Geçtiğimiz hafta Foursquare’in Türkçeleştirilmesi konusunda sosyalmedya.co’nun yarattığı kamuoyunun biraz daha üzerine gitmek lazım bence. Normalde böyle bir takip yazısı (follow-up) yazmazdık ama, Cumartesi gecesi başıma gelen bir olay ile bu yazıyı yazma kararı verdim.
Şimdi biz sosyalmedya.co olarak sektörel medya kanalı olduğumuz için, ilgili olduğumuz veya olmadığımız her şeyi takip etmek zorundayız. Nitekim Turkcell bir Foursquare rozeti yaptığında ilk yaptığım iş Turkcell’i Foursquare’de takip etmek oldu. Bu rozetin ne anlama geldiğini bilmem gerekiyordu.
Ancak Cumartesi gecesi bir arkadaşımızın doğum günü dolayısıyla gece dışarıdayken Asmalımescit’e check-in yaptım ve enteresan bir şekilde “Turkcell 4 Çeker” rozeti kazandım. Şimdi Foursquare’in mekanizması oyun oynamak üzerine kurulu, doğal olarak bir rozet kazandığımda mutlu olmam gerekiyordu. Ancak Asmalımescit gibi çok genel bir yere check-in yaptığımda Turkcell’in kurduğu tuzak ile tamamen istemeden Facebook ve Twitter hesaplarımda şu mesaj yayınlandı: “Farklı yerler keşfedip, 4 ayrı yere check-in yaptığım için Foursquare’de “Turkcell 4 Çeker” rozetini kazandım!”.
İyi de ben Turkcell’in bu şekilde reklamını yapmak istiyor muyum? Bu reklamı yapmak “zorunda mıyım?”. Cevabım belli: “Hayır, zorunda değilim”.
Hatta Turkcell’den son 6 ayda en büyük sıkıntıları yaşayan da benim, Turkcell’in 4 çekmediğini bilen de. Anlatayım hemen.
Biz yeni ofisimize 6 ay önce taşındık ve ofisimiz de Kanyon’un hemen arka sokağında. Ancak burada, tam da ofiste, rezidanstaki tüm ofislerde, Turkcell çekmiyordu, tam 6 aydır. Levent’in göbeğinde Turkcell çekmiyordu, üzerine basarak söylüyorum, tam 6 aydır. Geçen hafta Perşembe günü düzeldi bu durum, “repeater” denilen bir cihaz taktılar rezidansın her köşesine. Yani sıkıntım, Turkcell çekmiyordu! 4 çekmiyordu!
Bunun yanında, ben herhangi bir Turkcell İletişim Merkezi’ne ya da Turkcell bayine check-in yapmadım ki, Asmalımescit gibi çok genel bir mekana check-in yaptım, neden sırf Turkcell’i takip ettiğim ve yüzlerce insan gibi Asmalımescit’e check-in yaptığım için zorla, bana tuzak kurulması suretiyle Turkcell rozeti alayım ki? Neden? Turkcell “bir Ellen DeGeneres değil” ki, bana İstanbul’daki hip mekanlar vasıtasıyla hediyeler versin!”.
Yani bunun adı tuzak pazarlamadır (ambush marketing). Başka ismi yoktur.
Hepsinin yanında bu tuzağın benim için çok “belirgin” bir anlamı da var. Geçtiğimiz Cuma günü gündeme bomba gibi düşen ve başlığını daha sonradan değiştirmek zorunda kaldığımız Foursquare’in Türkçeleştirilmesinde yaşanan sıkıntılardan bahsettik sitemizde. Bu yazının ana muhatabı Turkcell’di. Tam da bunun üzerine, ertesi akşam Turkcell rozetini “tamamıyla istemeden” aldığımda, takipçilerim bu sefer de bana laf söylemeye başladılar haklı olarak. Ne yani, yaptığım işle ilgili olmasına rağmen Turkcell’i Foursquare’de takip etmeyeyim mi?
Zorunda mıyım Turkcell? Beni yanlış anlama, size savaş açtığımız yok, ama tek bir Foursquare mevzusuyla 3 kere faka basmak zor iştir, bunu nasıl başardınız merak ediyorum. Siz nasıl pazarlama yapıyorsunuz? Şimdi ben bu yazıyı yazdım ya, hakikaten savaş açtığımız düşünülmesin, haksızlığa karşı duruyoruz, hepsi bu!
Diğer Markalar da Foursquare Rozeti Alacak mı?
Şimdi, sektörümüzdeki en büyük sıkıntıya dönelim. Turkcell tam da şu anda bir Foursquare rozeti satın aldı ya, bakın görün şimdi bir sürü alakalı alakasız marka da rozet almaya başlar. Pazarlama bütçelerinde muazzam kalemler oluşturmak ve bu harcadıkları parayı da saçmasapan KPI’lar ile ölçmeye çalışmak suretiyle ellerini çamura sokarlar. İşte bu da sektörümüzdeki en büyük sıkıntıdır.
Hiç düşündünüz mü, Twitter’da ilk Türk reklamı yayınlandıktan sonra tüm markalar reklama başladı orada ve hiçbir işe yaramadı. Yakında bir yazımızda konu edeceğiz bu durumu. Peşinden LinkedIn reklamları başladı, herkes başladı. Facebook reklamlarına zaten gereksiz bir şekilde muazzam bütçeler ayrılıyor, ölçüm KPI’larına iyi bakmak lazım, tamamen saçmalıktan öte gidemiyor bu KPI’lar. Neymiş efendim, 300 Like almışız. Yani…
Şimdi herkes Foursquare rozeti almaya başlar, herkes sahiplenmeye çalışır, kullanıcı sıkılır bu durumdan, sırf rozet almak için marka takip etmeye başlar. Bunun markaya faydasının nasıl olduğunu kimse bilemez, hesaplayamaz. İş de iş, değil işgüzarlık.
İşte tam da bu noktada Turkcell’in aldığı Foursquare rozeti hiçbir işe yaramaz.
Halkla İlişkiler
Şu noktaya da bir açıklık getirmek lazım diye düşünüyorum. Biz sosyalmedya.co olarak hiçbir zaman objektif kriterler çerçevesinden ayrılmadık, yaptığımız tartışmalı haberlerin tamamında amacımız o konular hakkında bir kamuoyu oluşmasını sağlamaya çalışmaktı. Çünkü günün sonunda Türkiye’ye ve sektörümüze hizmet etmeye çalışıyoruz.
Geçtiğimiz haftaki o tartışmalı haberi yayınladıktan 1 saat sonra Turkcell’in PR ajansından sevdiğimiz bir abimiz aradı ve “Fatih, haberde sıkıntılı bir kelime var, onu kaldırabilir miyiz?” dedi telefonda. Ben de dedim ki, “Abi, bu kelimeyi zaten size sıkıntı yaratsın diye yazdık. Biz aptal mıyız, yazdığımız kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyor muyuz sanıyorsun”. İşte gerçek anlamda Turkcell’in ve onun temsilinde halkla ilişkiler ajansının medyayla ilgili düşüncelerini bu cümlelerde özetlemek lazım.
Türkiye’nin en büyük reklamvereni hata yaptığında yazmayalım mı? Biz yazmayacaksak kim yazacak ki? Her gün yüzlerce kere karşılaştırdığınız, Ekşi Sözlük’te bile yerlerin dibine sokulan Webrazzi mi yazacak? Şimdiye kadar hangi konuda bizden başka kimse elini taşın altına koydu? Bizim zaten var olma amacımız sektöre yeni bir bakış açısı getirmek ve radikalleştirmek değil mi bu sektörü? Herkes daha iyi kazansın, küçük olan ezilmesin, büyük olan haksız büyümesin değil mi amacımız?
Üstelik bu konuda milyona yaklaşan okuyucumuz da bizi desteklemiyor mu?
Günün sonunda;
Yazmasa mıydık?