Arap Baharı ve diğer önemli olaylar üzerine yapılan bir araştırma sonucunda elde edilen bulgular, sosyal medyada paylaşılan kayıtlı tarihimizin yaklaşık %30’unun kaybolduğunu gösteriyor.
Sosyal medya içeriğinin önemi geçtiğimiz bir kaç yıldır katlanarak arttı ve artık hayatımızı şekillendirir hale geldi. 25 Ocak’ta Mısır’da başlayan ayaklanma başkanın devrilmesi ve ülkede ilk demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesiyle sonuçlandı. Arap Baharı’nı getiren bu ve diğer ülkelerdeki isyanların en çarpıcı özelliği ise vatandaşların sosyal medya aracılığıyla protestoları organize etmesi ve haberleri yaymasıydı.
Old Dominon Üniversitesi’nin Haziran 2009-Mart 2012 tarihleri arasında sosyal medyada paylaşılan altı olay merkezli veri setini incelemesiyle gerçekleştirilen araştırmada, paylaşılan verilerin ne kadarının hala hayatta olduğuna dair ilginç rakamlar elde edildi.
Çıkan sonuçlar, sosyal medyanın yönelttiği web sitelerinin önemli bir kısmı artık mevcut değil. Aynı durum H1N1 virüsü, Michael Jackson’ın ölümü ve Suriye’deki isyan gibi önemli kültürel olaylar için de geçerli.Diğer bir deyişle sosyal medya tarafından kayıt altına alınan tarihimiz kayboluyor.
Belirlenen tarihler arasında olaylar hakkındaki tweetleri filtreleyen ekip, içeriğin orijinal veya arşivli şekilde hala webde olup olmadığına bakarak süre ile kayıp oranı arasında doğrusal bir ilişki tespit etti.
Bir yıl içinde kaybolan içeriklerin oranı %11 iken iki yıl içinde kaybolanların oranı %27. Dünyada her gün önemli kültürel sosyal medya kaynaklarının %0.02’si kayboluyor.
Dünyaya bilginin paylaşılmasında inkar edilemez bir öneme sahip olan sosyal kaydolan bilgilerin webde kaybolması ise çok da rahatlatıcı gibi gözükmüyor.