Sosyal Medya

İş hayatında olumsuz algılanmanıza neden olabilecek 5 söz

İş hayatında olumsuz algılanmanıza neden olabilecek 5 söz

Kelimelerin gücü düşüncelerimizi karşımızdakilere doğru aktarabilmek ya da anlatırken istediğimiz duyguyu verebilmek açısından son derece önemli. Ancak bu gücü doğru kullanamadığınız durumlarda anlatmak istediğinizin yanlış anlaşılmasına da neden olabilirsiniz.

Özellikle iş hayatında yöneticileriniz, müşterileriniz ve iş arkadaşlarınızla dolu bir ortamda sözlerinizi seçerek kullanmanız gerekebilir. İşte yanlış anlaşılmanıza neden olabilecek bu nedenle temkinli yaklaşmanız gereken bazı sözler…

“Çok kötü bir gün geçirdim”

İş hayatında her gününüz aynı geçmeyebilir. Bazen iyi bazen de kötü sürprizlerle karşılaşmanız mümkün. Ancak önemli olan tüm bu durumları nasıl idare ettiğiniz. Yaşadığınız herhangi bir sorunun tüm gününüze yansımasına izin vermeniz ve gününüzün kötü geçtiğini belirtmeniz duygularınızı yönetmediğiniz anlamına gelir. Oysa problemleri kafanızda tanımlayıp çözüm yolu üretmeniz olumsuzluğa takılıp kalmanıza ve tüm gününüzün kötü geçmesine engel olur. Bu söz yerine “Evet en iyi iş günüm değildi ama daha iyi olması için uğraşıyorum” demeniz hem sizi motive eder, hem de sizinle konuşan kişinin hakkınızda olumsuz düşünmesine engel olur

“Eğer şanslı olsaydım…”

Yaşadıklarımızı sadece kadere ve şansa bağlamak hayatımız üzerindeki yönlendirme gücümüzden vazgeçtiğimiz anlamına gelir. Zaman zaman şans faktörü de hayatımıza yön verme konusunda etkili olsa da yaşadıklarımızdan aldığımız dersler ve olumsuzluklar sonucu verdiğimiz kararlar şanstan çok daha etkili olabilir. “Eğer şanslı olsaydım…. olurdu” gibi bir bakış açısı yerine “Hedeflerimi gerçekleştirmek için bugün yeterince çabalamadım” diye düşünmek çok daha faydalı olabilir.

“Çok stresliyim”

Stres fizikte “Bir bütünün parçalarına uygulanan birim alan başına ortalama kuvvet olarak” olarak tanımlanır. Stresin yanlış hesaplanması köprülerin çökmesine neden olabilir. Ancak insan bir köprü değildir. Dış etkenlerle başa çıkmayı, duruma göre şekillenmeyi öğrenebilir. Bu nedenle kendinizi stresli olarak tanımlamanız değişen durumlara ayak uyduramadığınızı gösterir. Bu da yanlış yapma olasılığınızı artırır. “Çok stresliyim” diyerek strese yenilmek yerine onunla başa çıkmayı öğrenmek gerekiyor.

“Önceliklerimiz…”

Öncelik tekil bir kelimedir. Yani birçok durum ya da madde arasından birini öne çıkarmak için kullanılır. Eğer bir konu üzerine çalışırken “önceliklerimiz…” diye söze başlayacaksanız o yanlıştan hemen dönmeniz gerekir. Çünkü bu öncelikle tek bir konuya odaklanmanızı engeller ve birçok nokta arasında dağılmanıza neden olabilir. Eğer gerçekten diğer maddelerden ya da konulardan daha öncelikli bir durumdan bahsetmeniz gerekiyorsa “Acil olan önceliğimiz” diyebilirsiniz. Böylece hem kendiniz hem de varsa takım arkadaşlarınız için doğru bir yönlendirme yapmış olursunuz.

“Bu kimin suçu?”

Yaşanan bir olumsuzlukla ilgili sorumluyu bulmaya çalışmak hem sizin hem de gerçekten sorumlu olan kişinin geçmişe takılı kalmasına neden olabilir. Bu hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Sorunu ve sorumluyu bir kenara bırakıp ileriye bakmak herkes için çok daha faydalı olur. Bu nedenle yapılan yanlışa dikkat çekmek için “Bu kimin suçu?” demek yerine “Bir daha ne yapmamamız gerektiğini görmüş olduk” benzeri bir cümle hem kimsenin kırılmamasını ve bu yanlışa saplanıp kalmamasını sağlar hem de dikkat edilmesi gereken konuyu vurgulamanıza yardımcı olur.