Akıllı cihaz kullanımı arttıkça mobil uygulamalara olan ilgi artıyor. Ancak bunların çok azı yüksek indirilme sayılarına ulaşarak sadık kullanıcılar elde edebiliyor. Bir de diğer yandan kendine kullanıcı bulamayan, kullanılmayan mobil uygulamalar var.
Uygulamaların sayısı arttıkça rekabet şartları zorlaşıyor, bu doğru. Ancak uygulama geliştirmesi ve stratejisindeki bazı hatalar ölümcül olabiliyor ve geliştiricilerin binbir emekle yarattıkları uygulamalarının ömrünü kısaltabiliyor.
“Benim uygulamam neden hiç kullanılmıyor?” diye dövünen geliştiricilere ise Google‘ın bazı cevapları ve çözümleri var. Android ile mobil pazarın büyük bir kısmını domine eden Google, geçtiğimiz haftalardaki I/O konferansında uygulamalarda sıkça rastlanan hatalara işaret etti ve geliştiricilere öğütler verdi.
Biz de Google’ın geliştiricilere hitap ettiği bu sunumundan öne çıkan satır başlarını aşağıda derledik.
Çözmeye çalıştığınız problemi anlamıyorsunuz
Uygulamanız insanların hayatındaki gerçek bir problemi çözebiliyor mu? Yoksa siz sahte problemler yaratıp onlara sahip olmayan bir kitleyi mi hedefliyorsunuz? Google’a göre bir uygulamanın başarılı olabilmesi için insanların ona zaman ve dikkatini ayırmasına değen bir problemlerine hitap etmesi gerekiyor. Yoksa çoğu girişim hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor.
Uygulamanızı değerlendirmesi için arkadaşlarınıza başvuruyorsunuz
Tabii ki anneniz yaptığınız her şeyi sevdiği gibi uygulamanızı da sevecek. Arkadaşlarınız da günün sonunda “Harika olmuş” diyecek. Onların çok da objektif olmayan bu yorumlarıyla hareket eder ve “Evet, harika bir uygulama yaptım, herkes bunu konuşacak” derseniz yanılgıya düşebilirsiniz. Bunun yerine uygulamanızı ailenize, arkadaşlarınıza, tanıdıklarınıza değil hedef kitlesinde olan diğer kullanıcılara denettirin ve onların geri dönüşlerini dinleyin.
Kullanıcıları izlemek yerine dinliyorsunuz
Anket yaptınız ve kullanıcı geri dönüşlerini topladınız. Ama bu yeterli değil. Çünkü herkes gibi mobil kullanıcılar da yalan söyler. Ama onları ele veren tek şey beden dilidir. Bu yüzden onları dinlemek yerine gözlemleyin ve tepkilerini böyle ölçün.
En riskli varsayımınızı test etmediniz
Her ürün gibi uygulamalar da varsayımlar yapar. Bunların arasında öyle biri vardır ki bu en fazla önem taşıyan varsayıma en riskli varsayım demek daha doğru olur, en azından Google’a göre durum böyle. İşte bu en riskli varsayımı kullanıcılar üzerinde test etmezseniz bütün fikriniz yıkılır ve parçalara bölünür. Uygulamanız da hiçbir işe yaramaz.
Olmazsa değiştiririm mantığını kullanıyorsunuz
Çoğu geliştiricinin önce uygulamayı birkaç temel özellikle birlikte yayınladığını, nasıl ilerlediğine baktıktan sonra çarkederek uygulamayı baştan yayınladığını söyleyen Google bunu bir hata olarak görüyor. Böylelikle kullanıcı yararına bir ürün tasarlamak yerine girişim mantığı kullanarak “olmazsa başka bir şekle dönüştürürüm” diye düşünen geliştiricilerin başarısız olmaya mahkum olduğunu söyleyen Google bir şeyin yeniden kodlandırılabiliyor olmasının onun ilk seferinde kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik tasarlanmaması anlamına gelmediğini vurguluyor.