Çok mu okuyan bilir, yoksa çok mu gören? Bilim bunu henüz çözmüş olmasa da, başka bir şeyi çözdü. Seyahat etmek, beyninizde değişikliklere sebep oluyor. Nasıl mı?
Diyelim ki, çok çalıştınız ve kafanızı biraz toparlamak için bir hava almak istiyorsunuz. Moladan sonra kendinizi çok iyi hissediyorsunuz. Neden biliyor musunuz? Çünkü yer değişikliği ve temiz hava moralinizi yükseltiyor ve beyninizin dinlenmesine sebep oluyor.
Aynı durumu bir de tatil için düşünün. Çalışma dönemi içerisinde sık sık içeride vakit geçirmek bizi yoruyor. Tatilde de genelde dış mekanda vakit geçiriyoruz. Bilimsel çalışmalar da, dış mekanda vakit geçirerek dinlenmenin, beyinde pozitif anlamda değişiklikler yarattığını gösteriyor.
Özellikle doğanın içinde, daha az insanın olduğu daha vahşi yeşilliklerin arasında yer almak, gerektiğinden fazla düşünmenizi engelliyor. Yine uzmanların dediğine göre, problemleri çözmenin en iyi yolu düşünceyi durdurmaktır. Bunu gerçekleştirmeyi başardığınız anda, beyniniz değişmeye ve gelişmeye başlar. Bunu da gerçekleştirebileceğiniz en iyi yer de, kalabalıktan uzakta, doğanın içinde huzur dolu bir noktadır.
Bu araştırma için ormanda yürüyüşe çıkan bir grup üzerinde test yapılıyor. Katılımcıların her birinde, beynin psikolojik hastalıkları geliştiren bölüm olan prefrontal korteks denilen bölgenin aktivitesinde azalma gözleniyor. Herkesin günde en az bir ya da iki saat vakit geçirdiğini ve bunu her gün yapabildiğini düşünün.
Peki beyindeki bu değişim, günlük hayatımızı nasıl etkiliyor? Bunun için başka bir test, bir grup gönüllü insan üzerinde yapılıyor. Katılımcıların birkaç gün boyunca tüm elektronik eşyalarını kapatarak yaşamaları isteniyor. İki günün sonunda yapılan yaratıcılık ve iş bitiricilik testinde, kişilerin performansının %50 arttığı gözlemleniyor.
Yani mutluluğun sırrı doğada yatıyor. Onu korumak için size bir sebep daha.
Yorumlar (0)