x

İzlanda Anayasası Facebook Üzerinden Yazılıyor

İzlanda Anayasası Facebook Üzerinden Yazılıyor

1944 yılında Danimarka’dan ayrılan ve bağımsızlığını kazanan İzlanda devleti kurulduğu günden beri büyük bir kısmı Danimarka’nınkini andıran bir anayasa ile işliyor. 318 bin kişilik bir nüfusa sahip olan İzlanda’nın ufak tefek değişiklikler ile bugünkü halini almış olan anayasasının artık yeni bir anlayışa ve içeriğe ihtiyacı olduğu düşünülmüş ve gerekli çalışmalara başlanmış.

Sosyal medya insanlarının yüzünü güldüren gelişme ise bu anayasa çalışmasının başta Facebook olmak üzere, Twitter ve Youtube gibi sosyal medya platformlarında tartışmaya açılmış olması. Ayrıca sürecin takip edilmesi için açılan bir de web sitesi var. Sayfaları ve web sitesini incelemek isteyenleri uyaralım; içeriğin tümü doğal olarak İzlandaca ancak sayfaları Google Translate gibi servislerle kendi dilinize çevirerek incelemeniz de mümkün.

Süreç vatandaşların bu sayfalar ve web sitesi üzerinden anayasa için önerilerde bulunması ve önce yerel seviyede kurulmuş komiteler ve ardından da anayasa konseyi tarafından değerlendirilmesi şeklinde ilerliyor. Kişilerin önerileri diğer kullanıcılar tarafından da yorumlanabiliyor ve doğal olarak ilgili konseylere ulaşmadan önce değişime uğruyor.

Birçok kişinin endişesi böylesi ciddi bir karar sürecini sosyal medyayla beraber böylesi büyük bir katılım oranıyla deniyor olmanın ne kadar efektif olduğu üzerine yoğunlaşıyor ancak İzlanda’nın nüfusunun 300 binin biraz üzerinde olduğunu düşünürsek ileride gerçekleşebilecek benzer projeler için İzlanda’nın güzel bir prototip olacağını öngörebiliriz.

Yorumlar (1)

  1. İzlanda’daki bu girişim toplumun yönetime katılımı, yani egemenliğin millete ait olması ilkesine şukela bir örnek. Umarım, İzlanda halkı toplum ve vatandaşlık bilincine bize nazaran daha hakim bireylerden oluşuyordur ve bu yapılanma tüm dünyaya, fikirleri toplum olarak tartışabilmenin ne kadar gerekli ve değerli olduğunu gösterir.

    Temel Aksoy’un dünkü yazısı bu girişimin başarılı olacağına dair kanıları destekler nitelikte: http://www.temelaksoy.com/yazilar/strateji-ve-inovasyon/Kitlelerin-Zekasi.aspx

    Alıntı:

    “… yapılan deneyler tam tersini söylüyor: Geniş kitleler doğru karar alma konusunda son derece “yetkin” ve “becerikli”dir . Üstelik bu deneyler bize geniş kitlelerin uzmanlardan oluşan küçük bir azınlığa kıyasla çok daha isabetli kararlar aldığını kanıtlıyor. Kulağa ters geliyor; ama eğer yeterince büyük ve çeşitliliği olan bir kitle oluşturulursa bu kitlenin ortak aklı, onu oluşturan bireylerin akıllarının toplamından daha üstün oluyor. ”

    Buradan hareketle, ülkemizde de yaşanan “uzlaşı” sorunlarının geniş kitlelerin katılımını sağlayarak çözümlenebileceği sonucuna varılabilir. Ancak yazının içerisinde de geçen, “toplumsal konulardaki farklı fikirlerin tüm topluma ‘eşit oranda’ duyurulabilmesi” sorunsalı -kısaca, iktidarın medya üzerindeki egemenliği- bu yaklaşımın ülkemiz için kilit eleştiri kaynaklarından birini beraberinde getiriyor.