Sosyal Medya

Facebook Türkiye Raporu ve Markaların Aktiviteleri

Facebook istatistikleri için önemli bir adres olan Socialbakers, Türkiye Facebook Pazarlama Raporu’nu yayınladı. Türkiye dışında şimdilik Brezilya, Polonya, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’nın da pazarlama raporları yayınlandı. Müşterileri ile en çok iletişimde olanlar ve duvar paylaşımlarında en aktif olanlar olmak üzere iki listede ilk on firmaya yer verilmiş. Pazarlamacılar ve ajanslar için firmaların, özellikle diğer ülkelerde Facebook kullanıcılarıyla nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu görmek açısından ilham verici bir kaynak.

Aşağıda göreceğiniz listeyi size birebir aktarmaktan ziyade listeye girmeyi başarmış firmaların nasıl bir etkileşim ve paylaşım içerisinde olduklarını analiz edip yorumlamak istedik. Listedeki firmalar ne yaptılar da binlerce firma arasından sıyrılıp ilk ona girdiler? Nasıl bir kampanya ve/veya aktivite yönettiler de Facebook kullanıcıları ile yüksek bir iletişim oranı yakaladılar? Hiç bir markayı hedef almadan, hiç kimseyi övmek ve/veya eleştirmek gibi bir niyet içerisinde olmadan sadece gözlemlerimizi sizinle paylaşmak istedik.

Sizden gelecek yorumlarla da konuyu zenginleştirme niyetindeyiz.

Konvansiyonel ve sosyal medyada daha sık gördüğümüz bazı markaların bu listede olmaması ve ilk başta akla gelmeyecek bazı markaların bu listeye girmiş olmaları bizi şaşırtan ve aynı zamanda bir o kadar da sevindiren olaylardan birisi. Farklı markaları görmek ayrı bir keyif veriyor. Bulunduğu sektörde lider olmamış bazı markaların, rakiplerini geçerek bu listede yerini almış olması sosyal medyanın -sihirli bir değnek olmasa da- önemli bir kaldıraç özelliğine sahip olduğunu bize tekrar gösterdi.

Şirketlerin Facebook uygulamalarına baktığımız zaman üç aşağı beş yukarı hemen hemen hepsinin aynı uygulamalara başvurduğunu ve aynı yöntemlerle Facebook hesaplarını yönettiklerini görüyoruz. Beğen” tuşuna odaklı pazarlama çalışmasının azalmış olmasını ümit ederken, şirketlerin hala “önce Beğen ondan sonra sana kendimi göstereceğim” veya “bir şeyler kazanmak istiyorsan önce Beğen yaklaşımı malesef bizden şimdilik geçer not almadı. Bu tarz bir iletişimin bu platformun ruhuna aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bırakın, müşteri gönülden ve isteyerek sizi beğensin. Bırakın müşteri önce sizin ne yaptığınızı görsün, yaptıklarınızdan etkilensin ondan sonra sizi beğensin, beğenmekten ziyade kendi çevresine sizden ve sizin uygulamanızdan bahsetsin. Siz dükkanınızın önünden geçen müşteriyi kolundan tutup içeri çekebiliyor musunuz da burada “önce Beğen diyorsunuz?

Bir diğer ortak uygulama da takipçileri iletişimin içine çekmeyi amaçlayan anketler. Bu ilk başta kulağa hoş gelen bir uygulama olsa da yaptığınız anketin içeriği işin şeklini değiştiriyor. “2×2 kaçtır?” gibi basit sorular sorup bu sorulara cevap bekliyorsanız malesef üzülürsünüz. Uygulamalarınızı basite indirgeyin dedik ama kullanıcılarınızı da küçümsemeyin. İnsanların içerisinde olmaktan keyif alacakları bir ortam/anket tasarlamak daha faydalı olur diye düşünüyorum. Takipçilerinizle sürekli soru-cevap tarzı bir ilişki içerisinde olmak da sıkıcı olur bir saatten sonra.

Firmaların video paylaşması değişik formatta paylaşım yapmaları açısından çok guzel bir şey. Televizyonda yayınladığınız reklamların aynısını burada yayınlamaktansa buraya has, fazla uzun olmayan, eğlenceli ve paylaşılası videolar yayınlamak etkileşiminizi arttıracaktır. Takipçilerinizi sıkmamak için farklı formatta içerikler paylaşmak hem size hem de sizi takip edenlere daha çok keyif verecektir. Bu konu ile ilgili yayınladığımız “Şirketlerin Facebook Sayfalarında Sıklıkla Yaptıkları Hatalar” başlıklı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Listede yer alan bir çok firmanın Facebook’u bir duyuru merkezi/tahtası olarak gördüğünü görüyoruz. Hele bazı markalar var ki kullanıcıların içerik üretmesine neredeyse hiç izin vermemiş. Burası kalın puntolarla uyarı yazılarının yazılması gereken yer olmamalıdır. Bırakın, ortamı kullanıcı şekillendirsin, bırakın sizi müşteri yönlendirsin.

Logo hastalığı da çok gördüğümüz vakalardan biri. Bütün mesajları, bütün paylaşımları tek bir görsel ile yapmak inanın çok sıkıcı. Bu konuda size Disney’in sayfasını incelemenizi öneririm. Sayfayı açar açmaz dinamizm ile karşılaşıyorsunuz. Bunun en büyük sebebi paylaşımların farklı görsellerle yapılmış olması.

Dijitalin işimize ve hayatımıza kattığı/katacağı gücün farkında olup, bunu uygulamaya geçiremeyen markaların, sınırlarını zorlayarak ortaya atacakları yeni fikir ve uygulamalarla ne kadar çok şey kazanacaklarını bizzat kendileri yaşayarak görecektir.