“Medya patronu” tanımlaması Banu Güven için şimdilik fazla iddialı olsa da dijital dünyanın azimli kişileri ne kadar kısa sürede yukarı taşıdığı ve çabuk öğrenenleri zirvede ne kadar uzun süreler tuttuğu ortada olan bir gerçek. Banu Güven’in gelecek planlarına dair elimizde az ama öz bir takım veriler var ve kuvvetli ihtimallerden biri Güven’in sosyal ağların desteğini alarak internet üzerinden gazeteciliğe devam edecek olması.
Banu Güven’in birkaç yıl içinde bir dijital medya patronu haline gelme ihtimalinden önce sizi Arianna Huffington gerçeği ile tanıştırmak istiyorum. Politika, iş dünyası ve eğlence sektörü başta olmak üzere 2005’ten beri birçok kategoride lokal ve küresel bazda ama yalnızca internet üzerinde içerik üreten ve geçtiğimiz aylarda AOL tarafından 315 milyon dolara satın alınan Huffington Post‘un kurucusu olan Yunan asıllı Amerikalı Arianna Huffington geçmişinde kısa süreli gazete ve radyo maceraları olan, kadın ve sanat temalı birkaç kitap yazmış ve bir şekilde politika dünyasına da bulaşmış olan şimdinin dijital medya patronu olan bir isim.
Başarısız politik girişimlerinin ardından muhafazakar tarafını yenileyen ve liberal görüşlere sarılan Huffington kendi ismiyle oluşturdurduğu blogu başarılı sosyal ağ yayılımı ile dev bir medya organına dönüştürdü. Bunu yaparken esas aldığı büyük fotoğraflarla ve puntolarla bezeli başarılı site dizaynı yanında Yahoo, Rolling Stones ve People gibi ünlü yayın organlarıyla iş birliğine gitti, blog dünyasının yetenekli ama popüler olmayan yazarlarını topladı ve ayrıca Barack Obama, Michael Moore ve Madonna gibi isimleri konuk yazar olarak okuyucularla buluşturdu.
Yani aslında Huffington Post’un kurucusu Arianna Huffington’ın girişiminin öyküsü amatör ruhlu ufak bir blogun sürpriz bir şekilde zirveye çıkışı değil, iyi çizilmiş bir stratejinin, planlı programlı hareket, kalabalık bir network, özgün içerik ve biraz da sermaye (Huffington Post birkaç kere milyon dolarlık yatırımlar aldı) ile milyonlarca kişiye ulaşmasıdır. Huffington zirveye yalnızca birkaç yılda çıktı ve çabuk öğrendiği dijital dünyanın zirvesinde kalmak için halen öğrenmeye devam ediyor.
Takdir edersiniz ki bunlar Banu Güven’in yapamayacağı şeyler değildir.
Banu Güven NTV’den ayrılışının ardından Taraf’a verdiği röportajda iktidarın medya patronlarıyla olan ilişkisinden ve sıkıntı verici otosansür mekanizmasından bahsediyordu. Benzer kelimeleri geçtiğimiz günlerde -açıldığı günden beri hiç orijinal içerik girmemiş olduğu- blogunda yazdığı yazıda daha derli toplu olarak kullandı. Aslında Banu Güven Radikal gazetesine verdiği röportajda bu ilk blog yazısını işaret etmiş ve sonrasına dair neler olabileceğinin mesajını vermişti. Güven bundan sonra neler yapmayı planladığı sorulduğunda bir takım planları olduğunu ve çalışılacak tek mecranın ana akım medya olmadığını belirtmişti.
Banu Güven’in blogundaki ilk çalışması olan Başbakan’a hitaben yazdığı yazı bazılarınca sevildi, bazılarınca sevilmedi ama çok paylaşıldı. Bu Banu Güven isminin sosyal ağlarda ne kadar kredisi olduğuyla doğrudan alakalı bir durum. Demek ki Güven internet üzerinden planlı programlı bir çalışma yapacak olursa kendisini takip edecek ve çalışmalarını yayacak potansiyel bir kitleye sahip.
Öte yandan Banu Güven’in blog yazısında siyasi iktidara yaptığı ileri vites onun bundan sonra ana akım medyada çalışıp çalışamama durumunu direkt olarak etkiliyor. Şurası kesin ki ne Güven bahsettiği benzer otosansür mekanizmalarının işlediği NTV’nin muadilleri olan kanallarda çalışmak ister ne de hayat standardını düşürecek ve snob duruşunu etkileyecek olan marjinal medya mensuplarının yanında yer alır.
Banu Güven’in bir anca önce bu istifayla beraber ortaya çıkan dijital itibar oluşturma fırsatını değerlendirmesi ve kişisel web sitesinde yazdığı yazıyla attığı ilk adımın devamını getirmesi gerekiyor.
Doğruları söyleyen ve dokuz köyden de kendini kovduran Banu Güven’in tempoya özlem duyacağı, temaşayı arayacağı günler yakındır. 20 yıla yakın bir süre aktif olarak gazetecilik ve spikerlikle uğraşan Banu Güven kitlelerin ilgisiyle ve dikkatiyle beslenen bir kişi ve bu hormon akışının devam etmesi için de olumlu anlamdaki kavga gürültünün hayatında yer almaya devam etmesi gerekiyor. Şu anda içinde bulunduğu ve bir süre daha da dikkat çekmeye devam edecek olan NTV’den ayrılışı ise onun besleneceği ana damar olacaktır.
Banu Güven’in kurucusu olduğu ve geleneksel ve alternatif medyanın takdire şayan kişilerinin bir araya geldiği, internetten yayınlanan ve sosyal ağlardan beslenen, açık görüşlü, cesur ve hiçbir zumreye, sınıfa ya da iktidara bağlı kalmayan ve kısa vadede yayın hayatını sürdürebilecek kadar reklam da alabilecek olan bir haber ve yorum organını takip etmek benim için epey keyifli olacaktır. Özellikle de tablet versiyonu.