Kaliteli ve dolu bir içerik oluşturmak bir ön araştırma ve sonrasında detaylı bir yazım sürecini gerektiriyor. Ancak kısıtlı sürede içerik hazırlamanız ve yayınlamanız gerektiği durumlarla da karşılaşabiliyorsunuz.
Kısa zaman içinde bir içerik yazmak ve yayınlamak ile karşı karşıya kalındığında en tecrübeli blog yazarları bile telaşa düşebiliyor. Böyle durumlarda “Hızlı yazacağım” diye alakasız, içi boş, hiçbir anlam ifade etmeyen içerikler yaratılabildiği gibi bazen de bu durum yazarların “writer’s block” yaşamasına ve boş WordPress sayfasına uzun uzun bakmasına yol açabiliyor. Her iki durumda da sonuç hüsran oluyor.
Ancak bunu engellemek de mümkün. Eğer blogunuzda yayınlamanız gereken içerik için kısıtlı bir süreye sahipseniz bazı küçük hileleri kullanarak bu dezavantajı avantaja çevirebilirsiniz. İçerik yaratma sürecinizi yarı yarıya indirecek adımları ise şöyle sıralamak mümkün.
Bildiğiniz bir konu seçin
Eğer yazacağınız içerikte konu seçme özgürlüğüne sahipseniz içini, dışını, öncesi, sonrasını bildiğiniz bir konu tercih edin. Böylelikle araştırma yapmaya harcayacağınız zamandan feragat etmiş olur ve var olan bilgi birikiminizle cümleleri art arda kolaylıkla ve hızlıca sıralayabilirsiniz.
Eğer konu ile ilgili çok derin bir bilgiye sahip değilseniz de çok detaylara girmeden yazı taslağınızı hazırlayın ve araştırmayı yayın sonrasına bırakın. Yazınızın sonuna ya da başına “Güncelleniyor…” ibaresi ekleyerek okuyucularınıza içeriğinizin geliştireceğinizin bilgisini verebilirsiniz.
Plan yapın
Hızlı yazacağım diye yazının içine hemen atlamayın. Kafanızdaki karmaşanın yazı dilinize ve akışına yansımaması için öncelikle zihninizde bir plan oluşturun. “Ana konu ne?”, “Hangi anahtar noktalardan bahsedeceğim?” “Örneklerim neler olacak?” gibi bir plan yapabilir ve bunları yazarken içeriğinize uygulayabilirsiniz. Sadece 5 dakikada oluşturacağınız bu planla içeriğinizi daha kısa sürede ve daha tutarlı bir şekilde oluşturabilirsiniz. Diğer bir deyişle giriş, gelişme ve sonucu önce zihninizde tasarlayın; sonra yazıya dökün ve “yayınla” tuşuna basarak altın vuruşu gerçekleştirin.
Geriye doğru değil, hep ileriye doğru ilerleyin
Bir cümle yazdınız ya da bir paragrafın sonuna geldiniz; ancak yazdıklarınız çok da hoşunuza gitmedi. Geri dönüp bunları değiştirmekle zaman kaybetmeyin. Diğer bir deyişle “editleme” kısmını en sona bırakın ve yazınızın devamına odaklanın. Hemen farkettiğiniz yazım yanlışları ve gramer hatalarını gözden kaybetmeden düzeltebilir; ancak içeriğin akışını değişterecek düzeltmeleri en sona bırakabilirsiniz.
Boşluklar bırakarak düzenleme işini en son yapın
İlk önceliğiniz içeriğin iskeletini oluşturmak olsun. Diyelim arada başka kaynaklara ya da önceki yazılarınıza link vermeniz gerekiyor; onları arayarak zaman kaybetmeyin ve bu linkin geleceği yere (link) yazarak sonrasında düzenlemek için kendinize küçük ekmek kırıntıları bırakın. Diğer bir deyişle size zaman kaybettirecek küçük detayları en sona bırakın ve içeriğinize son noktayı koyduktan sonra bu küçük boşlukları tamamlayın.
Emin olamadığınız durumlarda bazı noktaları yazıdan atmaktan çekinmeyin
Yazının düzenleme kısmına geldiğinizde bazı cümlelerin, fikirlerin kesinliği ve doğruluğundan %100 emin olamadığınız durumlarda bunları düzeltmekle vakit kaybedeceğinize direkt olarak o cümleden vazgeçme şansınızın her zaman olduğunu unutmayın. “Bu cümleyi içeriğimden çıkarırsam çok şey kaybeder miyim?” sorusuna cevabınız hayır ise riske girmeden o bölümü yazınızdan eleyebilirsiniz.
Formatlamayı basit tutun
İçerik oluşturmak kadar yazının WordPress gibi içerik panellerinde düzenlenmesi, görsel eklenmesi gibi durumlar editöryel süreç kadar zaman alabiliyor. Ama sizin zamanınız kısıtlı. Bu gibi durumlarda en mükemmel görseli bulmak için halihazırda kıymetli olan zamanınızı çöpe atmayın, Photoshop’ta dakikalarınızı beyhude harcamayın. Formatlamayı en basite indirerek içeriğinizi yayınlayın.
Unutmayın; içeriğinizi yayınladıktan sonra her zaman geri dönerek eksiklerinizi tamamlayabilir ve içeriğinizi daha mükemmel hale getirebilirsiniz.