Her gün Facebook, Twitter gibi sosyal platformlarda, bilgisayarımızın ekranında ya da bir metro vagonunun duvarında karşımıza çıkan ve sorgulamadan görsel alışkanlık yaratan ikonların kimler tarafından tasarlanmakta olduğunu hiç düşündünüz mü? Sorgulama eylemi, genellikle nahoş bir görsellikle karşılaşıldığı takdirde gerçekleştiği için sorgulamadığımızda biliriz ki rahatsız edici bir unsur söz konusu değildir.
Sadece internette değil, günlük hayatımızın her köşesinde karşılaşıp farkında olmadan hafızamızda yer edinen bu ikonları gelin örnekleyelim. Örnek için Facebook’a girdiğimiz sıradan bir günü ele alalım. Sayfayı açar açmaz karşımıza “Facebook” ikonu çıkıyor ve eğer an itibari ile en güncel yüzü kullanmaktaysanız, “profil” sayfanızda doğum tarihiniz bir gri takvim, iş bilgileriniz bir iş çantası eşliğinde gösteriliyor. Bilgilerinizi yazmanız için bir kurşun kalem işareti imgesi size yardımcı oluyor. Fotoğrafların olduğu bölümü, iki adet dikdörtgen fotoğraf imgeliyor ki bunlardan birinin arkası dönükken diğeri bize bakıyor. Birinin fotoğrafının beğenildiği, onaylayan o başparmağı kalkmış mavi adam eli ile anlaşılıyor. Ve daha nicesi… (Resim 1)
İkon tasarımı, büyük bir dünyadaki küçük ama etkin role sahip bu imgelerin dünyasını kurguluyor. Günümüzde bu işle meşgul nice insanın arasında Susan Kare de başarılı işlere imza atıyor. Kariyerine Apple’da başlayan Kare için New York’taki Modern Sanatlar Müzesi şunları söylüyor: “Etkili bir bilgisayar ikonu tasarımcısı. 1983 yılından beri dünyadaki nice lider yazılım firması için tasarım yapıyor. Piksellerin gridal düzenlemesi ve mozaik-vari dizgisi ile tasarladığı ikonlar, amaçlarını gerçekleştirerek stil ve nükteleri ile hafızalarda yer ediniyor.”
Kare’in yaptığı işler genellikle yalınlıkları ve şık basitlikleri ile ün kazanıyor. Kare, ikonların illüstrasyonlardan çok yol işaretlerine benzemesi gerektiğini vurguluyor. Kastettiği, illüstrasyonlardaki detay zenginliğinin yol işaretlerinde olmasının yol açacağı kaos ortamının ikon tasarımınında da kaçınılması gereken bir durum teşkil ettiği… İkonun vermek istediği ya da anlatmaya çalıştığı o mesajın içeriğinin karmaşıklaştırılmaması gerekiyor ki Kare’nin de başarısının altında bu anlayış yatıyor. Resim 2’de görülen ikonların ilk sıradakini Macintosh bilgisayarların açılışı için tasarladığını belirten Kare, bu ikon vesilesi ile “arkadaşça ve ulaşılması kolay” bir imaj yaratmayı hedeflediğini dile getiriyor. Ek olarak, güler-yüzün çekiciliğini kullanıyor ve ikonda “bizden biri” hissi yaratıyor.
Mac kullanıcısı olmasanız da evrim geçirmiş çöp kutusuna bir dosyayı yolcu ettiğinizde ya da hiç olmadı Microsoft’un nostaljik Solitaire oyununu açtığınızda anlayacaksınız ki aslında zihinsel ailenize dahil olmuş bu ikonlar ile Susan Kare, bizden biri…