Sosyal Medya

Türkiye’nin Sosyal Medyada Yer Alan İlk İlaç Şirketi Sosyal Medya Kullanımını Anlatıyor [Röportaj]

Sosyal medyayı aktif ve etkin kullanan markaları incelemeye devam…

Bu sefer sağlık sektöründen bir markanın sosyal medya kullanımını alkışlıyoruz; Pfizer.

Türkiye’nin sosyal medyada yer alan ilk ilaç şirketi olarak geçiyor Pfizer Türkiye.

Pfizer’in sosyal medya platformlarıyla tanışması 2010 başına denk geliyor ve 1 Nisan 2010’da da Facebook ve Twitter sayfalarını açıyor marka. Pfizer Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Yasemin Ayginin; Pfizer Türkiye’nin sosyal medyadaki duruşunu, iletişim faaliyetlerini ve mecranın sağlık sektörü için olan avantaj ve dezavantajlarını anlatıyor.

Ayginin’in söylediklerine göre Pfizer, kısa süre önce sosyal medyadaki kurumsal ilaç firmaları arasında dünya çapında bir rekora imza atmış ve dünyanın en çok takipçi sayısına sahip ilaç firması kurumsal sayfası olmayı başarmış. Rekor, Facebook’ta % 600 büyüyerek takipçi sayısını 72 binin üzerine çıkarmaları.

Pfizer, Facebook ve Twitter kullanımının yanı sıra Türkiye’nin son yıllarda iyice ısındığı LinkedIn’i de etkin kullanan markalar arasında. Firmanın ‘Pfizer’de Gelecek Var’ ile başlayan projesi bu sene “LinkedIn’de gelecek var”a dönüştü. Geri kalanını Yasemin Ayginin anlatıyor.

Sağlık sektörünün iletişim ve reklam kısıtlamaları dahilinde çok fazla iletişim çalışması yapma imkanı yok (Diğer sektörlere kıyasla…) Sektörün sosyal medya ile olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün, dünyada ilaç endüstrisi en değerli endüstrilerden biri olarak kabul görüyor. Yalnızca Türkiye ilaç sektörü, yaklaşık 10 milyar dolar hacmiyle dünyanın 16. büyük ilaç pazarına sahip. Bu kadar büyük bir pazarda yer almamıza rağmen regülasyonlarla düzenlenmiş bir sektör olan ilaç sektörü reklam ve promosyon söz konusu olduğunda 1928 yılında yayınlanmış İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununa tabi ve halka tanıtım yapamıyor. İlaç sektörü gibi regülasyonlarla düzenlenmiş sektörlerde sosyal medya iletişimi çok daha zor. Öte yandan 30 milyon kullanıcısıyla Facebook ve diğer sosyal platformlar iletişimciler için vazgeçilmez birer mecra. Türkiye’de %87’lik yüksek penetrasyonuyla dijital iletişimin vazgeçilmez bir parçası.

Hekimler ve eczacılar bizim tanıtım yapabildiğimiz en önemli hedef kitleler arasında. Kongrelerde, eğitim toplantılarında onlarla biraraya gelebiliyoruz. Yalnızca tıbbi yayınlarla onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Satış temsilcilerimizin gerçekleştirdiği yüz yüze ziyaretlerimiz de bizim için kilit konumda. Ayrıca, dijital kanallar da doktor – eczacı iletişimimizde büyük rol oynuyor. Bu nedenle yenilikçi ilaçlar keşfetmekteki başarımızı sosyal medya uygulamalarında da hayata geçirmenin gereğine inanıyoruz. Yapmış olduğumuz uygulamalarla pek çok alanda sektörde ilkleri gerçekleştirdik. İşimizin her alanında yenilikçi, öncü, hızlı bir şirket olma hedefimiz çerçevesinde bu yeni dünyada yenilikleri, trendleri en hızlı şekilde hem pazarlama hem kurumsal iletişim stratejilerimize dahil ediyoruz.

[quote style=”1″]Türkiye ilaç sektörü yaklaşık 10 milyar dolar hacmiyle dünyanın 16. büyük ilaç pazarına sahip. Bu kadar büyük bir pazarda yer almamıza rağmen regülasyonlarla düzenlenmiş bir sektör reklam ve promosyon söz konusu olduğunda 1928 yılında yayınlanmış İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununa tabi ve halka tanıtım yapamıyor. İlaç sektörü gibi sektörlerde sosyal medya iletişimi çok daha zor.[/quote]

Sosyal medya kullanımı konusundaki kısıtlamalar neler?

Dijital iletişim ve ‘sosyal medya’ platformları da şirketimiz çalışanları tarafından kullanılan diğer tüm iletişim araçları gibi, Pfizer Global politikaları ve iletişim ilkeleri yanında genel etik kurallar ve yasalar çerçevesinde yönetiliyor ve kullanılıyor. Bu konuda örneğin kişisel amaçlı sosyal medya hesap ve sayfalarında, Pfizer’in belirli tercihleri bulunuyor. Tüm bunlar Pfizer Türkiye Sosyal Medya Rehberi yoluyla ayrıntılarıyla açıklanıyor. Ayrıca bağlı bulunduğumuz sektör derneği Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD)’nin de yayınlamış olduğu dijital iletişim rehberine uygun hareket ediyoruz.

Bir ilaç firması olarak belirli hassasiyetlerimiz diğer firmalarınkinden ayrılıyor. Örneğin, ülkemizde ilaç firmaları olarak tabi olduğumuz yasa gereğince, kişisel amaçlı kullanılan sosyal medya platformlarında, geliştirme aşamasında olanlar da dahil olmak üzere, ürün ve etken maddelerin ismi kullanılamıyor.

Çalışanlarımızı paylaşmak konusunda tereddüt yaşadıkları her türlü içerik konusunda Kurumsal İletişim Departmanı’na danışmaları konusunda teşvik ediyoruz. Pfizer ve ürünleri ile ilgili bir yoruma rastladıkları takdirde bunları kişisel olarak cevaplamak yerine Kurumsal İletişim Departmanı’na bildirmelerini istiyoruz. Departmanımız da önceden belirlenmiş kurallar ve kanunlar/yasalar çerçevesinde gereken eylemleri gerçekleştiriyor. Zaman zaman duvarımızdan bir yorumu silmek zorunda kalıyoruz ancak bunun nedenlerini de gene sayfamızda paylaşıyoruz. Eğer bir yorum:

·         Bir ürün/ilaç ismi (bizim veya bir başka firmanın) içeriyorsa
·         Bir olası yan etkiye değiniyorsa
·         Küfür, kaba dil, aşağılayıcı ifade içeriyorsa
·         Tıbbi tavsiye içeriyorsa
·         Konu dışıysa duvarımızda yer alamıyor.

Sosyal medyanın gücünü marka iletişiminiz için nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medya pek çok avantajı beraberinde getiriyor ve bize daha samimi, daha kaliteli bir iletişim ortamı yaratıyor. Çünkü tek taraflı değil çift taraflı, hatta hedef kitlenin kendi arasında yaptığı iletişimi de katarsak onlarca, yüzlerce taraflı bir iletişim platformu. Sosyal medyanın kurumsal itibar, çalışan motivasyonu, işveren markası oluşturma ve bilgi güvenliği gibi konularda etki alanı gittikçe genişliyor. Şirketlerde etkili sosyal mecra kullanımına yönelik yeni görev tanımlamaları ve bölümler de oluşuyor.

Günümüz iletişim dünyasında kişilerle doğrudan, samimi ve hızlı iletişimin değeri her gün artıyor ve bilginin yayılması anlamında dünya gittikçe küçülüyor. Amacımız, zaman, mekan ve kaynak kısıtlamalarına bağlı kalmadan hekim, eczacı, medya mensubu, hasta, halk ya da çalışan adayı gibi farklı paydaşlarımızla yakın bir iletişim içerisinde olmak, onları hizmetlerimiz, faaliyetlerimiz hakkında hızlı ve sürekli bir şekilde bilgilendirmek, çift yönlü iletişimi destekleyerek Pfizer’in insan yüzünü daha fazla ortaya koymak, son olarak da olası krizleri etkin yönetebilmek.

Sosyal medyada yaptığımız çalışmalarda en önemli başarı unsurlarından bir tanesinin, iletişimi 360 derece planlamak ve tüm mecraların birbirini beslemesini, birbirini tamamlayan mesajlar vermesini sağlamak olduğuna inanıyoruz. Şirketin bilgi yönetimini ve iç iletişimini de güçlendirdiğini söyleyebiliriz.

[quote style=”1″]Kurumsal sosyal medya sayfalarımızın yönetimi için yıllık anlaşmalar çerçevesinde ajanslardan destek alıyoruz ve bu harcama kalemini kurumsal iletişim departmanının bütçesinden ayırıyoruz. İK veya pazarlama departmanlarımızın ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilen özel projeler, ayrı olarak bütçelendiriliyor ve ilgili departman tarafından karşılanıyor. Facebook reklamlarına da medya satınalma bütçelerimizde önemli yer vermeye başladık. Kurumsal İletişim bütçemizin yaklaşık %15’ini sosyal medya çalışmalarına ayırıyoruz.[/quote]

Pfizer Türkiye olarak sosyal medyada ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Pfizer olarak sosyal medyada çeşitli hedef kitlelere yönelik Türkiye’de ilk defa uygulanan projeler başlattık. Pek çok alanda ilaç sektöründe Türkiye’deki ilkleri, hatta tüm sektörler içinde ilk uygulamaları geliştirdik.

Hayata geçirdiğimiz projeler arasında şunları sayabiliriz:

Pfizer’de Gelecek Var

DrVaka ve e-Kongre/Özümseme

Gençlere Sağlık

Migrene Son Hayata Devam

PetStar Fotoğraf Yarışması

Kurumsal Facebook sayfalarımızda anket, sanal toplantı/buluşma, kullanıcının oluşturduğu içerikler gibi yeni projelerle etkileşimi artırarak Pfizer’in insan yüzünü daha fazla ortaya koymak ve hastalık bilinçlendirme kampanyalarımız ile daha çok kişinin bilgilenmesini sağlamak ise diğer hedeflerimiz arasında.

LinkedIn’de kullandığınız platformlar arasında. ‘Pfizer’de Gelecek Var’ ile başlayan projeniz bu sene “LinkedIn’de gelecek var”a dönüştü…

LinkedIn platformuna özel geliştirdiğimiz “Gelecek Var Exclusive” projesi ile ise LinkedIn üzerinde de gençlerin profesyonel amaçlı etkileşimini artırmayı ve bilgi paylaşımı yoluyla kişisel gelişimlerine destek olmayı amaçlıyoruz. Burada “Pfizer’de Gelecek Var” e-kariyer aktivitesine bugüne kadar gençler arasından seçilen aktif üyeler arasından yönetici adaylarına yönelik daha niş bir hedef kitleye hitap ediyoruz. Bu proje ile birlikte artık Pfizer’de çalışmanın bir yolu da sosyal ağlardan geçiyor diyebiliriz. Bu proje yoluyla gençler hem Pfizer’i hem ilaç sektörünü tanımış olmanın yanı sıra en beğenilen işverenlerden biri olan Pfizer ile ilk bağlantılarını bu şekilde kurabilecekler. Böylece şirket bünyesinde onları nelerin beklediğinin canlı tanığı olacaklar.

[pullquote align=”right”]İnsan Kaynakları alanında lider bir konuma sahip olmak isteyen şirketlerin gençlerle yakın, sürekli bir ilişki kurması gerektiğini düşünüyorum. En doğru niteliklere sahip adaylara ulaşabilmenin yanı sıra gençlerin bilgi edinebilecekleri, aralarında paylaşımlarda bulunabilecekleri bir platformun sosyal medya çağında büyük önem taşıdığı yadsınamaz.[/pullquote]

Proje ile öğrencilerin, genç profesyonellerin, çalışan adaylarının isteklerini, düşüncelerini doğrudan öğrenebiliyor, zaman zaman kendilerine sorular yönelterek bizden neler beklediklerini ortaya çıkarıyoruz. İşe alım süreçleri, eğitim ve gelişim imkânları, çalışan haberleri, sosyal aktiviteleri ve başarılarıyla ile ilgili bilgi alabiliyor, yorumlarını bu kanal aracılığı ile bizlere iletebiliyorlar. İnsan Kaynakları alanında lider bir konuma sahip olmak isteyen şirketlerin gençlerle yakın, sürekli bir ilişki kurması gerektiğini düşünüyorum. En doğru niteliklere sahip adaylara ulaşabilmenin yanı sıra gençlerin bilgi edinebilecekleri, aralarında paylaşımlarda bulunabilecekleri bir platformun sosyal medya çağında büyük önem taşıdığı yadsınamaz.

Türkiye LinkedIn’e yeni yeni ısınıyor diyebiliriz. Siz bu konuda öncü markalardan birisiniz. Bu platformda aksiyon alma sebebiniz neydi?

Burada amacımız “Pfizer’de Gelecek Var” projesine paralel olarak LinkedIn yoluyla da üniversite öğrencilerine profesyonel içerikler sunarak kariyerlerine fayda sağlamaktı. Gençlerin sosyal medyaya yatkınlığını temel alan proje, sektörel bilgi paylaşımlarından kitap önerilerine, videolardan makalelere birçok farklı içerik üzerinden üniversite öğrencileri arasındaki etkileşimi artıracak ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunuyor. “Linkedin Gelecek Var Exclusive” ile etkileşimi yüksek, çok çeşitli konuların tartışılacağı, fikir alışverişlerinin yapılacağı, bilgilerin paylaşılacağı özel bir grup oluşturduk.

Bu sene Pfizer Türkiye’den başka projeler de görecek miyiz?

Dediğim gibi; Pfizer Türkiye online mecraya yatırım yapmaya devam ediyor. Yapmış olduğumuz uygulamalarla pek çok alanda sektörde ilkleri gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde hekim, eczacı, medya mensubu, hasta, halk ya da çalışan adayı gibi farklı paydaşlarımıza ulaşmak için sosyal medyayı 360 derece kullanmaya kararlıyız.

2012 yılının sonuna geldiğinizde dijital iletişim ve sosyal medya alanında ne gibi hedeflere ulaşmış olmayı planlıyorsunuz?

Lider konumda olduğumuz bu alanda, liderliğimizi sürdürmek ve yenilikçi farklı projeler ile paydaşlarımızla iletişimi güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Pfizer Türkiye Facebook sayfaları:

facebook.com/PfizerTurkiye

facebook.com/PfizerKariyer

Pfizer Türkiye Twitter hesapları:

twitter.com/PfizerKariyer

twitter.com/PfizerTurkiye