Sosyal Medya

Google+ Facebook’u Yenebilir mi? Yanlış Soru

Google+ ve Facebook rekabeti sosyal medya dünyasının en ilgi çekici konularından biri. Dünyanın önde gelen sosyal medya ve teknoloji bloglarından Mashable’ın kurucusu ve CEO’su Pete Cashmore, bu konudaki düşüncelerini CNN.com için yazmış. Konuya farklı açılardan yaklaşarak çarpıcı değerlendirmeler yapan Cashmore’un yazısını aynen yayınlıyoruz:

Belki Google+ Pages yayına başladığı için. Belki Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg Google+’tan bahsederken “Facebook’un küçük versiyonu” dediği için. Belki de sadece insanlar teknoloji devleri arasındaki savaşlardan hoşlandığı için. Nedenini bilmiyorum ama geçtiğimiz hafta boyunca en az üç kere Google’ın sosyal ağ hizmeti Google+’ın Facebook’u yenip yenemeyeceği sorusuyla karşılaştım.

Yanlış soru.

800 milyon aktif kullanıcı ile sosyal ağların tartışmasız lideri Facebook’tur. Milyonlarca internet sitesinin parçası olan sosyal eklentileri ve Facebook’un sosyal işlevlerine dayanan büyük bir uygulama ekosistemi ile internet ile iç içe geçmiş durumda. Eğer Google+’ı kullanıma sunarken Google Facebook’u devirmeyi amaçladıysa, bunun cesur bir hedef olduğu söylenebilir. Her iki şirketin büyüme oranlarına baktığımızda, kazanması garanti gibi görünmüyor.

Facebook aynı hızda ilerleyip yeni özelliklerle beraber yeni kullanıcılar de ekledikçe devrilmesi zorlaşıyor. Google+’ın lansman sırasındaki en ayırt edici özelliği olan “arkadaş çevreleri”nin (friends circles) takip eden aylarda Facebook’a da eklenmesi ile kullanıcıların seçimlerini değiştirmekte etkili olabilecek bir faktör ortadan kalktı. Ayrıca, Facebook’un bir kullanıcının herkese açık güncellemelerinin takip edilmesini sağlayan “abone” (subscribe) özelliğini kullanıma sunması Google+ ve Twitter gibi servislerin avantajlarını sarstı.

Google, Google+’ı “Facebook’u yok edecek” şeklinde tanıtmadı. Alakası yok. Arama motoru devi, hizmetlerini birbirine bağlayacak bir “sosyal katman” yarattığını açıklamıştı. Bu sözünü tuttu: Google+ aktivite çubuğunu Google Arama, Google Docs, Gmail gibi herhangi bir Google hizmetini kullanırken sayfanın üst kısmında görebiliyoruz.

Google+’ın gerçek değeri aslında çok küçük bir özellikte: +1 butonu. Facebook’un “beğen” (like) butonuna karşı çıkarılan bu küçük parçacık sayesinde internet siteleri sadece bağlantı sayılarına göre sıralanmıyor. Bunun yerine, insanlar sosyal ağlardaki arkadaşları sayesinde yeni içerikler keşfediyorlar. Bu değişikliğin, internet içeriklerini sayfalar arasındaki bağlantı sayısına göre sıralayan Google’ın ana hizmeti arama motoru servisini baltalıyor olması çok korkutucu.

Peki Google ne yaptı? Bir sosyal servis hizmete sundu ve bu butonları sosyal işaretler toplayabilmek için neredeyse bütün sayfalara koydu. Şimdi, internetin her yerinde toplanan o küçük +1 oyları Google’ın sıralamasını değiştirerek Google’ın sosyal trendi yakalamasını sağlıyor. Eğer Google’ın amacı kendi sosyal oylama veri kaynağını yaratmak ve arama sonuçlarını Facebook bağlantılarına göre sıralamak zorunda kalmak gibi kötü bir sonucu engellemektiyse, kendi standartlarına göre Google+ bir başarısızlık değil.

Google sosyal savaşı tamamen kazanabilir mi? Benim tahminimce hayır. Buna rağmen, Google hala büyük bir hamleyle ihtimalleri arttırabilir: Twitter’ı satın alarak internetteki en büyük sosyal işaret veritabanlarından birine sahip olabilir.

Bu arada “sosyal”, teknoloji çevresindeki tek savaş değil. Mobil internette de ciddi bir rekabet var: Mobil işletim sistemleri ve app store’lar sosyal trendden daha büyük bir fırsat olabilir. Google mobil işletim sistemlerinde pazar lideriyken, Facebook’un sadece birkaç uygulaması var (çok popüler olsalar da). Yani Facebook, büyük mavi sosyal ağ, Google+ ile olan savaşı kazanıyor olabilir ama Google ile olan mobil savaşı kaybediyor.

Google+ Facebook’u yenebilir mi? Benim fikrimce daha iyi bir soru şöyle olur: “Google, Google+ ile daha mı iyi durumda?”

Ve cevap, bence, kesinlikle evet.