Sosyal Medya

Facebook Çin’de Ne Yapabilir?

Dünya nüfusunun 6 milyardan fazla oluşu 750 milyon üyeye sahip olan Facebook’un halen doyuma ulaşmadığını savunanlar için en önemli referans noktalarından biri. Teoride haklı olan bu düşünceye göre Facebook’a üye olabilecek olan 5 milyardan fazla kişi var ve yayılan internet teknolojisi ile beraber bu kitlenin yavaş yavaş da olsa aklına girmek imkansız değil.

Ancak şurası kesin ki bu büyük kitlenin üyelerinin her birinin kendine özgü bir duruşu, bir yerel konumu var. 1,5 milyara yakın nüfusuyla Dünya’nın en büyük ve en çekici yerel pazarı olan Çin de kendi içindeki dinamikler itibariyle özel muamele görmesi gereken bir ülke.

Geçtiğimiz yıl Çin’e turistik olduğu iddia edilen geziler yapan Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in 1,5 milyarlık potansiyel kullanıcıdan oluşan bu yeni pazara girmek istediği herkesin malumu. Son zamanlarda ortaya atılmış olan iddialar iyice somutlaşmaya başladı ve buna göre Facebook’un bu pazarda yerini alabilmek için Çin’in arama devi Baidu ile ortak bir çalışma yürüteceği söyleniyor.

Gözlerden ve gönüllerden ırak olan Çin’de ise sosyal ağlar çoktan köklerini salmış durumda. Özellikle micro-blogging denen Twitter usulü sosyal paylaşımın moda olduğu Uzak Asya’da Renren, Kaixin001, Qzone, 51.com, Tencent ve pazarın lideri olan Sina Weibo gibi sosyal medya platformları revaçta. Bunun yanında arama motoru devi Baidu da bu pazarın içinde yer almayı hedefliyor ve bunun için de Facebook’un artan iştahını kullanmak istiyor.

Facebook’un Çin’deki çetin sosyal medya mücadelesinden önce düşünmesi gereken başka noktalar da var. Bunların ilki Çin hükümetinin Google, Yahoo, eBay ve Amazon gibi uluslararası şirketlere zorladığı sert yasaların ve uyguladığı politik baskıların bir benzerini Facebook’a da yaşatacak olması. Daha henüz varolan üyelerini kullanıcıların mahremiyeti konusunda tam olarak ikna edememiş olan Facebook’un Çin’de karşılaşacağı doğa şartları çok daha çetin olacaktır. İşte tam da burada Çin’in arama motoru devi Baidu’nun hükümetle olan ilişkisi tampon görevi görmek için hazır kıta bekliyor olacak.

İkinci sıkıntı ise Asya pazarının kendine has koşulları, yani Asya toplumunun Avrupa ve Amerika’dakilerden farklı olan kendine has alışkanlıkları. Aslında Facebook Asya pazarına çoktan girmiş durumda zira Endonezya, Hindistan ve Filipinler en çok Facebook üyesine sahip ilk 10 ülke içerisinde. Ancak Çin’deki internet sektörünü bilen birçok otoriteye göre nüfusu ve kendine has sosyal ağ alışkanlıkları nedeniyle Çin diğer Asya ülkelerinden daha farklı bir karaktere sahip.

Çin pazarı hakkında çok değerli yayınlar yapan Thoughtful China‘ya konuşan CIC’nin (China Investment Corporation) kurucusu Sam Flemming de Facebook’un Çin’de çok zor zamanlar yaşayacağını düşünenlerden. Flemming’e göre hali hazırda yeteri kadar “sosyal” olan bir pazara yeni girecek olan Facebook’un Avrupa ve Amerika kıtasındaki etkinliğini göstermesi epey zor. Yine Thoughtful China’a konuşan ve CLSA Asia-Pacific Market’in media analisti olan James Lee de benzer şekilde düşünüyor: “Yarışın büyük olduğu bir pazarda tutunabilmek için ilk günden yerinizi almış olmanız gerekir.”

Facebook’un Çin’in yerel şartlarına uyum sağlayabilmek için ortaklığa gitmeyi düşündüğü Baidu yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı ilk bakışta faydalı bir ortak gibi gözükse de yine otoritelere göre daha farklı bir ortaklık ile Facebook’un Çin’de daha etkin olabileceği konuşuluyor. Darwin Marketing’in kurucusu T.R. Harrington’a göre Baidu’nun kuvvetli olduğu arama ve henüz etkin olamadığı sosyal ağlar arasında kuvvetli bir bağ olsa da Facebook’un Baidu yerine sosyal pazarın büyük oyuncularından Weibo ya da Tencent ile ortaklığı düşünmesi daha mantıklı. Buna sebep olarak da Baidu’nun diğer ikisi kadar Çin’in sosyal ağ alışkanlıklarını bilmediği öne sürülüyor.

Facebook’un Çin’e girişi Google+’ın Facebook ve Twitter varken ortaya çıkışı gibi bir etki de yaratabilir. Yeni bir sosyal ağda vakit geçirmek için Çinli internet kullanıcılarının gerçekten iyi bir motivasyona ihtiyacı var. İşte tam da burada Facebook’un sağladığı olanaklar sayesinde Çin’in dünyanın geri kalanı ile sosyal ağlar üzerinden bağlantı kurmayı ne kadar isteyeceği kilit rol oynuyor.

Tabi aynı zamanda Çin hükümetinin bu entegrasyonu ne kadar onaylayacağı da.