Fortune dergisinden Adam Lashinsky’nin hazırladığı rapora göre Nike CEO’su Mark Parker kötü bir şöhrete sahip. Sahip olduğu bu kötü şöhret ise çalışanlarını sürekli daha zorlu şeyleri düşünmeye iten sorular sorular sorması olduğu paylaşıldı.
Raporda, Nike’ın CFO’su Andy Campion’un şu sözleri yer alıyor: “Parker’ın büyüleyici özelliklerinden biri de sürekli sorduğu sorular. Bu sorular, şirket içerisinde diğer liderlerin cevaplar bulmasını ve onların proaktif olarak harekete geçmelerini sağlıyor.”
Mark Parker, izlediği bu stratejinin kendine has ve iyi bir liderlik stratejisi olduğunun ve çalışanlarının böylece daha fazla geliştirğinin oldukça farkında. 2012 yılında Fast Company’e verdiği bir röportajda şöyle diyor; “Ben oldukça fazla soru soruyorum, soru sormayı bıraktığımda takımlar bunlar üzerinde düşünmeye başlıyor ve harekete geçiyor. Ekibime, şunu yapın, bunu yapın demiyorum, bunun doğru bir yöntem olduğuna da inanmıyorum. Ben Nike’da oldukça güçlü çalışanların olduğuna inanıyorum ve onlar ne yaptıklarını gayet iyi biliyor.”
HBR’da yazılan bir makalede, liderler iki gruba ayırılıyor. Çalışanlarını indirgeyenler (küçük görenler) ve onları geliştirenler (büyütenler). Çalışanlarını indirgeyen yöneticiler sürekli bir şeyler yaptırma peşindedirler ve bunun temel nedeni de takımlarının gelişemez olduklarını düşünmeleridir. Onları geliştiren liderler ise onlara güvenirler ve sürekli gelişmeleri için bir şeyler yaparlar. Nike CEO’sunun yöntemi de ikinci gruba giriyor ve büyük şirket yöneticileri arasında en çok öne çıkan isimlerden biri oluyor.
Makaleyi yazan Wiseman ve McKeown “sürekli cevapları dert etmeyi bırakın, iş deneyiminizi kullanarak çalışanlarınıza doğru soruları sorun ve onları yeniden düşünmeye yönlendirin” diyor.
USA Today’e verdiği bir söyleşide Parker “Bir şirket içi en zor şey, değişimin gerekli olmadığı düşünüldüğü zaman değişimi gerçekleştirmektir” diyor. Bunu da yapmasının sırrı olarak da sanırım çalışanlarını sorgulamaya yönlendirmesi diyebiliriz.