Sosyal Medya

Gezi Parkı Direnişi Sosyal Medyaya da Nazar Değdirir mi?

Bir yanda Gezi Parkı protestoları süresince yaşanan Twitter tutuklamaları, diğer yanda ise AK Parti’den gelen sosyal medya için ceza yasası sinyali, internette düşüncelerini özgürce ifade edebilme hakkını savunan milyonlarca kişiye endişe veriyor.

Hatırlanacağı üzere 31 Mayıs sonrasındaki açıklamasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan şiddet olaylarının faturasını sosyal medyaya kesmiş, asılsız iddia ve yalan tweet’lerin dolaştığını öne sürdüğü Twitter’ı toplumların baş belası ilan etmişti. Hatta Başbakan, yalan tweet’lerin toplumu terörize edeceğinin de altını çizmişti.

Başbakan’ın sosyal medyayı hedef alan bu ilk konuşmasının ardından aradan geçen yaklaşık iki haftalık süreçte, devletin diğer kademelerindeki kurum ve yetkililerin de benzer açıklamalar yaptığına şahit olduk. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada orantısız güç uygulayan polisin Twitter’dan tespit edileceğini açıklarken, olaylardan kirletilmiş ve tahrik edici çalışmalar yapıldığını iddia ettiği sosyal medyayı sorumlu tuttu. Bu açıklamaların yapıldığı zamana paralel olarak Twitter üzerinden halkı isyana teşvik ettikleri ve propaganda yaptıkları belirtilen yüzlerce kişi tutuklandı.

İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldığı ifade edilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı fezlekede topu yine sosyal ağlara atması, ardından İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun sanal operasyon uyarısı, Gezi Parkı’ndaki sebebi bir türlü bulunamayan internet kesintileri ve AK Parti Başkan Yardımcısı Ali Şahin’in sosyal medya için ceza yasası sinyali, başta Twitter olmak üzere sosyal paylaşım platformlarının namlunun ucunda olduğuna işaret ediyor.

Nitekim bu durumu destekleyen bir diğer açıklama ise bugün Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan geldi. Hürriyet‘in haberine göre Twitter’ın Türkiye’de vergi ödemediğini belirten Bakanlık yetkilileri, mikroblog sitesini yasal bulunmadığı gerekçesiyle eleştirdi. Yetkililer, Twitter’ın Türk Ticaret Kanunu’na tabi bir şirket kurması gerektiğinin de dikkat çekti.

Libya ve Mısır’ın yanı sıra Orta Doğu ülkelerinde internet ve sosyal medya yasaklamaları, hepsinden daha önemlisi Başbakan Erdoğan’ın dahi yasaklı olan Youtube’a illegal yöntemlerle girdiği gerçeği halen hafızalardaki yerini koruyor.

Hal böyle olunca akla tek bir soru geliyor: Başbakan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en büyük halk tepkilerinden birini kem gözlere bağlayan oyuncu Necati Şaşmaz’ın deyimiyle acaba olaylar süresince ya da sonrasında Twitter ve diğer sosyal ağlara nazar değer mi?