Kendi işinizi yapmaya başlamamak için binlerce neden bulabilirsiniz. O yüzden ben de sizi cesaretlendirmek adına aslında kendi işinizi yapmanız için nedenler sıralayacağım.
Kendi işinizi yapmaya başlamak için hazır olmadığınızı mı düşünüyorsunuz?
Aslında hazırsınız sadece korkuyorsunuz. Şimdi nedenlerine bakalım.
Paranız var.
Growthink kurucusu Dave Lavinky’in dediği gibi “Girişimcilik, daha azla daha fazla başarmanın sanatı ve bilimidir.”.
Yeterince nakite veya finansmana asla sahip olamayacağınız gerçeğiyle artık yüzleşin. Şu anki imkanlarınızla bir projeyi hayata geçiremiyorsanız bir yerlerde mutlaka yanlış yapıyorsunuz. Planınızı hemen değiştirin.
Elinizdeki imkanları kontrol edemiyor olabilirsiniz ama elinizdekilerle neler yapabildiğiniz tamamen sizin kontrolünüzde.
Zamanınız var.
Herkes için eşit zaman var. Tek fark ise sizin zamanınızı nasıl değerlendirdiğinizdir. Yerin altında kaldığınızı ve 24 saatinizin olduğunu düşünün. Twitter’a girip takılmak ya da arkadaşlarla sohbet etmek veya TV önünde vakit geçirmekle harcamazsınız herhalde.
Kendi zamanınızı da aynı bu şekilde düşünün ve hayata geçirmek istediğiniz şeyin de yerin altında kalmak kadar önemli olduğunu düşünün.
Korkmuş olabilirsiniz, sorun değil.
Kendi işinizi kurmaktan korkuyor musunuz? Ekibe hoş geldiniz. Bütün girişimciler korkar.
Korktuysanız iki seçeneğiniz var. Ya bu korkuların sizi alıkoymasına izin verirsiniz yada bu korkuları kullanarak kendinizi daha çok geliştirirsiniz. Seçim sizin.
Doğru bağlantılarınız var.
İnternet ortamında LinkedIn, Twitter, Facebook veya daha bir çok sosyal ağ varken birine ulaşmanın zor olduğunu söylemeyin. Ulaşmak istediğiniz kişiye her platformdan ulaşmaya çalışın. Size cevap vermezlerse bir yerlerde yanlış yapıyorsunuzdur.
Bağlantı kurmak piramit oluşturmak gibidir. Küçük adımlarla başlayın ve bağlantılarınız her seferinde artacaktır.
Sizin için geç değil.
Steve Jobs sizi tasarım veya fare alanında yenmiş olabilir ama Xerox da Steve Jobs’ı yendi. Zuckerberg de sosyal medya alanında iş kuran ilk kişi değildi. Yenilikçi olmak sonu olmayan bir alan. Başarılı olan çoğu firma daha önceki fikirlerin üstüne kurulmuştur.
İnsanlar sizi dinleyecek.
İnsanlar yenilikçi, ilginç, üzücü, saçma hatta aptal olan her şeyi dinler. İnsanlara kendinizi dinletemiyorsanız da o sizin probleminizdir.
İnsanlara kendinizi dinletmek mi istiyorsunuz o zaman dinlemesini istediğiniz kişiler için bir anlamı olan mesajlar verin.
Yeteneğiniz var.
Yetenek ve öğrenme doğuştan gelen değil sonradan kazanılan şeylerdir. Bir konuda uzmanlaşmak mı istiyorsunuz. Bunun onlarca yolu var: eğitim alın, kitap okuyun, insanlarla konuşun vb.
Fikriniz var.
Yeni birşeyi kabullenmek zordur. Daha önce olan birşeyi kabullenmek ise o derece kolaydır. Etrafta yürüyün ve çevrenizde gördüğünüz şeyler için söylenmeye başlayın. Çözüm bekleyen binlerce sorun göreceksiniz. Bu sorunların hepsi birer fikirdir.
Risk var ama büyütülecek kadar değil.
Risk almamak her zaman kaybetmek anlamına gelir. Bir şeyi denemezseniz hayatınız boyunca pişman olursunuz. Kendi işinizi kurmayı da risk olarak görüyorsanız hiç düşünmeden bu riski alın.
Mükemmel olmanız gerekmiyor.
Siz sadece elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. Birazcık bile olsa bir ilerleme kaydettiğinizi gözlemlediyseniz hiç durmadan devam edin. İlk adımınız herhangi bir ilerleme sağlamıyorsa da yönteminizi değiştirerek her seferinde tekrar deneyin.