Beni Twitter’dan takip edenler bilir, XBOX evanjelisti olarak görürüm kendimi. Benim için oyun ve eğlence kullanımı standardını pek az cihaz belirliyor, XBOX ev eğlencesi konusunda en belirleyici konumda. Ayrıca seneler seneler Türkiye’de resmi çıkışını bekleyecek kadar da bağlıyım konsola. Ancak bu defa erken davrandım ve Türkiye’de XBOX One’a ilk dokunanlardan biri oldum. Hatta ilk kutu açılış videosunu da çekeyim dedim. Umarım beğenirsiniz.
33×25 santimetre boyutlarında ve 7,5 santimetre yüksekliğinde bir tuğla düşünün. XBOX One’ın fiziksel özelliklerini tarif etmek için daha fazla kelime kullanmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Bu sert girişten sonra hemen eklemeliyim, XB1’ın bu tasarımının var olma sebebi, oturma odasının standart bir parçası olmayı istemesinde saklı. Her oturma odasında bir TV vardır, zaman zaman sahip olduğunuz TV’nin filmleri ne kadar da harika bir çözünürlükle gösterdiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ancak TV’nin kumandası konusunda bu tarz fonksiyonel düşüncelere kapıldığınız olmamıştır. İşte XB1’ın olmak istediği yer de o kumandanın olduğu yer. Kimsenin varlığını sorgulamadığı, varlığına dair hissettiği ihtiyaçları düşünmediği, ancak varlığı ile hayatı kolaylaştıran bir fonksiyonelliğe sahip olduğu düşüncesiyle kendini unutturan bir yer.
XBOX One’ı ilk defa Los Angeles’ta dünyanın en büyük oyun/eğlence fuarı olan E3’te gördüm, Haziran ayındaydık. Zaten fuar açılışından bir gün önce de lanse edilmişti. Keza PS4 de aynı günler. Basın olarak katıldığım açılış gününde sadece gazeteciler vardı ve koca bir salonun yarısını PS4, diğer yarısını ise XBOX One dolduruyordu. Bir insan seli diyebileceğim o kalabalık sıraya girmiş, ürün müdürleri ile röportaj yapmaya çalışıyor ve cihazların fotoğraflarını çekmeye çalışıyordu. Ben sadece gezmek, görmek için katıldım ama birkaç fotoğraf çekmeyi de ihmal etmemiştim.
XBOX One sadece bir oyun makinesi olarak konumlamıyor kendini, nitekim bu konudaki düşüncelerimi cihazı TV’ye ilk bağladığımda yazıyor olacağım, henüz XB1 ile aynı fikirde değilim. Kullanımı konusundaki incelemelerimi de ayrıca aynı içerikte yazacağım.
Cihazın üzerinde bir ızgara var ve tasarımın bir parçası gibi görünüyor olmasına rağmen aslında XBOX One’ın sahip olduğu o kocaman işlemci fanını soğutma anlamında desteklemek için orada bulunuyor. Cihazın hemen sol tarafında bir USB port var ve bu portun duruşuna baktığımızda, XBOX One’ın yatay kullanım için konumlandığını fark edebiliyoruz. XBOX 360’ın aksine, XBOX One dikey olmak istemiyor.
XBOX One’ın arka kısmında ise cihazı sahip olduğunuz uydu kutunuza bağlayan bir HDMI IN (Tivibu, D-Smart, Digiturk veya herhangi bir uydu alıcısı kullanıyor olabilirsiniz, elbette Türkiye şartlarında), cihazı TV setinize bağlayan bir HDMI Out, 2 tane daha USB port, dijital ses için çıkış, Ethernet ve Kinect için ayrı bir giriş daha var.
Geçtiğimiz hafta Multiplayer ofisinde Sony Türkiye’nin Multiplayer için özel gönderdiği Playstation 4 konsolunu da gördüğüm için net bir şekilde söyleyebilirim, Playstation 4, XBOX One’dan çok daha yakışıklı görünüyor. Bu çok net! XBOX One’ın amacının ise dikkat çekmek olmadığını zaten söylemiştim. XBOX One belki saklanmak için yaratılmış olabilir ama Kinect aynı sınıfa girmiyor.
25×5 santimetre boyutlarındaki Kinect’i görmemeniz mümkün değil, TV setinizin üzerine veya alt kısmında koymak zorunda kalacaksınız ve biraz da yerden yukarıda olmak zorunda, çünkü alan derinliğini korumalı. Üzerinde kocaman beyaz bir XBOX logosu olan ve lensleri ile size bakan siyah bir tuğla daha. (Bu arada videoda da söylediğim gibi, XBOX 360’ın adaptörü de tuğlaydı, One’ın adaptörü de farklı değil, malum, adaptörün kendisi bir güç kaynağı, sebebi bu)
XBOX One’ın Controller’ı ise neredeyse eski controller ile aynı. Analog çubuklar daha da parmağa otursun diye kenarları pürüzlenmiş bir şekilde, aynı zamanda da biraz daha ince gibi eski versiyona göre. Ancak controller’ın üretim materyali atasından farklı olmuş, alışmadığım için biraz garipsedim ilk bakışta. Tabi eski controllerı2n arka kısmındaki pürüzler de kaybedilmiş, oysaki onlar sayesinde biraz ele de oturuyordu, ancak dediğim gibi, alışmak lazım.
XBOX 360’ın gamepad’i oyunseverler için resmen bir altın standart halini almıştı, Microsoft geçtiğimiz yıllar içinde 100 milyon Dolar gibi bir para harcayarak aynı sonuca varmış olacak ki, XB1’ın gamepad’i de çok az revizyon ile hayatına devam ediyor. PS4’ün controller’ını daha da beğendimi ise eklemeliyim, üzgünüm XBOX, görünen o ki seni bazen aldatmak durumunda kalacağım.
Fiziksel özellikler bittiğine göre, bir de cihazın kullanımı ile ilgili bir başka incelemeye geçmenin tam zamanı. Şimdilik görüşmek üzere.