stok bilgimi gönderiyorum satarlarsa paketleyip gönderiyorum” diyorsa varın siz düşünün hallerini.

    Herkes az çok ne olup bittiğini tahmin edebiliyor. Küçük ve orta ölçekli e-ticaret siteleri sıkın dişinizi 2014 yılı sonuna kadar…

  16. Fatih Bey,

    Sorumlarım şunlar;

    Güven Sak’a o e-postayı attınız mı atmadınız mı? Oradaki ‘sözde ben Sak’a’… diye giden satır kafa karıştırıyor, anlayamadım.

    Sina Afra, değerlemenin düşük olmasını söylemenize yani Sina Afra’ya manipülasyon yaptığını ima etmenize rağmen size nasıl bir samimiyetle yaklaştı?

    Aynı zamanda sizin bunları yazacağınızı bilerek nasıl bir amatörlüktür ki şirket sözleşmelerini size gösterdi? Biraz garip değil mi?

    Bizi aydınlatırsanız sevinirim.

  17. Yakalamışken her şeyin hırsını Markafoni ve Sina Afra’dan çıkarmayalım.
    Nasrettin Hoca fıkrası malum. Yolda bir köylü hocaya sorar: “Hocam, bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu”. Hoca “Beni ilgilendirmez!” cevabını verir. Köylü tatmin olmaz “Ama hocam baklava tepsisini sizin eve doğru götürüyordu” der. Bu sefer Hoca “O zaman da seni ilgilendirmez!” cevabını verir.

    Haberler bizi kendi işimiz ve hayatımız için çalışmaktan alıkoymasın :)

  18. @Bulut Demirtürk:

    Güven Sak’a e-posta falan atmadım. Söylediklerine göre böyle bir e-mail atmışım, ancak atmadım. Umarım kafa karışıklığını giderebilmişimdir.

    Sina Afra’nın samimiyetinden kuşkum yok, ancak üçüncü sorunuz ile birlikte cevaben yazıyorum: Shareholders Agreement olarak nitelenen bu belge, şahsıma, sosyalmedya.co sayesinde gösterilmiştir. sosyalmedya.co bu ülkenin en önemli iki internet haberleri kaynağından biridir ve özellikle sergilediği dik duruş sayesinde farklı bir etki gücü bulunmaktadır. Bu etki gücünden pozitif faydalanmak da pek mümkün. Sina Afra’nın neden beni inandırmak gibi bir motivasyonu var sorusunu cevaplamam mümkün değil. Ancak bu sözleşmeyi gözlerimle görmüş olduğum gerçeğini hiçbiri değiştirmiyor.

  19. Markafoni agresif bir tekzip yollamis ama belli ki sosyalmedya.co kararli gozukuyor, sonraki gelismeleri merakla takip edecegim. Markafoninin kac calisani var bilen var mi? Fatih beyin yazdigi gibi 450 calisanmi var yoksa Sina beyin konusmalarinda soyledigi gibi 700 küsürmü?

  20. Ben bu yorumumun yayinlanayacagina ihtimal vermiyorum ama yinede yaziyorum. Sektorde herkesin konustugu bir dedikodu var. Bir sene kadar once gundeme bomba gibi dusen “trendyolun anlatilmayan hikayesi” yazisinin yazilmasinda Sina Afranin katkisi oldugu herkes tarafindan konusuluyor. Sina Afra bu yazinin ortaya cikmasi icin bilgileri Fatih Guner’e iletmis ve boyle bir yazinin Sosyalmedya.co’da cikmasi icin cok ugrasmis. Fatih guner de bilgilerin dogruluguna ikna olunca yaziyi yazmis.

    Markafoniyle ilgili bu yazida da Fatih Guner’in trendyol’un degerlemesi meger daha yuksekmis derken, Sina Afra’ya sitem ettigini hissettim ve gecmisteki trendyol yazisinda Sina afra ile birlikte calistiklarina dair sinyal aldim.

    Bu yorumum cikarsa ve cevaplama cesaretine sahip olunursa gecmisle ilgili bir bulut kalkar.

  21. @Ceren Turhan;

    Yorumlar bu sitede her zaman yayınlanıyor, ancak bizim genel olarak insancıl ve anlamlı ve cesur bulduğumuz yorumlar, senin giriş yaptığın ve provokatif davranmaya çalıştığın şekilde değil, önce gerçek adını kullanmakla başlıyor. Gerisi hikaye!

    Ancak yorumuna elbette cevap vereceğim, sosyalmedya.co ve onun kurumsal duruşundan önce herkes tek bir medya tanıyordu bu sektörde ve o medyayı da yanlı biliyordu. O yüzden de bizi sürekli olarak kıyasladılar ve aynı kefeye koydular. Nedir yani, anaakım medyadan alışmışsınız, yanlı medya olmasını bekliyorsunuz her medyanın. Yok öyle yağma.

    Bahsettiğin yazı 1 sene önce değil, 2 sene önce yayınlandı. Geçtiğimiz sene de mahkeme kararıyla yayından kaldırıldı. Bu yazıya da dava açacaklar, bu da gidici, öyle görünüyor. Ancak, Trendyol yazısı tamamen benim bir başka meseleyi araştırırken Demet Mutlu’nun eski ortağına ulaşmamla başlayan bir süreçte, hikaye örgüsünü kendimin araştırıp kurduğu bir içerikten ibarettir. Sina Afra’nın kulağına fısıldadığı adamlar, bizim içerik vizyonumuzu çalarak giden ve e-ticaret gazetesi yaptığını söyleyip özellikle ve sadece Sina Afra’nın ekmeğine yağ süren adamlar. Benim kulağıma 50 defa fısıldadıysa, 1’ini ya kullanmışızdır, ya kullanmamışızdır.

    Ayrıca sen kimsin ki yorumunu cevaplamaya cesaret edemeyelim? Bulut kalkacakmış da, iletişim olacakmış.

    Bizi takip etsen, ben bu Trendyol yazısı ile ilgili, üniversitelerde yaptığım birçok konuşmada pişmanlığımı ve yaşadığım şeyleri anlattım. Geldiğimiz noktada senin cahil cesareti ile yazdığın yoruma mı cevap veremeyeyim? Gel bir tanı bizi, nasıl insanlar olduğumuzu gör, ondan sonra yüksekten at alçaktan tut.

  22. Hani “Önümüzdeki günlerde Türkiye e-ticaret piyasası ile ilgili bir rapor daha yayınlıyor olacağız, bizi takip etmeye devam edin.” cümlesinin arkası, noldu rapora?

  23. Yok yazinin devami gelecekmis, yok twitter’da çetenin foyasini cikaracakmis Fatih Bey. Hadi canim sen yuksekten at alcaktan tut. Yazinin devami gelmeyince, twitter’da da bir hareket gormeyince, herkes Sina ve çete bu yazari nasil susturdu düşünmeden edemiyor. Hadi bakalim bu yorum da yayinlansin göreyim.

  24. Sina Afra gecen gün bir ortamda bu yazinin devaminin gelmeyeceğini bu konuyu aralarında hallettiklerini söylüyordu. Konusmasindan anladigim fatih beye bir harclik verildi, artik yazinin devamini merak edenler bir bardak su icsinler:)