Zihinsel rahatsızlıkların “zayıflıktan” kaynaklandığına dair yaygın bir inanç var. Bunun doğru olduğu söylenemez. İnsanlar bu inanışa o kadar çok bağlanmış durumda ki bazen kendilerinin rahatsız olduğunun farkına bile varamıyor.
“Zihinsel Olarak Güçlü İnsanların Yapmadığı 13 Şey” kitabının yazarı Amy Morin, zihinsel olarak çok güçlü kişilerin de depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklarla mücadele içinde olduğunu belirtiyor.
Zihinsel rahatsızlıklar ile fiziksel rahatsızlıklar aynı şekilde tespit ve tedavi edilmiyor
Biri kanser olduğu zaman bu kişi için “zihinsel olarak zayıftı” şeklinde bir yorum yapılmaz. Bunun yerine çevre, genetik ve kişinin bağışıklık sistemi ile ilgili incelemeler yapılır ve bu doğrultuda tedaviler uygulanmaya başlar.
Fiziksel rahatsızlıklar genelde iyi bir uyku düzeni, sağlıklı beslenme ve sportif aktivitelerle iyileştirilebilir veya en azından önlemler alınabilir. Ama alzheimer gibi bazı fiziksel rahatsızlıklar bile henüz tam olarak tedavi edilemiyor. Diyet ve sağlıklı beslenme ile ilgili bir çok kitabı bulunan ve kişisel antrenörlük yapan bir kişinin hiç hesapta yokken kalp krizi geçirmesini kimse “zihinsel zayıflık” olarak yorumlamaz. Bunun yerine genetik kontroller yapılır.
Aslında tüm bunları zihinsel rahatsızlıklar için de yapmamız gerekiyor. Kaygı rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan veya depresyona giren bir kişiyi “zayıflık” ile suçlamak yerine ona destek olmaya başlamak çok daha doğru bir hareket olmaz mı?
Sağlıklı yaşam tüm fiziksel rahatsızlıklar için yeterli olmadığı gibi zihinsel rahatsızlıklar için de sağlıklı ve mutlu bir hayat yeterli olmayabilir her zaman.
Zihinsel rahatsızlığı olan kişiler genelde zihin kaslarını çok daha iyi şekilde geliştirir. Bu nedenle de yaygın inanışın aksine çok daha güçlü bir zihne sahip olabilir. Bu nedenle zihinsel rahatsızlıkların kimde, ne zaman ortaya çıkabileceğini pek bilemezsiniz.
Günümüzün en büyük sorunlarından biri depresyon olduğu için bu konunun daha fazla konuşulması, depresyonun aslında bir rahatsızlık olduğu ve utanılacak veya aşağılanacak bir şeyin olmadığını konumamız gerekiyor. Bu sayede bu probleme sahip veya en azından belirtileri olan kişilere daha fazla yardımcı olabiliriz.