Blogunuzu geliştirmek, daha fazla kişiye duyurmak ve tanıtmak, içeriklerinizi okutmak ve blog trafiğinizi artırmak için izleyebileceğiniz birçok yöntem var.
SEO dostu bir strateji ile arama motorlarında üst sıralara yerleşmek ve buradan yeni ziyaretçilere erişmenin yanı sıra insanların gündemi, haberleri, her türlü içeriği takip etmek için her geçen gün daha fazla kullanmaya başladığı sosyal medya kanalları bu yöntemlerin başında geliyor.
Sosyal medya gibi bir gücü arkanıza alırsanız ve blogunuzu duyurmak, geliştirmek için sosyal ağlardan doğru ve etkin bir şekilde faydalanırsanız blogunuzun başarısını ölçümlemeniz de daha kolay olacaktır.
Her blogun sosyal ağlarda var olması artık bir zorunlulukken bunu bir adım ileriye götürüp doğru stratejilerle blog içeriklerinizi bu kanallardan yaymanız gerekiyor. Bunun da bazı küçük tüyoları var. İşte bunlardan en öne çıkanları…
İçeriklerinizi yayınlar yayınlamaz sosyal medyada paylaşın
Blogunuzu her gün güncellemeniz ve bir zaman çizelgesi belirlemeniz sadık ziyaretçilerinizi dolayısıyla blog trafiğinizi artırmada önemli bir etkiye sahipken blog içeriklerinizi eş zamanlı olarak sosyal ağlardan paylaşmanız bu trafiği daha da artırmanıza yardımcı olacaktır. Bu yüzden içeriğinizi oluşturup yayınladıktan hemen sonra, etkisi geçmeden, içerik bayatlamadan blogunuzun sosyal medya hesaplarından paylaşın ve blogunuza gerçek zamanlı trafik çekin.
Blogunuza sosyal paylaşım butonları ekleyin
Okuyucuların içeriklerinizi paylaşmasını istiyor ve böylelikle normalde blogunuzu ziyaret etmeyen kişilere de ulaşmak istiyorsanız mutlaka blogunuza sosyal paylaşım butonları ekleyin. Böylelikle sizin sosyal ağlardaki paylaşımlarını retweet eden, Facebook’ta “share” eden kişilerin yanı sıra direkt olarak blogunuz üzerinden de paylaşımları artırabilirsiniz.
Aynı içeriği birden fazla kere paylaşın
İçeriklerinizi yayınlar yayınlamaz paylaşın demiştik. Şimdi bunu bir adım ileri götürüp öne çıkan blog içeriklerinizi yeniden paylaşma aşaması. Örneğin sabah erken saatte paylaştığınız bir içeriği öğleden sonra yeniden paylaşabilir; böylelikle kaçırdığınız kullanıcıları ikinci paylaşımınızla yakalayabilirsiniz. Ancak bunun ayarını iyi dengelemeye ve aşırıya kaçarak takipçilerinizi de bıktırmamaya ayrıca dikkat etmeniz gerekiyor.
Sosyal medya üzerinden etkileşim yaratmayı hedefleyin
Paylaştığınız içeriklerin retweet edilmesi, paylaşılmasının yanı sıra kullanıcılar tarafından yorumlanmasına da yer bırakın. Diğer bir deyişle Facebook iletileriniz sadece beğeni ve paylaşım almasın; yorumlar da altında biriksin ya da Twitter’da mention’lar havada uçuşsun. Bunun yolu da doğru cümlelerle içeriğinizi sosyal ağlarda tanıtmaktan geçiyor. Birebir başlığı kopyalamak da bir seçenekken eğer takipçilerinizin içeriklerinizle ilgili direkt etkileşime girmesini istiyorsanız paylaşımlarınızda sorular yöneltebilir, içeriğin farklı bir yönünü öne çıkararak dikkat çekebilirsiniz.
Her sosyal ağa özgü paylaşım biçimleri belirleyin
Bilindiği gibi her sosyal ağın kendine özgü dinamikleri ve değerleri var. Dolayısıyla paylaşımlar bu sosyal ağların karakteristik özellikleriyle doğru orantılı ve uyumlu olmalı. Bu durum markalarda olduğu gibi web yayıncılarının paylaşımları için de geçerli. Bunun için her sosyal ağda içeriğinizi aynı şekilde paylaşmayın. Cümlelerle oynayın, o sosyal ağ kullanıcı profiline uygun, etkileşim yaratabilecek taktikler uygulayın. Farklı görseller kullanarak bile fark yaratabilirsiniz.