x

Facebook’tan Öncesi ve Sonrası [Infographic]

Facebook’tan Öncesi ve Sonrası [Infographic]

Sanırım bundan 12 yıl kadar önceydi. Çalıştığım işyerine kişisel bilgisayarlar geleli ve ‘dial-up’ internet bağlantısı kurulalı bir yıl ya olmuş ya olmamıştı. Buna karşılık ilk cep telefonu modelleri tam anlamıyla halkın en gözde iletişim aracı haline gelmiş ve statü göstergesi durumundaydı. Tabii ki toplumda büyük çoğunluk henüz mobil iletişim kavramıyla tanışmamıştı ancak bu ayrıcalığı deneyimleyen herkesin hem fikir olduğu ortak bir nokta mevcuttu.  Kesin olan bir şey varsa o da hem cep telefonları hem de internetin insanlar arasındaki iletişim biçimini kökten değiştirmeye başladığıydı.  Yazdıklarımıza anında veya kısa sürede karşı taraftan yanıt alabiliyor olmanın inanılmaz konforundan mıdır bilinmez, çevirmeli bağlantının bir kağnı hızıyla gerçekleştiği anda hoparlörden işittiğimiz kulak tırmalayan tiz sesi duymamızla beraber içine dahil olduğumuz bu sanal dünyada, elektronik postanın, ilk anlık mesajlaşma sistemlerinden biri olan mIRC ve ICQ’nun beyinlerimizin algısında yarattığı sihir benzeri etkiyle hepimiz bu yeni ‘iletişme’ biçimlerinin kısa sürede adeta müptelası olmuştuk.

Bütün bunları niye anlatıyorsun diye sorarsanız, ben bugün o yıllarda tecrübe edilen sihir etkisini Facebook sayesinde aşağı yukarı üç yıldır yeniden yaşamaya başladım da ondan… Bakın dikkat ederseniz sosyal ağlar diyerek genelleme yapmadım. Bu konunun neden özellikle Facebook üzerinde odaklandığını ise birazdan aşağıdaki infografik belgeleriyle açıklayacak.

Bilgi grafiğine geçmeden önce bir başka anımdan bahsetmek istiyorum. İki-iki buçuk yıl kadar önce bir gün iş çıkışında cep telefonum çaldı, arayan liseden eski bir arkadaşım, neden buluşma organizasyonu konusunda bir cevap vermediğimi soruyor sitemli sitemli… Benimse bu buluşma planından haberim bile yok, ne yani beni aramış da cevapsız mı bırakmışım, e-posta yollamış geri mi dönmemişim, nedir bu sitemin, serzenişin kaynağı anlayamamıştım.  Sonra olay anlaşıldı, bu organizasyon yalnızca Facebook üzerinden yapılmış, çoğunluk olumlu-olumsuz bir şekilde cevabını bildirmiş, bir ben kalmışım yanıt vermeyen!  Bense onca işin gücün koşturmacanın arasında sosyal medya kavramının beraberinde getirdiği yeni yaşam biçimleriyle henüz tanışmamıştım bile…

Bugün 14 Mayıs 2011, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in doğum günü aynı zamanda… Dünyada internet üzerinden iletişim şeklini kökten değiştiren kişidir kendisi.  Kurmuş olduğu Facebook isimli işlevsel ve uygulama harikası platform dünyada ilk olarak 2004 yılında lanse edildi, bizde ise 2007 yılında bir TV kanalında haber bültenine konu olduktan sonra inanılmaz bir hızla yaygınlaştı ve uygulamanın geliştiricileri bugüne kadar siteyi daima yeni güncellemelerle geliştirdiler, yenilediler, hep bir adım ileriye taşıdılar.

Peki, hiç düşündünüz mü içerisinde bunca pratik ve hem zaman hem emekten kazandıran hem de birçok eğlenceli uygulamayı barındıran Facebook’tan önce gündelik hayatımız nasıldı? Başka bir deyişle Facebook’un olmadığı bir dünyada ne yapıyorduk acaba?

Dünya genelinde 600 milyonu geçen kullanıcı hacmiyle Rusya ve Kuzey Amerika’nın nüfusunu katlayarak geçen, tüm Avrupa’da bulunan internet kullanıcılarını sollayan bir rakama ulaştı bugün Facebook.  Bugün ortalama bir kullanıcının arkadaş listesinde 130 kişi bulunuyor ve bu kullanıcı  normal gündelik hayatında bu kişilerle yüz yüze görüşmese dahi söz konusu arkadaş çevresiyle az veya çok bir şekilde etkileşime geçebiliyor. Bunun yanında yine ortalama bir kullanıcı bir ay zarfında ortalama 90 farklı içerik oluşturuyor.  Hangi yaş grubunda daha çok kullanılıyor sorusunun cevabı ise grafikte görüldüğü üzere hem kadınlar hem erkeklerde 26–34 yaş grubu, onu milimetrik bir farkla 18–25 yaş grubu takip ediyor. Benim de içinde bulunduğum 35–44 yaş aralığında ise bu oranlar jet hızıyla % 14 lere geriliyor ve daha ileri yaş gruplarında oranlar aşamalı olarak sıfıra yaklaşıyor.

2009–2010 ve 2011 yıllarının Nisan ayı ortalamaları göz önüne alındığında Facebook’un gelişim tarihindeki en yüksek kullanıcı sayılarına 2011 yılında ulaşıldığı görülüyor.  Türkiye’nin de içinde bulunduğu 6 ülkede yıldan yıla düzenli bir büyüme dikkati çekerken, Endonezya, Hindistan, Meksika ve Filipinler Facebook ile gerçek anlamda 2010 yılında tanışmış bulunuyor.

Bugün ortalama bir kullanıcı Facebook’u her ziyaret edişinde ağ içerisinde ortalama 23 dakika geçiriyor.  Yerel iş kollarının ticaret anlayışı giderek değişikliğe uğruyor. Yurtdışında pazarlamada her 100 yerel işletmenin 70 inde Facebook bir pazarlama aracı olarak kullanılıyor.

Infografikte esprili bir şekilde Facebook bir çeşit milat şeklinde konumlandırılmış ve ‘Facebook’tan önce ne yapıyordunuz?’ sorusuna cevap aranmış.  Sorulara verilen cevaplar, içerisinde hem mizah öğeleri barındırıyor hem de Facebook’un icadından öncesi ve sonrası arasındaki büyük iletişim farklarını gözler önüne seriyor.

Şimdi Facebook’un keşfedilmediği bir gündelik yaşantıyı hayal edin ve Facebook ile birlikte sizin hayatınızda ne gibi değişiklikler olmuş bir düşünün bakalım, Facebook’tan öncesi ile sonrası arasında fark var mı yok mu?

Yorumlar (2)

  1. acaba buradaki resmin kaynagi neresidir. Direk bir link verebilirmisiniz. bu araştırmayı da okumak isterim

  2. Özellikle internet konusuda Amerika’da öne çıkan girişimleri görünce kurucusunun yetenekleri üzerine fazla odaklanıp aslında Amerika’daki silikon vadisini çeviren girişim sermayesi, yatırım bankacılığı, melek yatırımcılar, teknik bilgisi yüksek, eğitimli personel ve girimciler gibi pek çok taraflı bir yatırım ekosistemini atlıyoruz. Bugün Amerika’yı özel kılan bu girişimci ortamı başka hiç bir ülkede yok, Çin ve Hindistan bu konuda bazı adımlar atmaya çalışıyor. Umarım Türkiye’de yatırımcı ekosistemin tüm tarafları zaman içerisinde gelişmeye devam eder.