Facebook sayfa beğenilerinin çevrimdışı satışa nasıl dönüştürüleceği üzerine bolca çalışılması gerekiyorken ve yurtdışında bu konuyla ilgili birçok yazı yazılıyorken, bizim ülkemizde, ne yazık ki, hangi sayfanın ne kadar sayıda beğenilmiş olduğu prim yapıyor. Rakamlar afaki terimlere nazaran ortaya daha somut bir şeyler koyuyor olduklarından dolayıdır ki özellikle markaların sayfalarını emanet ettikleri ajanslar onbinlerce çevrimiçi sayfa beğenisini birkaç yüz çevrimdışı satışa tercih edecek bir bakış açısı geliştirdiler.
Markalar ve aslında o markaların dijital itibarını yöneten ajanslar kullanıcılara Facebook sayfalarını beğendirmek için binbir takla atmakla meşguller. Kampanyalar, promosyonlar, bedava biletler ve daha nicesi derken büyük bir emek harcanıyor. ABD’de yapılan bir araştırma ise bugüne kadar yapılmış olan sayfa beğendirme gayretlerine (özellikle annelere yönelik) zıt bir tablo ortaya çıkartıyor: Facebook kullanıcısı annelerin yarısı siz bir şey yapmasanız da sayfanızı beğeniyor.
Bu sayfada daha önce de yurtdışında yapılmış olan ve ancak ülkemize uyarlanabilecek olan araştırmalara yer verdik. Bu araştırma da yurtdışından ancak üç aşağı beş yukarı Türkiye’ye ve bütün dünyaya uyarlanabilecek olan bir içeriğe sahip. ABD’de Mom-entum (Big Fuel isimli sosyal medya ajansına bağlı oluşum) ve SheSpeaks (sosyal sorumluluk platformu) tarafından ortaklaşa yapılan araştırmada Facebook kullanıcısı olan 800 annenin fikirleri alınmış ve görülmüş ki Facebook anneleri markaların sayfalarını beğenirken oldukça proaktif davranıyorlar ve markaların genel pazarlama öngörülerinden farklı çevrimiçi alışkanlıklara sahipler.
Araştırmadan çıkan sonuçlara göre araştırmaya katılan annelerin yüzde 31’i çevrimdışı hayatlarında sevdikleri markaları Facebook’ta karşılarına çıkmalarını beklemeden kendileri arıyor, buluyor ve beğeniyorlar. Yüzde 11’i de arkadaşlarının beğendiğini gördükten sonra beğeniyor. Yani bu yüzde 42’lik kesim için markaların Facebook’ta kendilerini beğendirmek için özel bir çabaya girmesine gerek kalmaması demek.
Araştırmadan çıkan diğer sonuçlar da oldukça enteresan. Örneğin katılımcıların yüzde 68’i eğer ilgilendikleri bir içeriğe sahipse markaların sosyal medya aracılığı ile kendileriyle temasa geçmelerinden hiçbir şekilde rahatsız olmuyorlar. Yüzde 62’lik bir oranda çıkan sonuca göre ise ürünle yaşadıkları pozitif deneyim markayı başkalarıyla paylaşmaları için en büyük neden. Son olarak katılımcıların yalnızca yüzde 29’u hala e-posta üzerinden marka tanıtımına önem veriyor. Bu da sosyal medyanın ve diğer dijital pazarlama yöntemlerinin çeşitlenmiş olmasından ileri geliyor.
Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.