“Zaman zaman, uygulama geliştiricilerin niş yazılımları, donanımcıların yol haritası üzerindeki bir ürün olabilir yada daha kötüsü onların direkt planlarının içerisindeki bir ürün. Bu durumda donanımcılar bizlerin sempatilerini kazanmazlar.” – Dave Winer
Uygulama geliştiricileri, var olan bir ürün için eklenti, araç yada bir uygulama yazabilir.
Bu konuya Apple ekseninde baktığımızda ise, geliştirici yazılımıyla iPhone’a yeni bir özellik sağlamakla kalmayarak, App Store sayesinde zengin olma şansı da elde edebilir.
App Store’un verdiği “Zengin olma şansı” sayesinde iPhone, ilk çıktığı günden beri uygulama geliştiricilerin mikroskopu altına detaylı bir şekilde incelenmeyi sürdürüyor.
Apple tarafından henüz sağlanmamış bir özelliği yakalayıp uygulamanızla bunu iPhone kullanıcılarına verirseniz, belki kısa sürede çok fazla para kazanabilir hatta Apple’ın sizi işe almasını yada şirketseniz, şirketinizi bol sıfırlı ücretlerle satın almasını bekleyebilirsiniz.
200 milyon üzerinde iOS sahibi cihazın kullanımda olduğu düşünüldüğünde %1 gibi bir kitleye sahip olmak dahi insanın iştahını kabartır.
Başta da ifade ettiğim gibi buna Apple ekseninde baktığımızda, siz %1 gibi büyük bir kitleye ulaşmış olabilirsiniz ancak Apple’ın bu özelliği sağlamadığı %99’luk kesimi de dikkate alması gerektiğini hatırlatmam lazım.
Unutmamak gerekir ki, bir uygulama, sadece bir açığı yada eksikliği kapatıyor diye iyi olarak değerlendirilemez. O uygulama sadece bir gereksinimdir ve o ürün sahibi tarafından giderilesiye kadar geçen süre zarfında bir çözümdür.
iPhone bugüne kadar hem donanımsal hem de yazılımsal olarak birçok evrim geçirdi. İlk iPhone’u hatırladığımızda, o zaman piyasada olan Nokia’nın herhangi bir akıllı telefonun dahi çok gerisindeydi.
Geçmişe dönerek bir hatırlatma yaparsak;
iPhone’un üzerinde kamerası vardı, daha doğrusu lensi vardı ancak sadece fotoğraf çekebiliyor, video çekemiyordu. Fotoğraf çekerken ise zoom in/out yapma şansınız yoktu. Yazı yazabiliyor ancak günlük hayatımızı kolaylaştıran kopyala-yapıştır’dan yoksundu. Sesli arama yapamıyor, ses kaydedemiyordu. Sonraki versiyonunda içerisinde GPS olmasına rağmen, konumunu bildirmesi şimdiki gibi değildi. Telefon listesindeki bir kişiyi arayıp bulabilyor ancak üzerindeki yüklenmiş uygulamalar arasından arama yapamıyordu. SMS gönderebiliyor ancak MMS gönderemiyordu. İnternete girebiliyor ancak bağlantıyı diğer cihazlarla paylaşamıyordu.
Bundan 4 sene önce Ocak ayında tanıtımı yapılan ve o senenin Haziran ayından itibaren hayatımızda yerini alan iPhone, yukarıda bahsettiğim ve bahsedemediğim birçok özellikten yoksundu.
Diğer taraftan, her bu özellikler için birden fazla ücretli ve ücretsiz onlarca uygulama vardı. Belki sahiplerini milyoner yapmamıştır ancak çok para kazandırmış olmaları muhtemel.
Bir kaç gün önce Engadget’tan çevirdiğim bir haberde, uygulama geliştiricilerinden Greg Hughes, iOS5’le birlikte gelen Wi-Fi sync uygulamasının benzerini bir sene önce yazmış olduğunu ancak App Store’da yer verilmediğini söylerken, kendi uygulamasının logosu dahil çok benzerlik göstermesine şaşırdığını ifade ediyordu.
Hughes, belki buradan sesimizi duymayacaktır ancak Apple’ı uygulama çalmakla suçlayanlar için kısa bir liste verebiliriz.
Zamanında bir gereksinim olduğu için revaçta olan ancak şimdi tozlu raflarda yer alan bazı iPhone uygulamaları:
- Cycorder (Video çekmenizi sağlıyordu),
- iPhone Modem (İnternet bağlantınızı paylaştırıyordu)
- iClipboard (Kopyala-yapıştır yapmanızı sağlıyordu)
- AdelaVoice Voice Dialer (Sesli aramanızı sağlıyordu)
- GadgetTrak (iPhone’nuzun konumunu e-mail olarak gönderiyordu)
- Quickgold (iPhone üzerinde uygulama ve kişi aramanızı sağlıyordu)
- Camera Zoom (Adı üzerinde, fotoğraf çekerken zoom in/out yapmanızı sağlıyordu)
- iTalk (Ses kaydetmenizi sağlıyordu)
- Swirly MMS (MMS göndermenizi sağlıyordu)