Bilim, her zaman bizim iyiliğimiz için çalışıyor; daha iyi olmamız için bize destek oluyor, yol gösteriyor. Ancak bu sefer bilim bizleri biraz gülümsetti. Özellikle de kadınları. Çünkü bu sefer bilim, erkeklerle ilgili bilinen ama “kuruntu” olarak nitelendirilen bir durumun aslında gerçek olduğunu gösteriyor. Bu çalışmanın belirttiğine göre; erkekler kendilerini ispatlamak için ortaya sundukları argümanları en çok bu otoriteye dayanarak belirliyor: Kendilerine!
Peki bu durum nasıl ortaya çıktı? Akademik makalelerden.
Akademik makalelerin doğruluğunu kanıtlamanın en önemli yollarından biri, başka çalışmalardan alıntılar yapmaktır. Eğer yaptığınız çalışma, yüzlerce kez alıntı olarak kullanıldıysa, alanınızda güzel bir adım atmış sayılırsınız. Hatta üniversiteler, akademisyenleri işe alırken, bu duruma çok dikkat eder.
Son zamanlarda yapılan araştırmada ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Akademisyenler, alıntılanma oranını artırmak için yeni işlerinde eski işlerinden alıntı yapıyor.
Aslında bu çok da yadırganacak bir durum değil; çünkü eğer bir konuda uzmanlaşmaya çalışıyor ve birikiminizi artırmak için uğraşıyorsanız, eski işlerinize gönderme yapmanız çok normal. Bunun sebebi de, yaptığınız araştırmayı yapanın çok az olması.
Molly M. King ve Standford, Washington ve New York Üniversitelerindeki meslektaşları, JSTOR’da yer alan, 1779-2011 yıllarında yayınlanan 1,5 milyon makalenin üzerinden geçmiş.
İlk bulguları, kendi kendini alıntılama oranının ciddi anlamda çok olduğu. 1,5 milyon makalenin içerisinde, akademisyenler 8,2 milyon alıntı yapmış. Bu alıntıların 775.000 tanesi kendi işlerinden yapılan alıntılar. Yani bu neredeyse %10 demek.
Örneğin, alanının öne çıkan bilim insanı olarak sayılan bir kişinin işinden 7000 civarında alıntı yapılmış. Bu sayısının beşte birinden fazlasını ise kendisi yapmış.
King’in bulduğu diğer ilginç sonuçlardan bir diğeri, kadın ve erkekler arasındaki kendi işinden alıntı yapma oranı. Erkeklerin kendi işlerinden yaptığı alıntı, kadınlardan %56 daha fazla. Tabi bu 1779-2011 yıllarının ortalaması. Son 20 yıla bakıldığında, bu oran %70’e çıkıyor. Bu durum, biyoloji, sosyoloji, psikoloji ve hukuk anlamında büyük bir akademik boşluk yaratıyor.
Başka bir sonuç da, erkeklerin kariyerlerinin başlangıcında kendilerine olan güvenleri. Bu oran da kadınların kendilerine olan güvenlerinden fazla. Bu da isimlerini daha kolay tanıtmalarına sebep oluyor. Bu da kendi işinden alıntılamayı beraberinde getiriyor. İşin kötü yanı, bunun en büyük sebebinin kolayca iş bulabilmek olması.
Bilim adına daha güzel işlerin yapılması umuduyla…