Sosyal Medya

Büyüyen Tehlike Diyabet ve Sosyal Medya İletişimi

Diyabetin tedavisinde hastanın kullandığı ilaçların yanında, tedaviyi üstlenen ve uygulanmasına destek veren kişilerden oluşan takımın ne derece önemli olduğunu Pinterest’ten Sağlık ve İlaç Sektörü Nasıl Faydalanabilir? başlıklı yazımda paylaşmıştım.  Belki de diyabetin üzerine neden bu kadar çok yazdığımı ve düşündüğümü merak ediyorsunuzdur. Vereceğim rakamlar sizin için anlamlıysa artık sizler de düşünmeye başlayabilirsiniz…

Geçtiğimiz hafta Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Serdar Güler, Medimagazin’e yaptığı açıklamada şu çarpıcı sayıları verdi.

Türkiye’de 6 milyon diyabetli, 14,4 milyon prediyabetli (diyabet adayı) var. Bu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Türkiye için 2030 yılı diyabet sıklığı öngörüsüydü ve 2012’de ulaşıldı.

Bu yazımda diyabet tedavisinde söz sahibi kurumların, firmaların Twitter üzerinden doktorlarla, hasta ve yakınlarıyla nasıl iletişim kurduklarını birkaç örnekle aktaracağım.

Dünyada diyabet tedavisi alanında sözü ve adı en çok geçen kurum şüphesiz ADA’dır (Amerikan Diyabet Birliği). ADA’nın Twitter hesabının 26.000 takipçisi var ki bu sayı, bir sağlık kurumu için azımsanmayacak kadar yüksek. Bu kanalı oldukça aktif ve etkin kullanan ADA, zengin içerikli web sayfasında detaylarını aktardığı bilgi ve aktiviteleri Twitter iletileriyle paylaşıyor. Örneğin şu Twitter iletisi, tıklayıp detaylarını görmek için insanı heyecanlandırıyor: “ Her sene 500.000 gönüllünün #diyabetidurdurmak için bizimle beraber çalıştığını biliyor musunuz? Onlara katılmak için…”

Kendi web sayfasında sunduğu beslenme, egzersiz, minik anket veya testlerin yanında, yüz yüze görüşmelerden alınan verimin yüksek olması dolayısıyla, detaylı bilgi isteyenleri bölgesel ADA ofislerine yönlendirme aktivitesini de buradan yürütüyorlar. Kullandıkları iletişim dili de son derece arkadaşça! Gördüğünüz bisiklet fotoğrafını diyabetli bir hasta onlara göndermiş ve şu notu düşmüş : “ADA bisiklet etkinliklerine katılmak için aldım” . ADA’nın Twitter hesabından verilen cevap çok motive edici : “Rengi müthiş, tekerlekler de süper görünüyor!” Hastanın buna verdiği cevap, ne kadar anlamlı bir iletişim gerçekleştiğini gösteriyor: “Teşekkürler, çok heyecanlıyım”.

Dünya Diyabet Federasyonu’nun (IDF) desteklediği 14 Kasım Dünya Diyabet Günü etkinlikleri adına açılmış olan World Diabetes Day (Dünya Diyabet Günü) Twitter hesabı da, diyabet tedavisi insiyatifi için açılmış oldukça aktif kanallarından biri. Uygulanması kolay sağlıklı beslenme önerilerinden günlük egzersiz programlarına, yıl boyu süren aktivitelere kadar pek çok bilgiyi diyabet hastaları ve hasta yakınlarıyla paylaşıyorlar.

Ülkemizde diyabet alanında faaliyet gösteren pek çok sivil toplum kuruluşu var ama en aktif olan ikisi Türkiye Diyabet Vakfı ve Türk Diyabet Cemiyeti. Ülkemizde gerek Facebook, gerekse Twitter , kişiler ve markalar oldukça yaygın kullanılıyor olması rağmen, sivil toplum kuruluşları için aynısını söyleyemeyeceğim. Yukarıda ismini andığım, yıllardır gerçek hayatta pek çok hastanın tedavisini katkıda bulunmuş, son derece önemli ve faydalı eserlere imza atmış iki bilimsel sivil toplum kuruluşunun sosyal medyada, üzgünüm ki dikili tek bir ağacı bile yok.

Bu iş elbette sadece sivil toplum kuruluşlarının işi değil. Oral antidiyabetik (ağız yoluyla kullanılan diyabet ilaçları) ve insülin üreten firmaların yürüttüğü bilgilendirici ve cesaretlendirici kampanyaların da etkisi büyük. Özellikle insülin öyle bir ilaç ki, doğru anda, doğru hastada, doğru dozda kullanıldığında, hastanın hem ömrünü uzatıyor, hem de hayat kalitesini artırıyor. Dolayısıyla hastaları ve yakınlarını bu konuda cesaretlendirmek önemli.  Her ne kadar ülkemizde reçeteli bir ilacın halka açık ortamda reklamının veya tanıtımının yapılması yasak ise de, sosyal medyadaki her şey tüm dünyaya açık olduğundan istenildiğinde ulaşılabiliyor. Bundan dolayı ben de birkaç iyi örneği sizlerle paylaşmakta bir sakınca görmüyorum.

RACE WITH INSULIN (İNSULİN İLE BERABER YARIŞ)

İnsülin üreticisi firmalardan Novo Nordisk’in sponsorluğunda, dünyanın pek çok yerinde yarışan araba yarışçısı Charlie Kimball’un iletişim hesabı, yine Novo Nordisk tarafından yönetiliyor. Genç bir araba yarışçısının günlük egzersiz temposu hesaba katıldığında, diyabet hastası iken bu aktiviteyi kaldırabilmesi, eminim diğer diyabet hastalarına da büyük moral veriyordur. Twitter paylaşımları aynı zamanda son derece heyecanlı ve keyifli. Yarış sırasında belli turlarda yaptığı pit-stopları bile paylaşıyorlar.

SANOFI DIABETES (SANOFI DİYABET)

Twitter hesabından Pek çok pratik beslenme, egzersiz önerisi ve hatırlatmaların yanında, oyuna dönüştürülmüş kilo verme programları gibi eğlenceli içeriklerin de bulunduğu, sponsorluğunu üstlendikleri Diyabeti Tartışalım web sitesine linkler veriyorlar. Ayrıca Amerika’nın farklı yerlerinde düzenledikleri aktiviteleri takipçileriyle paylaşıyorlar.

Sonraki yazılarımda; kanser, multipl skleroz, epilepsi, migren gibi uzun süreli (kronik) hastalıkların tedavi sürecinde sosyal medyanın hasta ve hasta yakınlarına nasıl ve ne derece destek verdiğini anlatmaya devam edeceğim.

Son olarak, birkaç gün önce öldürülen Dr. Ersan Arslan’ı anmak istiyorum. Unutmayalım ki, doktora şiddet, aslında bir sonraki gün sizi, annenizi, çocuğunuzu muayene edecek, ameliyat edecek meslek erbabına uygulanan şiddettir. Bu sadece doktorların değil, tüm toplumun sorunudur.

#doktoraşiddetehayır!