Müzik ruhun gıdası. Belki bu söz klişe geldi size ama doğru olduğu bir gerçek. Bilimsel araştırmalar da bu gerçekliği destekliyor.
Avusturalya’daki Victoria’s Deakin Üniversitesi’nin 1000 kişi üzerinde yapmış olduğu araştırma, toplu halde gerçekleştirilen müzik aktivitelerinin, diğer bir deyişle konserlerin insanları normal bir gündekinden daha fazla tatmin ettiğini kanıtladı.
Aynı araştırma, tek başına müzik dinlemenin etkisinin bir konser kadar güçlü olmadığını da gösterdi. Her gün düzenli olarak müzik dinleyen biri olsanız bile, konser etkisinin verdiği memnuniyete ve mutluluğa sahip olamıyorsunuz. Bunun sebebi, konser esnasında yaşamış olduğunuz “sosyal refah”. Bireysel olarak müzik dinlediğinizde hayattan izole oluyorsunuz, ancak konser esnasında o müziği paylaşıyor, bir süreliğine dünyanın acı gerçekliklerinden kopuyor ve paylaşımla müziğin birleşimiyle kendinizi iyileştiriyorsunuz.
İlginç olan ayrı bir nokta ise müzisyenlerin aynı etkiyi görmemeleri. Hatta müzisyenlerin yaşam süreleri daha kısa. 1950 ve 2014 yıllarında yaşamış olan 12,655 müzisyen üzerin yapılan araştırmada, müzisyenlerin ölüm ortalaması 25 yaş. Yani bu noktada 27 kulübü dediğimiz, 27 yaşında ölen ünlülerden oluşan grup, iyimser kalıyor. Binlerce insana şarkı söylemek, enstrüman çalmak güzel; ancak sahnede yalnızsınız.
Sıcak olaylarda ilk iptal edilen etkinlikler konserler olurken, futbol müsabakalarının iptal edilmediği bir ülkede inatla umutla, mutlu bir hayat sürmeye çalışan tüm gençliğe, selam olsun!