Birinin zeki olup olmadığını ilk bakışta anlamak zor olabilir. Hele hele karşımızdaki kişi kendine güvenen bir görüntüye sahip olmayagörsün, onu zeki ve kabiliyetli olarak kabul etmekte hızımıza yetişilmez. Peki karşımızdaki insanın gerçekten zeki olup olmadığını nasıl anlayacağız?
Bir rubik küpü bize bu konuda yardımcı olabilir, ancak herkes onun testine yanaşmayabilir ;)
İyisi mi biz, bir rubik küpüyle karşınızdaki kişiye zeka testi yapmış kadar size zeka konusunda yol gösterecek 6 özelliğimizi sunalım:
1- Hayatta bir yerde mutlaka bir kaybetmişlikleri vardır. (Ve bunun bilincindedirler.)
Kendini çokça sorun aşmış, hatta hayatta aşmış gibi gösterenlere Elon Musk gibi yaklaşabilirsiniz. Elon Musk, görüştüğü kişilere karşılaştıkları zor sorunları nasıl çözdüklerini sorarak onların zeki olup olmadıklarını anlayabildiğini söylüyor. Eğer karşısındaki kişi sorunu detaylı ve birçok katmandan bakarak anlatabiliyorsa, sorunu gerçekten kişinin kendi zekasıyla çözdüğünü anlıyormuş. Zaten biz de Elon Musk’ın zekasına bakarak bu konuda yanılmayacağını biliyorduk.
Evet, hayat sorunsuz asla değil. Ancak zeki insanlar, sorunlarından sorumlu olmakla gurur duyar ve çözümlerin mutlaka bir yerde varolduğunu bilirler. Üstüne üstlük sorunları ve buldukları cevapları yeniden gündeme getirmekten de asla gocunmazlar. Çünkü kendi zekalarına güvenirler.
2- Zevk aldıkları şeyleri bir süreliğine erteleme yetenekleri vardır.
Fiziksel tiyatro oyununuzun prömiyerine dört gün kalmışken, Uludağ’a gidip çok sevdiğiniz snowboard sporunu icra etmek pek zekice bir yaklaşım değil gibi. Öncelikleri iyi belirleyebilmek, özellikle de zaafları düzenleyebilmek, zekanın en büyük bileşenlerinden. Zeki kişiler nice istek ve zaaflarına, akılları sayesinde yenik düşmemeyi başarabilenlerdir.
3- Zor konuları sadeleştirebilir ve bu konularda derinlere dalabilirler.
Derinliğini bilemediği sulara kimse dalmak istemez. Sadeleştirmenin içindeyse derinliği en baştan kavrayabilmek yatar. Herhangi bir durumu veya problemi tanımladığınızda ve basitçe anlatabildiğinizde, zekayı çözümde nasıl kullanabileceğinizin yolu da, başta kabaca da olsa, otomatikman çizilmiş olur. Zeki insanlar da zaten bu yola çıkmaktan çekinmeyenlerdir.
4- Okurlar. Hem de bol bol.
İyi bir okuyucu olmak, aslında yerinizden kalkmadan birçok kişinin kılığına girmekle eşdeğer. Her kitap başka bir dünyadır, her kahramanın hikayesi sizi bambaşka bakış açılarına davet eder. Zeki insanlar bunun kıymetini bilirler. Her farklı kitapta, farklı bir yolculuğa dalmaya hazırdırlar. Hem ne demiş Amerikalı girişimci ve kişisel gelişimci Jim Rohn: “Seçtiğiniz alanda haftada bir tek kitap okursanız, 10 yılda 500’ün üzerinde kitap okumuş olursunuz. Bu da, sizi alanınızdaki %1’lik dilime sokar.” Zeki insanlar için konusu ve türü ne olursa olsun, iyi bir kitap her şeye değer.
5- Kendileri gibi insanlarla takılırlar.
Yine Jim Rohn’un şu isabetli sözünü alıntılayalım: “Hayatınızdaki en yakın 5 kişinin ortalamasısınız.“ E, üzüm üzüme bakıp boşuna kararmıyor. Etrafınızda en çok vakit geçirdiğiniz insanlar kim? Zeki insanlar, bunu iyi seçerler. Hem zekiyseniz ve kendi hayatınızın ipleri elinizdeyse, kendi çevrenizi oluşturmaktaki başarınız da muhtemelen kaçınılmaz olacaktır. Tabii ki de zeki kişiler insan faktörü devreye girdiğinde hayatta birçok farklı senaryoya dahil olacaklarını bilirler. Ancak bunun zekayla çözülemeyecek bir şey olmadığının da farkındadır. Hayattaki ustaca seçimlerin hepsi aslında birer zeka işidir.
6- Bir şeye nasıl odaklanacaklarını bilirler.
Odaklanma, zeki insanların sıkıntı çekmediği bir konu! Bir düşünün: Çoğunluğu zaten hayatta kendi yolunu çizme konusunda başarılı, çoğu sevdiği işlerde çalışıyor ya da sevdiği atmosferi oluşturabilmek için elinden geleni yapmaktan kaçınmıyor. Bu insanların yeri geldiğinde lazer odaklı bir Zen rahibinin seviyesine çıkmasına şaşmamak gerekiyor. Hal böyleyken Steve Jobs’un neden Zen’den bu kadar etkilendiğini anlamak da mümkün.