Sosyal medya bağımlılığı her gün daha fazla konuşulan bir konu olmaya başladı. Milyonların bu dertten muzdarip olduğuna kuşku yok, semptomlar da belli fakat o kadar fazla türü var ki henüz tam bir tanı konulamıyor. Ancak bir gerçek var ki onlar aramızdalar!
Pazarlama yazılım şirketi Marketo’nun hazırladığı sosyal medya alışkanlıkları hakkındaki infografik en sık görülen on sosyal medya bağımlısı prototipini tanıtıyor. İşte bunlardan bazıları:
Uyarı bağımlıları: Her tweet, paylaşım veya yorumda telefonuna bakamadan yapamama ve yaptığı işi bırakıp bunlarla ilgilenme semptomu, kişilerde sosyal medyada olan biteni anı anına takip etme dürtüsü uyandırarak gerçekten odaklanması gereken konudan uzaklaştırıyor ve hayatını sabote ediyor.
Sosyal guru: Son günlerde herkes kendini sosyal medya uzmanı olarak tanıtırken, aslında kimin neyin uzmanı olduğunu anlamak bile mümkün değil.
Sesli harf düşmanları: Tweetlerini 140 karaktere sığdırma zorunluluğuyla her kelimeyi mümkün olduğunca kısaltarak yazanlar sadece dilbilgisini katletmekle kalmayıp ayrıca bu kötü alışkanlıklarını e-posta veya bloglarında da devam ettiriyorlar.
Blog insanı: Kendilerine yöneltilen her soruya “bu konu hakkındaki blog yazımı okuyabilirsin” cevabını veren blog insanları, sosyal ilişkilerini sabote ettiklerinin farkına dahi varamıyorlar.
Kendini bilirkişi sananlar: Mümkün olan her siteden sosyal skorlarını kontrol etmekten kendini alamama semptomu gösteren kişiler maalesef önemli olanın kullanıcılar için yararlı içerik üretmek olduğu gerçeğini yok sayıp, etki alanlarını genişlettiklerini sanarken aksine etkilerini kaybediyorlar.
Mahallenin muhtarı : Önünden geçtiği yerlerde bile check-in yaparak onlarca yerin mayor’ı olan kişiler gösterdikleri bu disiplin ve azmi başka alanlarda kullansalar kuşkusuz hayatta çok daha iyi yerlere gelebilirler.
Kontrol bağımlıları: İşte, trafikte, tuvalette kısacası nerede ve ne zaman olursa olsun sosyal medyada paylaşımlarının etkileşimini kontrol etmeden duramayanlar işte acı gerçek; arkadaşlarınız sizinle buluşup sohbet etmeye çalışmaktan nefret ediyor!
Hastalık ya da bağımlılık tıbbi terminolojide o kadar farklı anlam barındırıyor ki; Birşey bildiklerini sanan kişilerin oysa hiç birşey bilmeyen kişilerin sosyal medya’yı bağımlılık ya da hastalık olarak nitelendirmelerine bir psikiyatrist olarak karşıyım. Amerika menşeli bu gibi araştırmalarında ki tek amaç,tek dünya düzenini kişilerin bilinçaltına enjekte etmesidir. İnternet tedavisi klinikleri bile dünya’da mevcutken,tedavi hizmeti veren meslektaşlarım ile telefonda görüşürken onların tabiri ile hastalık olmadığı sadece alışkanlıklarını dizginlemesini belirtken,orta tabaka insanların bu hastalık yeaaa demesi,arabanın arkasına bağlanan teneke’nin cıkardığı ses ile verdiği rahatsızlıkla eşdeğerdir.