Sosyal Medya

İngiltere Tartışıyor: Doktorlar Sosyal Medyayı Nasıl Kullanmalı?

A.B.D.’den sonra sosyal medyanın en yaygın kullanıldığı ülkelerin başında İngiltere geliyor. İngiltere’nin sağlıkla ilgili mesleki uygulamaları düzenleyen yetkili kurumu General Medical Council, 18 Nisan 2012 tarihinde “İyi tıbbi uygulamalar hakkında açıklayıcı rehber”  başlığıyla bir taslak yayınladı. Bu taslak, 13 Haziran 2012 tarihinde kadar görüş ve yorumlara açık kalacak ve sonrasında final versiyonu duyurulacak. Taslağın yorum ve görüşe açık olduğu, aynı zamanda, 28 Nisan 2012 tarihinde dünyanın en saygın tıbbi dergilerinden The Lancet web sitesinde de yayınlandı.

Özel yaşam ve iş yaşamının bu denli birbirinin içine girdiği günümüzde, doktorların sosyal medyayı profesyonel amaçla kullanımının sınırları gün geçtikçe daha sık konuşulur ve tartışılır olmakta. İngiltere’nin tartışmaya açtığı konulardan biri de, bahsi geçen rehber taslağının 36. ila 41. sayfalarında yer verilen, “Doktorların sosyal medya kullanımı”.

Sağlık alanında sosyal medyanın kullanımı dendiğinde, ilaç firmalarının ve sigorta şirketlerinin sayısının 100’lerle, sağlık kurumlarının sayısının 1.000’lerle, doktorlarının sayısının ise 100.000’lerle ifade edildiğini hatırlarsak, kişisel kullanımı düzenlemenin ve denetlemenin de ne kadar zor bir iş olduğunu daha net ortaya koyarız.

Rehber taslağının detaylarına göz attığımda gördüm ki, dünya yeniden keşfedilmemiş. Bununla beraber neredeyse tüm olasılıklar düşünülmüş ve öneriler oldukça basit ve net bir dille ifade edilmiş. Bu rehberin; diğer ülkelerin yanında, Türkiye için de ilham verici olmasını diliyorum. Sağlık uygulamalarını düzenleyen kurumların başında gelen Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuda hızlı ama sağlıklı yol alması gerekliliğinin de altını çizmek isterim.

Şimdi sırasıyla rehberin önerdiklerine bakalım.

Temel başlıklar altında, “İyi Tıbbi Uygulamalar” ile şunları işaret ederiz:

[heading style=”1″]Genel İletişim Kuralları Ve Gizlilik[/heading]

Meslektaşlarınızla olan iletişiminizde dürüstlük ve saygı esastır. Bu, tüm iletişim ve etkileşim şekilleri için geçerlidir. Toplum ile iletişimde (buna reklam faaliyetleri, yazma, konuşma da dahildir) paylaştığınız bilginin doğru ve kanıtlanabilir olmasına, hastanın bilgi eksikliğinin suistimal edilmemesine, hastanın bilgilerinin gizliliğinin korunmasına dikkat edilmelidir.

Meslektaş ve hastalarınızla iletişimde dürüst ve güvenilir olmalısınız. Sizden talep ettikleri tüm bilgiyi, doğru olduğuna inandığınız şekilde onlara sunmalısınız. Bilginizin sınırlarını bilerek hareket etmeli, yanlış veya yanıltıcı bilgi vermemelisiniz.

Halka açık ortamda hastanın tanımasını, deşifre olmasını sağlayacak hiçbir bilgiyi paylaşmamalısınız.

[heading style=”1″]Bilgiye Erişim[/heading]

Sosyal medyanın kullanımı, kamusal ve özel yaşam arasındaki sınırları gevşetmiş ve kişisel bilgileri, diğerleri tarafından erişilebilir kılmıştır.

Sosyal medyayı kullanırken, online gizlilik sınırlarını bilerek hareket etmelisiniz. Tüm gizlilik ayarlarına rağmen, kullanmakta olduğunuz sosyal medya profillerinizin, kullandığınız sitede kaldığından emin olamazsınız, çünkü siteler bunu garanti edememektedirler.  Bilgilerinize erişim olasılığı bulunması demek, işvereniniz, gelecekteki işverenleriniz, hastalarınızın bu bilgilere erişim olasılığının bulunması demektir. Bilginiz bir kere açığa çıktı mı, bunun diğerleriyle paylaşılabileceğini, üzerine yorum yapılabileceğini ve ortadan kaldırmanın neredeyse imkansız olacağını hesaba katmak gereklidir.

[heading style=”1″]Sosyal Medya Kullanımı[/heading]

Doktorların sosyal medya kullanımının, meslektaşları ve hastalarıyla iletişim kurma, dolayısıyla tedavi başarısına katkıda bulunma ve aynı zamanda profesyonel ilişki geliştirme açısından potansiyel faydaları bulunmaktadır. Sosyal medya, aynı zamanda özel yaşam ve iş yaşamının sınırları net olmadığında riskler de içermektedir. Hastalarla tüm iletişiminizde profesyonel sınırları korumalısınız. Eğer bir hasta, özel profilinizden size ulaşmış ise, özel yaşam ve iş yaşamını birbirinin içine sokmanın uygun olmadığını ifade etmeli ve profesyonel profilinize (web sitesi, Linkedin profili, telefon) yönlendirmelisiniz.

Sosyal medyayı, bir hastanın veya tedavisinin özelinde tartışmak için kullanmamalısınız.

Meslektaşlara saygı

Doktorlar meslektaşlarına dürüst ve saygılı davranmalıdır. Kaba, rahatsız edici bir üslup kullanılmamalı,  kanıtlanamayacak iddialar ve yorumlar yapılmamalıdır.

Online ortamda kişi veya kurumlarla etkileşime girip, yorum yaptığınızda, bu durumun yazılı veya sözlü iletişimde olduğu gibi telif yasaları ve hakaretle ilgili yasalarla ilişkili olduğu unutulmamalıdır.

Anonimlik

Eğer profesyonel içerikli yazıyorsanız, kendinizi tanıtmanız gereklidir. Yazarının kendisini doktor olarak tanıttığı materyallerin inandırıcılığı daha fazladır ve genel olarak bir uzmanlık alanının görüşü olarak algılanır. İsim belirtmeden, anonim olarak yüklenen dosyaların bile izinin takip edilip, yükleyene ulaşılabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.

Hastanın güvenliği ve tedavisi ile ilgili endişeyi dile getirmek

Bir meslektaşının veya sağlık kurumunun uyguladığı yöntem veya tedavi bir hastanın sağlık veya güvenliğini riske atıyorsa, bu konudaki endişesini dile getirmek her doktorun görevidir. Sosyal medya ise bu endişeyi dile getirmek için doğru mecra değildir.  

Gizlilik

Gizlilik, doktor-hasta arasındaki güvene dayalı ilişkisinin tam merkezindedir. Sosyal medyayı kullanırken de rıza alınması ve gizlilik ile ilgili kurallara uyulması esastır.

Paylaşılan bilgilerin her biri tek başına bir hastanın kimliğini açık etmek için yeterli olmayabilir, bununla beraber GPS koordinatları, fotoğraflar içerisinde yer alan bilgiler ve etiketlemeler, buna sebep olabilir.

13 Haziran 2012 tarihine kadar yoruma ve görüşe açık kalacak olan bu taslak, finalize olup duyurulduğunda, başka bir yazıma daha konu olacaktır elbette. Yürürlüğe girdiğinde de umarım pek çok ülkenin uygulamalarına ışık tutacaktır.

Not: Çeviri, anlamın korunmasına özen gösterilerek ve kısaltılarak yapılmıştır.