Sosyal medyadaki viral pazarlama aktivitelerinin ölçülebilirliği yoğun şekilde tartışılan bir konu olmaya devam ediyor. Facebook’ta şirketinizi beğenen kişiler sizden alışveriş yapıyor mu? Ya da Twitter’da takipçi sayınızın rakibinizinkinden yüksek olması onlardan fazla ciro yapacağınız anlamına mı geliyor? Acaba en iyisi müşterilerinize e-posta göndermeye devam etmek mi? Yoksa diğer websitelerine verdiğiniz reklamlar sayesinde mi artıyor bilinirliğiniz?
Pazarlama bütçelerinde dijital medyanın payı büyüdükçe, bu konularda yapılan araştırmalar da artıyor. Bunlardan biri de dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) çalışan iki profesör Sinan Aral ve Dylan Walker, tarafından yapılmış.
Araştırma, kullanıcıların filmler ile ilgili bilgileri paylaşabileceği yeni bir Facebook uygulaması üzerinde yapılmış. Profesörler “pasif” ve “aktif” olarak sınıflandırdıkları iki ayrı stratejiyi rastlantısal olarak uygulamış.
“Pasif” stratejide yayın mantığı işliyor. Yani, bir kullanıcı uygulamayı kullandığında haber kaynağında (newsfeed) otomatik bir mesaj çıkıyor. Örneğin, eğer uygulamada bir filmi beğendiğinizi belirttiyseniz, arkadaşlarınız sadece bunu görüyor.
“Aktif” stratejide ise pasif yayınların yanısıra arkadaşlarınıza “Bu uygulamayı sen de kullan” gibi kişiselleştirilmiş direkt mesajlar gönderme fırsatı sağlanıyor.
Sonuçlara göre, kullanıcıyla iletişime geçmeyen bir uygulama ile karşılaştırıldığında, yeni kullanıcıların uygulamayı benimseme oranı pasif strateji ile %246, aktif strateji ile %344 artıyor. Fakat bütün kullanıcıların kişiselleştirilmiş mesajları göndereceğini düşünmek çok gerçekçi olmayacağı için pasif ve aktif stratejiler arasında benimseme açısından çok da büyük bir fark olmayacaktır.
Araştırma, bu iki stratejinin farklı amaçlara hizmet ettiğini de gösteriyor. Prof. Sinan Aral, Fast Company’e yaptığı açıklamada şunu belirtmiş: “Pasif strateji, ürünü yaymak ve çabuk benimsemeyi sağlamak için daha etkili. Ama aktif strateji sadık bir müşteri kitlesi oluşturmayı ve ürünün daha uzun süre kullanılmasını sağlıyor.”
Bir diğer çarpıcı sonuç ise Facebook ile e-posta pazarlama yöntemlerinin ve internet reklamlarının karşılaştırılması ile ortaya çıkmış. Buna göre, viral stratejiler e-postalardan 2 kat, internet reklamlarından ise tam 10 kat daha etkili. Fakat, burada dikkat çekilen önemli bir nokta pazarlanan ürünün nitelikleri ve hedef kitle… Eğer küçük bir kitleye ulaşmaya çalışıyorsanız, ilgili websitelerine reklam vermeniz tüketicileri kendi websitenize çekmeniz için etkili olabilir.
Dijital pazarlamanın şirketlerin iletişim stratejilerindeki rolü, çok kısa bir zaman öncesine kadar, “destekleyici” nitelikteydi ama artık temeline oturma yolunda ilerliyor. Sosyal medyanın satışlara etkisinin kesin şekilde ölçülmesinin ne zaman mümkün olacağı bilinmese de viral pazarlamanın marka bilinirliğini, yeni müşteri kazanımını ve müşteri sadakatini arttırma konusunda çok etkili olduğu kesin. Bunlar da satışı arttırmaya giden yoldaki basamaklar olarak değerlendirilebilir.