Akıllı telefonların ucuzlaması ve internet bağlantısının yaygınlaşmasıyla mobil internet kullanımı artık günlük yaşamımızın bir parçası haline geldi.
Fütüristler Derneği Başkanı Ufuk Tarhan’ın yaptığı her konuşmada sürekli verdiği ¨İşte cep telefonum, işte laptopım ve işte benim ofisim¨ örneğinden yola çıktığımızda, teknolojinin gösterdiği bu gelişim, bizleri bulunduğunuz coğrafi konumdan bağımsız birer mobil çalışana çevirirken, aynanın bir de parlak olmayan, kara bir yüzü olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Teknolojinin gelişmesiyle, çalışanlar her an ve her yerden ulaşılabilir hale gelirken, bu da özel ve iş hayatımızın birbirinin içerisine geçmesini sağlıyor.
¨Eve hiçbir zaman işini getirme!¨ bunu elbet hayatınızda en az bir kez duymuşsunuzdur. Bu sözü hatırladığımızda işyerleri tarafından verilen, eve dahi götürebileceğiniz dizüstü bilgisayar ve kişisel görüşmelerinizde bile kullanabileceğiniz akıllı telefonlar acaba size sunulan bir lütuf mu? Yoksa mesai saatlerinizin genişletilmesini sağlayan araçlar mı?
Birebir görerek yaşadığımız teknolojinin bu gelişiminin 10 yıl sonra nereye ulaşacağı ve bize ne gibi kar/zarar sağlayacağını bilemiyoruz. Her yerden ulaşılabilir olmak ya da ulaşabiliyor olmak bizleri zaman zaman ¨Evden de yaparım¨ avantajını sağlıyor olsa da iş hayatı ve özel hayatın iç içe geçiyor olması su götürmez bir gerçek.
Peki ya bu gelişim karşısında özel hayata müdahale karşısında sınırları kim belirleyecek?
Cuma günü Volkswagen devrim niteliğinde bir karar alarak, işçi sendikasının talebi üzerine BlackBerry servislerine bir sınırlama getirdi. Buna göre çalışanlar mesai saatlerinden ancak yarım saat önce ve yarım saat sonra e-posta alabiliyor olacaklar.
Belki de bu bir başlangıç olur, ne dersiniz?
Keşke yer’in adını da belirtseydin. Bunu okuyanlar Türkiye’de böyle bir karar alındığını düşünebilir.