5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”unda yapılan değişikliklerle ilgili bir açıklama da Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı’ndan geldi. Eczacıbaşı, yasanın insan haklarına aykırı olduğunu savundu.
Açıklamasında ilk kez 2007’de yürürlüğe giren 5651 sayılı kanunun mevcut yapısının en baştan bu yana Türkiye’nin bilgi toplumu niteliği kazanmasına engel olacağını dile getirdiklerini hatırlatan Eczacıbaşı, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AIHM) de 2012 yılında, yasanın “ifade özgürlüğüne aykırı” olduğunu, uygulanmasının başka “insan haklarını da ihlal ettiği” kararına vardı. Yasanın bu hatalarının giderilmesi için çağrılarımızı sürdürürken ve internetin denetiminde insan haklarına saygı beklerken, bugün tam tersini üzüntüyle görüyoruz.” dedi.
Sözlerine Avrupa Birliği üyeliği adaylığından dem vurarak devam eden Eczacıbaşı, Türkiye’nin iç hukukunu Avrupa Birliği standartlarına taşımaya çalışırken tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından hali hazırda “insan haklarına aykırı bulunan” bir yasanın daha da katılaşması ile ilgili endişelerini belirtti.
Bu düzenlemelerin hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Eczacıbaşı, internetin daha önce yazdığımız gibi neredeyse tamamen kapatılmasının ekonomik sonuçlarına da dikkat çekti. Bilgiden temellenen bir ekonomimiz olmadıkça dünya ile rekabet edemeyeceğimizi ve bilgi birikimi oluşturmak için “interneti kısıtlamak, erişimi güçleştirmek ve hatta imkansızlaştırmak” gibi yolların işe yaramayacağını vurgulayan Eczacıbaşı, ölçülü ve dengeli bir internet denetiminden yana olduğunu ifade etti.
Küresel ve ulusal ekonomik gerginliklerin yoğun olarak hayatımızı etkilemeye başladığı bir dönemde ister gündem değiştirmek ister siyasi güç gösterisi yapmak amacıyla olsun interneti kapatmak akıllıca bir yöntem olarak adlandırılamıyor. Hüseyin Çelik’in yetersiz açıklamalarından sonra Faruk Eczacıbaşı’ndan gelen akılcı, yasalara ve insan haklarına saygılı ve Türkiye’nin geleceğine değer veren bu sözleri içimize az da olsa su serpti. Bakalım internet sansürü tartışmaları önümüzdeki günlerde ne yöne ilerleyecek?