“Ay bu çocuk çok zeki ama hiç çalışmıyor! Biraz çalışsa neler yapacak da, çalışmıyor teyzesi.”
Tanıdık geldi, değil mi? Annelerin sık sık söylediği bir sözdür, yer yer bizleri kızdırır ama şimdi sıkı durun: Çünkü anneniz haklı!
Başarılarına hayranlık duyduğunuz birkaç kişi düşünün. Şimdi onların ortak özelliklerini söyleyin. Zeki? İlham verici? Disiplinli? Kendine güvenen? Eğer bunlara odaklandıysanız yanılıyorsunuz, çünkü bu insanlar sadece zeki, disiplinli ya da herhangi biri değil. Onlar çalışan, hırslı, yılmak nedir bilmeyen, tutkulu insanlar.
Dale Carnegie Akademisi’ndeki “Başarı için beceriler” adlı dersine gençken katılan ünlü iş adamı Warren Buffet, dersin toplum içinde konuşma korkusunu yenmesini sağladığını söylüyor. Hatta Buffet, geçenlerde de 40 kişiyle beraber ön derslere katılmış. Derslerden edindiği en önemli şeylerden biri de, zeka ve becerilerdense günlük zorluklarla başa çıkabilme cesaretinin daha önemli olduğu.
Dale Carnegie eğitmenlerinden olan Marc Fowler, rasgele 21 nesne (-ki Fowler daha sonra bu nesnelerin Dale Carnegie’ın sıradışı zekasını simgeleyen öğeler olduğunu açıklamıştı.) seçmiş ve kimin hata yapmadan, aynı şekilde bir liste oluşturabileceğini sormuştu. Maalesef, kimse gönüllü olmamıştı.
“Davranışınız, sizi geriye itiyor.” dedi Fowler.
Fowler daha sonra 21 objenin her birinin garip hikâyesini anlattı ve bunun ikili gruplarda çalışarak anlatımlarını ve objeleri hatırlamayı güçlendirdiğin söyledi. İlginç bir şekilde, çifter grupta çalışanlar, bireysel çalışmalarından daha iyi sonuç aldıklarını gördü. Hatta bir grup kalkarak, her bir öğenin özelliğini, hiçbir detayı atlamadan hatırlayabildi ve her şeyi anlattı.
Tabii ki, her imtihan bu kadar kolay olmayabiliyor. Ancak çalışma şunu gösteriyor: “Evet, ben yaparım.” demek, özgüven için her zaman gerekli olan şey değil. Çözüm bulmak için istekli olmak, ihtiyacınız olan en önemli şey.
Fowler, hiçbir zaman ikili olarak nasıl yollar izlenmesi gerektiğini söylememiş. Önemli olan tek şeyi pozitif düşünce. Bu şekilde, başarıya giden doğru stratejileri bulabiliriz. Başarısızlığın kaçınılmaz olduğunu her zaman bilmeliyiz. Bu bizi yolumuzdan alıkoymamalı.
Tabi bu zeka ve yeteneklerin önemsiz olduğunu söylemiyor. Tabi ki, önemli. Fowler’a göre, yetersiz noktada göstermiş olduğunuz çaba, ziyan edilmiş bir davranıştır. Doğru yetenekler + doğru birikim, başarının kilit noktalarından biri.
Ayrıca Fowler ekliyor, pozitif davranış, kesinlikle optimizm demek değil. Pozitif davranış, özgüven sahibi olmak ve karşınıza ne çıkarsa çıksın, üstesinden gelebileceğinize inanmak.