Son yıllarda pazarlama alanında yapılan araştırmaların çoğu, tüketicilerin; telefonda satış ve pazarlama, radyo, TV reklamı gibi geleneksel pazarlama tekniklerine karşı duyarsızlaştığını gösteriyor. Bu nedenle markalar “outbound pazarlama” olarak adlandırılan bu çalışmalar yerine artık “inbound pazarlama” yöntemlerini tercih ediyor.
Inbound pazarlama bir firmanın blog, video, e-kitap, e-posta, SEO, sosyal medya pazarlama gibi araçlarla, müşterilerinin markaya yakınlaşmasını sağlayan güncel pazarlama çalışmalarıdır. Bu iki pazarlama yöntemindeki farkı kısaca belirtmek gerekirse, outbound pazarlamada firma müşteriyi bulurken, inbound pazarlamada müşteriler markaya ulaşır.
Ancak düşük maliyetli ve dönüşüm oranı yüksek olan inbound pazarlama kapsamında gerçekleştirilen her uygulamanın başarılı olduğunu söyleyemeyiz. İşte inbound pazarlama çalışmalarına yeni başlayan firmaların en sık yapılan yanlışlar…
1. Her yöntemi aynı anda denemek
Inbound pazarlamanın etkisini fark ettiniz ve hemen işe başlamak istiyorsunuz. Sosyal medya sayfaları, e-posta pazarlaması, blog içerikleri…Her şeyi bir anda yapmak ve hepsinin başarılı olmasını beklemek birçok firmanın inbound pazarlama çalışmalarında en sık yaptığı hatalar arasında yer alıyor. Bu hataya düşmemek için bir pazarlama stratejisi oluşturmak, gerçekleştirilen uygulamaların dönüşüm oranlarını tespit etmek için aylarca zamana ihtiyacınız olduğunu kabul etmeniz gerekir.
Bu zaman içerisinde hangi dijital kanalın sizin için daha uygun olduğunu belirlemeniz, beklenilen başarıyı sağlamayan çalışmaları optimize etmeniz faydalı olabilir.
2. Ölçülebilir ve gerçekçi hedef belirlememek
Eğer ölçülebilir bir hedefiniz yoksa çalışmalarınızın ne kadar başarılı olduğunu bilemezsiniz. Hedeflerinizi en küçük adıma kadar planlamanız inbound pazarlamada son derece önemli. Örneğin; spesifik olarak “Günde 2 blog yazısı yazmak” “olabildiğince çok blog içeriği oluşturmak”tan çok daha etkili bir hedef olabilir.
3. Var olan kaynakları kullanmamak
Inbound pazarlamaya yeni adım atmış firmaların en sık yaptığı hatalardan biri de var olan kaynakları optimize etmek yerine çalışmalara sıfırdan başlamak. Örneğin yeni bir web sitesi ya da blog kurmak yerine, etkisiz olduğunu düşündüğünüz web sitenizin ana sayfasını, ürünler bölümünü veya blog içeriklerini yeniden ele almak hem daha az maliyetli hem daha etkili olabilir.
4. Blog’suz inbound pazarlama mümkün mü?
Firmalara ait blogların, inbound pazarlamanın doğduğu yer olduğunu söyleyebiliriz. Web sitenize ait blogunuzda yayınladığınız her yeni içerik, web siteniz için arama motorları tarafından indekslenen yeni bir sayfa anlamına gelir. Ayrıca blog içerikleriniz, Google ve diğer arama motorlarının sitenizi aktif ve değerli bir site olarak algılamasını sağlar. Böylece sitenizin arama sonuçlarında üst sıralarda yer alması kolaylaşır.