Birkaç ay önce Helal İnternet planlarını açıklayan İran, Ayetullah’ın Instagram hesabı açışıyla yumuşama sinyalleri vermişti. İran Bilgi ve İletişim Bakanı Reza Taghipour’a göre, Eylül ayında bakanlıklardan başlayarak internetle bağlar tamamen kopartılacak ve 18 ay içinde sadece İran içinden hizmet veren intranete geçiş sağlanmış olacak. Şu an Bakanlığın sitesine ulaşılamaması, bu konuda düğmeye basıldığı şüphesini destekliyor.
İran’da halihazırda internet sıkı denetim altında. Var olan sansürlerin çoğu epey ilkel ve DNS hileleri ile aşılabiliyor, ama muhaliflerin özellikle eleştirdiği devlet takipçiliği durdurulamıyor. Sadece kimlik numarasıyla verilecek e-posta hesabı gibi bizim meclisimizi de meşgul eden cingöz fikirlerle dolu İran hükümeti, sonunda ara çözümlerin hepsini kenara itip bütün dünyayı saran dijital ağdan çekiliyor.
Pazar günü Tahran’ın Amir Kabir Teknik Üniversitesi’nde katıldığı konferansta konuşan Bakan Taghipour’a göre, internet bir-iki belirli ülkenin elinde olmamalı. İran yöneticileri uzun zamandır internetin Batılı güçlerin elinde olan bir ideolojik savaş aracı olduğunu ve engellenmesi gerektiğini tekrarlasa da, son zamanlarda ülkeyi sarsan siber saldırılar, sözde ahlakı bozulan gençlerden çok daha ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Gerçek şu ki, İran siber savaşta namlunun ucunda fazla kaldı. Ülkenin uranyum zenginleştirme programı, 2010 yılında Stuxnet virüsü yüzünden sekteye uğramış, aylarla ölçülebilecek emek çöpe gitmişti. Mayıs ayında keşfedilen ve Kaspersky tarafından “en gelişmiş virüs” denilen Flame ise, petrol ticaretine darbe vurmuştu. Temmuz ayında belirsiz bir virüs, geceleri nükleer santrallerde AC/DC’nin “Thunderstruck” şarkısını çalarak hala güvenliğin sağlanamadığını göstermişti. Flame ve Stuxnet’in arkasında ABD ve İsrail’in olduğu ise geniş kabul gören bir söylenti.
Şu ana kadar İran’ın geçmek istediği kapalı ağ sistemini Kuzey Kore dışında başarmış bir ülke yok. Sadece birkaç görevlinin girebildiği gerçek internetle hiçbir bağlantısı olmayan Kwangmyong adlı ağa, dial-up ile bütün Kuzey Kore’den erişilebiliyor. Özellikle bilimsel konularda, gerekli dilekçe sunulursa devlet internetten bazı sayfaları indirip, sansürledikten sonra Kwangmyong’da yayınlanabiliyor. İran’ın modelinin nasıl işleyeceği konusunda ise elimizde bilgi yok.