Sosyal Medya

Sosyal Sansüre 3 Kala: İnterneti Nasıl Bilirdiniz? [Dosya]

22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi planlanan “Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar”, 22 Kasım’a ertelendi ve sorular da akabinde yükseldi. Kararın 22 Kasım’a ertelenmesi 22 Ağustos için yapılan protestolarının işe yaradığını mı gösteriyor, yoksa sadece yumuşak bir geçiş mi yapılıyor? BTK kamuoyuna kulak vermeye mi karar verdi? Pazarlama dünyası bundan nasıl etkilenecek?” BTK’nın yeni açıklamasıyla ilgili kim, ne dedi?

Geçtiğimiz günlerde konuya dair BTK, yeni bir karar metni yayınladı. Kurum, uğruna binlerce kişinin ayaklanma yaptığı filtreli internet paketlerinin ağlarımıza girmesine 5 kala, uygulamayla ilgili deneme süresi koymaya verdi ve 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi planlanan uygulamayı 22 Kasım’a ertelendi. Ufak bir not; uygulama aslında tamamen ertelenmedi. Çünkü yeni taslağa göre 22 Ağustos, uygulamanın başlayacağı değil, testlerin başlayacağı tarih olarak tanımlanıyor. Başlangıç tarihi ise 22 Kasım 2011 olarak belirlenen BTK’nın yeni taslağının tam metnini okumak için tıklayınız.

Bu açıklama ile, bir süre alevi sönen internet yasakları konusu, gerek iletişim sektörü gerekse internet kullanıcıları için bir anda tekrar alevlendi. Ne de olsa 35 milyon internet kullanıcısının olduğu, Facebook kullanımında 30 milyon kişi ile dünya genelinde ilk 5’te olan bir ülkeden bahsediyoruz. Pazar da büyük, kullanıcı oranları da…

Peki, BTK’nın kararın resmileşmesinin 22 Kasım tarihine ertelemesi, 22 Ağustos protestolarının işe yaradığını mı gösteriyor, yoksa sadece yumuşak bir geçiş mi yapılıyor? Türk internet dünyası sınırlandırılınca Türkiye nasıl bir sürece girecek? İş dünyası bundan nasıl etkilenecek? Gazetecilere, dijital ajanslara, İnternet Kurulu Başkanı’na, markaların medya müdürlerine, internet girişimcilerine ve Facebook üyelerimize sorduk. Markalar görüş verme konusunda çekimser davranıp dosya konumuza katılmamayı tercih ederken, sektörün diğer kesimleri ve ilgili kişiler fikirlerini gayet net ortaya koydu.

Facebook kullanıcıları iyi niyete inanmıyor!

Dün sabah saatlerinde SosyalMedya.co Facebook sayfamızda bir anket açtık. Facebook üyelerimize sorduk: Bu esaslar ile ilgili BTK’nın iyi niyetine inanıyor musunuz?

Kim, ne dedi?

Gelen görüşlerden ortaya çıkan tabloyu okumak gerekirse: Konunun ana taraflarından biri olan İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özeren son derece netti. “Bu bir özgürlük kısıtlaması veya sansür kesinlikle değildir” diyen Özeren, bütün dünyanın ‘Güvenli İnternet’ için yöntemler aradığını ve ertelemenin sadece teknik bir erteleme olduğunu söyledi.

Gazeteci Serdar Turgut ise uygulama harika niyetlerle yapılmış olsa bile ortaya çıkacak sonucun olumsuz olacağını düşünenlerden. Bilişim hukuku uzmanı Av. M. Gökhan Ahi ise  görüşünde BTK’nın bu konuda düzenleme yapmaya hukuken yetkin olmadığı gibi konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığına değindi. Ajanslar da konuya negatif yaklaşıyor ama arada ‘Bu erteleme 22 Ağustos protestolarının işe yaradığı gösteriyor’ diyenler de var. Bunun yanı sıra ‘Sansürün azı çoğu olmaz’ diyen de var, ‘Türkiye internet dünyası için bir kaos olur’ diyen de. Genel yargı, sektörün az ya da çok, ama bir şekilde olumsuz etkileneceği yönünde.

Bu bir özgürlük kısıtlaması veya sansür kesinlikle değildir

Serhat Özeren, İnternet Kurulu Başkanı, @serozeren

Serhat Özeren, İnternet Kurulu Başkanı

22 Ağustos’tan sonra da 22 Kasım’dan sonra da bir şey değişmeyecek. 22 Ağustos’tan sonra testler başlayacak sadece ve bundan da kimse etkilenmez. 22 Kasım’dan sonra ise isteyenler, piyasada satılan bir filtre programını kullanıyor gibi filtre kullanacaklar. Tamamen tercihe bağlı bir seçim olacak. Bakın, ilk baştan beri ne dediysem onu yaptım. Yine söylüyorum bu bir özgürlük kısıtlaması veya sansür kesinlikle değildir. Bütün dünya ‘Güvenli İnternet’ için yöntemler arıyor. Genelde bilgisayar kullanmayı çok iyi bilen arkadaşlar bu uygulamaları eleştiriyorlar. Unutmasınlar ki, toplumun her kesimi bilgisayar kullanmayı ve interneti onlar kadar iyi bilmiyor. Bu konuda kültürel olarak mesafeler olabilir. Bu gerçek ışığında konuya bakarlarsa konu daha net anlaşılır. Tabii ki filtre tek başına çözüm değildir. Hem toplumu eğiteceksiniz, hem bilinçlendireceksiniz hem de kültürel olarak da zenginleştireceksiniz. Keşke bizim ülkemizde de sosyal ve ekonomik dengeler AB’deki gibi olabilseydi. O zaman devletin bu konuda yanlızca kural koyarak işi yapması yeterli olurdu. Her olayı kendi gerçeği içinde bakmak gerek.

Bu erteleme tamamen teknik bir ertelemedir. İnternet kurulu olarak bizim verdiğimiz rapor ve öneriler BTK tarafından kabul edildiği için ve bu bağlamda yeni yapıya göre değişiklik yapılabilmesi için ek süre verilmiş oldu sadece.

Sundukları paketlerle benim internete hiç girmemem gerekiyor

Serdar Turgut, Gazeteci, @serdargut

Serdar Turgut, Gazeteci

Bence ne yapacaklarını tam olarak bilemedikleri için bir erteleme oldu. Neyi kısıtlayacaklarını bilmiyorlar. Yasağın nasıl işleyeceği konusunu da bulamıyorlar. Sundukları paketlerle benim internete girmemem gerekiyor. Ben bu tür şeyleri kapsamayan sitelerde dolaşmayı seviyorum. Çocuk ve ailelerin yasaklandığı siteler hoşuma gidiyor.

BTK’nın bu yeni kararla ilgili olan iyi niyetine gelince… Çok iyi niyetli olsalar da yasağın sonucu olumsuz olacaktır. Burada niyeti ölçmeye çalışırsak, iş bizim için çözümsüz olur. Harika niyetlerle yapılmış olsa da ortaya çıkacak sonucun olumsuz olacağını söyleyebiliriz.

22 Ağustos’tan sonra Türk internetinin sakat kalma olasılığı yüksek

Fatih Güner, SosyalMedya.co Kurucusu, Internet Girişimcisi, @fatihguner

Fatih Güner, SosyalMedya.co Kurucusu, Internet Girişimcisi

Önce internet dünyası diye tabir ettiğimiz kavramı açalım. 22 Ağustos’tan sonra dünya internetine hiçbir şey olmaz, ancak Türk internetinin sakat kalma olasılığı yüksek. Dünyanın Türkiye’ye bakısı ve dünyaca ünlü sivil toplum kuruluşlarının ülkemize verdiği puanların hepsi negatife doğru biraz daha değişecektir. En nihayetinde, kullanıcının bilgi alma özgürlüğüne sekte vurulduğunu ve bunun da bilerek, isteyerek yapıldığını düşünüyorum.

Tarihin 22 Kasım’a ertelenmesini bence sadece göstermelik. Başkalarının aksine BTK’nin tepkilerden çekindiğini düşünmüyorum. BTK her zamanki tavrıyla 22 Ağustos’u ertelemeyebilirdi de ancak internet sansürünün 22 Kasım tarihine ertelenmesi, zaten servis sağlayıcıların izleme teknolojisini zamanında yetiştirememesinden sebep. Ertelenmesi ya da revize edilmesi pozitif bir algı oluşturmuyor gözümde.

BTK’nın iyi niyetine kesinlikle inanmıyorum. Net bir sekilde, yüksek sesle HAYIR! diyorum. Daha önce yine sosyalmedya.co’da Batuhan Apaydın’ın yazdığı ‘Internet bir bebekse BTK eski kafalı ebeveyndir’ başlıklı yazı benim tüm düşüncelerimi yansıtıyor.

Eski zamanlarda insanlar kendilerini hapsedilmiş hissettiklerinde isyanlar çıkarırlarmış, haklarını aramak uğruna hayatlarını feda ederlermiş. Modern zamanda ise kısıtlamalar, yanlarında sadece ‘yasakları aşma inovasyonu’nu getiriyor. Bu yüzden de herşeyin olduğu gibi devam edeceğini düsünüyorum. Ancak fazlasıyla yıkıcı görünmek de istemem. Sonuç itibariyle Türkiye her geçen gün internet konusunda büyük bir ivmeyle gelişiyor.

Kısıtlamalar dijital pazarlama ve iletişim dünyasını hedef kitleye ulaşmak için yeni yollar aramaya itecektir.

Sina Afra, markafoni Yönetim Kurulu Başkanı, @sinaafra

Sina Afra, markafoni Yönetim Kurulu Başkanı

İnternet, dış dünyaya kendini kapatmayan, çağın getirdiği kolaylıklardan geri kalmak istemeyen her ülkede özgürlük ve fırsat ortamı olarak öne çıkıyor. 22 Ağustos konusunda endişeler de bundan sonra Türkiye’nin bu ülkelerden biri olmayacağı noktasına odaklanıyor.

Düzenleme yeniden gözden geçirilirken sadece tarih 22 Kasım’a ertelenmekle kalmadı aynı zamanda filtre sayısı 4’ten 2’ye indi ve filtrelerden birini seçme zorunluluğu kalktı. Tüm bunların uygulamada nasıl olduğunu ise zaman gösterecek. Ancak bu haliyle BTK, halkın sesine kulak vermiş gibi görünüyor.

BTK’nın iyi niyetli olduğunu ve internette güvenliği sağlamak amacıyla bu uygulamaları hayata geçirmek istediğini düşünüyorum. Ancak BTK’nın güvenliği sağlamaya çalışırken internet mecrasının özgürlük, fırsat ve kolaylık getiren doğasının bozulmaması için de çaba sarfetmesi gerektiğine inanıyorum. Belki bu kararın uygulanması bir daha ertelenir ve filtre konusu hayatımıza girmeden çıkmış olur.

Bu kısıtlamalar dijital pazarlama ve iletişim dünyasını hedef kitleye ulaşmak için yeni yollar aramaya itecektir. Ancak hem devletin kendi vatandaşlarını her zaman yasal olmayabilecek yolları kullanmak zorunda bırakmasını doğru bulmuyorum hem de sektörün bu yasakları delmek için harcayacağı vakit ve enerjiyi bu ülkenin kaybı olarak görüyorum.

BTK bu konuda düzenleme yapmaya hukuken yetkin olmadığı gibi konu hakkında yeterince bilgi sahibi değil.

Av. M. Gökhan Ahi, Bilişim Hukuku Uzmanı, @mgokhanahi

Av. M. Gökhan Ahi

22 Ağustos’un ‘İnternetin ölüm tarihi’ olarak nitelendirilmesini aşırı bulmakla beraber, ifade özgürlüğünün internette kullanımına ilişkin sıkıntıların artacağını düşünüyorum. Her ne kadar abonelerin filtre seçmekte özgür oldukları söylense de arkadaş baskısı, mahalle baskısı, topluluk baskısı gibi unsurlarla bir çok insanın istemese bile güvenli internet paketine geçeceğini düşünüyorum. Bu da sadece birileri tarafından seçilmiş ve uygun görülmüş sitelere erişim sağlanması anlamına geliyor. Bu durumda muhalif ve marjinal görüşlerin herkese ulaşması mümkün olmayacaktır. Özellikle reklam gelirleri ile yaşayan siteler, ziyaretçi sayılarını düşürmemek için güvenli internet paketinde de yer almak isteyecek, bunun için de tehlikeli olduğu varsayılan içeriklere yer vermemeye çalışacak, bir nevi oto sansür uygulayacaktır. Kaldı ki, halen binlerce siteye erişim engelli durumda.

Tarihin ertelenmiş olmasının tek sebebi, erişim sağlayıcıların hazır olmak için yeterli zamana sahip olmamasıdır. Bu sebeple, yeni düzenlemede 22 Ağustos – 22 Kasım arası test sürecine girilecektir. Bunun dışında, merkezi filtre düzenlemesinin daha da yumuşadığını görüyoruz. Bu yumuşama kamuoyundan gelen tepkiler sonucu oldu. Ancak bu değişikliklerin de kamuoyunu yeterince tatmin etmediğini söylemek mümkün. Zira, yeni düzenleme de çok sayıda belirsizlik içeriyor ve buna bağlı olarak izleme ve fişlenme endişeleri halen ortadan kaldırılmış değil.

BTK’nın iyi niyeti veya kötü niyetini tartışmaya gerek yok. Daha çok BTK’nın düzenlemeye çalıştığı alanda yetkin ve bilgili olup olmadığının tartışılması gerekir. BTK bu konuda düzenleme yapmaya hukuken yetkin olmadığı gibi konu hakkında yeterince bilgi sahibi değil. Çocukların korunması isteniyorsa bunun yolu merkezi filtre değildir. Tam aksine okullarda eğitim ve aileleri bilinçlendirmek gerekir. Ücretsiz kolay kurulabilen filtre yazılımlarının dağıtılması gerekir. Dünyadaki örneklerin iyi incelenmesi ve analiz edilmesi gerek.

Filtresiz olarak da yeterince engel vardı

Yrd.Doç.Dr Erkan Saka, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, @sakaerka

Yrd.Doç.Dr Erkan Saka

Aslında filtresiz olarak da yeterince engel vardı. Filtreyle merkezi yani devlet eliyle kontrol geliyor ki o da istendiğinde zaten yapılabilen bir şeydi. Yakın vadede bariz bir değişiklik olacağını sanmıyorum bu yüzden. Ama test etme süreçlerinde bağlantı kopmaları artabilir gibi geliyor…
BTK kendince iyi niyetli. Ama iyi niyet yetmiyor. STK’lardan gelen geri bildirimleri dikkate alacaklarını söylediler ama görünen o ki özünde filtre sistemi kalacak, düzeltmeler daha yüzeysel olacak.

‘Sansür’ ve ‘internet’ kelimeleri birbirine tamamen zıt anlamdadır

Köksal Abdurrahmanoğlu, Adinteractive, Istanbul.com, Sosyopath , Quppo ve Cityberry Kurucusu, @koksal

Köksal Abdurrahmanoğlu

Öncelikle “Sansür” ve “Internet” kelimelerinin birbirine tamamen zıt anlamda olduklarını düşünüyorum. “Özgürlük”le özdeşleşen internetin, doğası gereği “Anarşist” yani baskıyla oturtulmuş düzene karşı çıkan bir yapısı olduğuna inanıyorum. Bu tespitten hareketle Türkiye’deki internet sansürü hareketini, çoğunluğu gerici zihniyette olan sosyal ve kamu alanında söz sahibi yöneticilerin bu özgürlüğü dizginleyip, ellerinden gitmekte olan yönetim güçlerini yeniden ele geçirebilmeye yönelik nafile bir çabaya bağlıyorum.

Nüfusumuzun en az yarısı özgürlüğe ve iletişime susamış yenilik arayışında olan gençlerden oluştuğuna inançla bunun gibi “güya-düzeni” kontrol altına alma çabalarının eninde sonunda bastırılması imkansız bu güce karşı duramayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin yanı sıra sosyal-özgürlük unsurları gelişmemiş bir çok ülkede de yaşandığı gibi, bu tarz bastırılmış tüm düzenleri reddetme hareketinin ana gücü hep gençler oldu. Ve ne güzeldir ki bu sefer de bizim gençlerimiz, böyle bir gerici hareketi engellemekte ana güç olacaklar…

Bu kısıtlamalar dijital pazarlama ve iletişim dünyasını çok ama çok etkiler

Nurettin Özdoğan, e-ticaret Girişimcisi/Divas Diamond Yönetici Ortağı, @nurettinozdogan

Nurettin Özdoğan, e-ticaret Girişimcisi/Divas Diamond Yönetici Ortağı

Her şeyden önce bir internet kullanıcısı olarak 22 Ağustos’ta ilk testlerin başlayacağı sürecin pozitif ilerlemesini temenni ediyorum. BTK bu test sürecindeki gelişmeleri başta internet sektörü olmak üzere kamuoyu ile paylaşmalı. Ümit ediyorum ki BTK, taslaktaki internet kullanıcılarını kısıtlayacak maddeleri toparlayacaktır.

Kamuoyunun tepkisi işe yaramış ki BTK yeni önerilere göre yeni taslak hazırladı ve tarihi 22 Kasım’a erteledik. Bu, Türkiye’nin demokratikleştiğini gösteriyor. BTK’nın ve Türkiye’nin önünde bir sınav daha var. O da BTK’nın temel itirazlar noktasında adım atması.

BTK’nın interneti daha güvenli bir hale getirme hedefini anlayabiliyorum. Ancak konu, bunun nasıl yapıldığı. Herşeyden önce internetin doğasını anlamak gerekiyor. İnternet doğası gereği yasakları kaldırmıyor. Bunun yerine gelimiş ülkelerdeki gibi internetin kontrolünü kullanıcılara vermesi gerekiyor.

Bu kısıtlamalar dijital pazarlama ve iletişim dünyasını çok ama çok etkiler. Bir alana ne kadar kural ya da kısıtlama koyarsanız her şeyden önce yaratıcılık ölür. Daha sonra insanların bu alanda girişimciliği azalır.

Paketler içine koyacakları siteler büyük önem arz ediyor

Eray Endeş, Creasoup Yönetici Ortak, @erayendes

Eray Endeş, Creasoup Yönetici Ortak

Erteleme biraz daha rölantide beklememize neden olacak. Uygulama tam olarak başlamadan herhangi bir kıpırdanma olmayacak bence. Açıkçası Mayıs ayındaki gibi bir hareket beklemiyorum. Yumuşak bir geçiş başlayacağı için kimseden bir ses çıkmayacak. “O kadar da kötü değilmiş” algısı çıkacak. Ama 22 Ağustos’tan sonra çıkacak tepkilerin şiddeti Kasım ayındaki asıl uygulamayı belirleyecek.

Bir bağırtı koptu, insanlar sokaklara döküldü. 22 Ağustos’ta sert bir geçiş yapmak daha da kıyamet kopmasına neden olabilirdi. Sonuçta BTK’da internet kullanıcılarını karşısına almak istemiyordur. Biraz daha nabız yoklayacakları bir dönem olacak bu.

Nitekim kötü niyetli olduklarını düşünmüyorum. BTK’nın amacı internet kullanıcılarına eziyet etmek değil. Doğru bildiklerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Doğru bir uygulamamı, kesinlikle hayır. Ama bu onların kötü niyetli olduklarını göstermez. Ama paketler içine koyacakları siteler büyük önem arz ediyor. Markaların yoğun kullandığı sosyal ağlar, siteler, portallar bu aile filtresine takılırsa erişim gücü büyük oranda düşer. Bu durumda bu erişimi artırmak için paket içine uygun yeni mecralar oluşmaya başlayacaktır.

BTK toplumu, basını ve STK’ları yeterince açık bir şekilde bilgilendirmiyor

İbrahim Özdemir, Teknoloji editörü, @ibrahimozdemir

İbrahim Özdemir, Teknoloji editörü

BTK yetkilileri internet filtresi ile ilgili yaptıkları her açıklamada bu düzenlemeler konusunda iyi niyetli olduklarını vurgulama ihtiyacı duyuyorlar. Ancak internet filtresi gibi düzenlemelere karşı kamuoyundan yükselen tepkileri çok dikkate alır gibi de görünmüyorlar. Böylesi önemli bir konuda toplumun her kesiminden, söyleyecek sözü olan tüm tarafların, uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının fikirleri alınmalı, yapılacak icraatlarda her aşama bu tartışmalarda dile getirilecek görüşler dikkate alınarak ilerlemeli.

BTK, sivil toplum kuruluşları, basın, kamuoyu,bilişim ve internet sektörü ile daha açık ve direkt bir iletişim kurmalı, eleştirilere kulak vermeli. Sorunların merkezinde yer alan 5651’den başlayarak konuşulması, çözülmesi gereken sorunlar var. BTK’nın bu çetrefilli alandaki icraatları ve çalışma süreçleri hakkında toplumu, basını ve STK’ları yeterince açık bir şekilde bilgilendirmediği, bu konuda doğru bir iletişim süreci işletmediği yönündeki eleştiriler bence çok haklı gerekçelere dayanıyor. Kendi tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim: Basın toplantıları için bile sadece bir-iki gün önceden davet gönderen, kulaktan kulağa davet yöntemini benimseyen, iletişim kurmakta hâlâ faks ve telefonu tercih eden, bilgi taleplerinizi içeren e-posta mesajlarınıza cevap alamadığınız bir kurum. Bu durumda anlaşılmamaktan şikayet etmeleri de çok mantıklı değil.

Bilinçsiz hareketler bizi negatif etkiler

Tuğçe Erül, Lowe İstanbul Dijital Grup Direktörü

Tuğçe Erül, Lowe İstanbul Dijital Grup Direktörü

Bu uygulma ile internet üzerinde özgür irade ortadan kalkıyor. Bu uygulamanın kitap yasaklarından bir farkı yok bence. Devir değişince yasaklanan mecralar değişiyor sadece ama mentalite aynı. Bir çok insan bu filtrelemeyi atlatmanın yolunu bulacak. Buna bir ceza gelir de örnek teşkil ederse o zaman daha farklı sonuçlar beklenebilir.

Tarihin 22 Kasım’a ertelenmesini biraz ateş üzerine konulan tenceredeki kurbağa hikayesine benzetiyorum. Adım adım yapılan değişiklikler referans noktasını kaybetmenize sebep oluyor. Geçişin yumuşak yapılması amaçlı olduğunu düşünüyorum

Durumu iyi-kötü niyet olarak ayrıştırmıyorum. İyi niyetten maraz doğar. Bunu bu şekilde değerlendiriyorum. Bu kısıtlamalar dijital pazarlama ve iletişim dünyasını nasıl etkiler kısmına gelince; nelerin filtreleneceğini bilmeden buna tam cevap vermek mümkün olmaz fakat çok etkisi olacağını düşünmüyorum. Facebook, Twitter vb siteler kara listeye girerse durum değişir tabii. Etkilediği binlerce blogger hiç hesaba katılmadan Türkiye’de blogspot bile kapatıldı bir dönem. Bilinçsiz hareketler bizi negatif etkiler. Ama standart ve gerçekten bahsedilen, özellikle çocukları korumaya yönelik bir filtrenin bizi etkilememesi gerekir.

Bu, insanların temel bir hakkı olan iletişim ve haber alma hakkına getirilen net bir kısıtlamadır

Ali Güracar, 41? 29!, @ustunuzum

Ali Güracar, 41? 29!

22 Ağustos’tan sonra tekrar bir panik furyası kopacak gibi görünüyor. Daha önce bu mesele ilk ortaya çıktığı zaman oluşan kamuoyunun şimdi tekrardan toplanması gerek. Bunun esas etkileri yalnızca internet dünyasına değil tüm Türkiye’ye olacak. Öğrenme işlemi, bilgi edindikçe gelişen bir süreçtir. Bir kitlenin bilgi edinme yollarını kontrol etmek, öğrenme biçimini, dolayısıyla hareket etme biçimlerini doğrudan etkileyecektir.

Aslında ertelemenin bir katkısı yok, yalnızca sistemin test edilmesi için geçecek 2 fazla aydan bahsediyoruz. Bu süre bize yalnızca tepkimizi daha da organize etmek için daha çok zaman sağlayacaktır. Bu 2 ay neyin, neden yanlış olduğunu gösterebilmemiz için bize tanınmış kıymetli bir zaman. Bu, insanların temel bir hakkı olan iletişim ve haber alma hakkına getirilen net bir kısıtlamadır. Dolayısıyla insanlık seviyesinde tartışılması gerekiyor diye düşünüyorum. Filtre getirilecek olan içeriklerin ne kadar iyi niyetli seçilip seçilmediği bir yana, bir devlet kurumunun, bir milletin neyi görüp neyi göremeyeceğine karar veren mekanizma haline gelmesi tartışılması gereken esas konu. Hangi 11 kişilik, ne gibi kıstaslar ile benim ailemin bütünlüğünün yararına, çocuğumun gelişiminin doğrultusunda karar verme hakkına sahip olabilir?

Dijital pazarlama dünyası bundan “iletişim” in etkilendiği boyutta etkilenecek tabii ki. İletişim hakkı, toplumlarda çok sesliliğin, kendini ifade edebilmenin dolayısıyla demokrasinin temel haklarından biridir.

Sansürün üzerine filtreleme sistemi gelecekse Türkiye internet dünyası için bir kaos olur

Alper Cici, Mobilera Dijital Pazarlama Müdürü, @alpercici

04.08.2011 tarihinde yayınlanan BTK kararı ile görünen o ki sansüre karşı tepkiler işe yaramış görünüyor. Söz konusu kararda yer alan ‘Güvenli İnternet Hizmetini talep etmeyen abonelerin mevcut İnternet erişim hizmeti, herhangi bir değişiklik olmaksızın sunulmaya devam eder’ maddesi bir çok kullanıcının içini rahatlatacak. Ancak engellenen sayısız sitenin akibeti ise halen meçhul ve ertelenen 3 aylık süre de sıkı bir çalışmanın sinyallerini veriyor.

Kullanıcıların kötü içerikten korunmak istemesi nasıl bir hak ise, diğer tarafta kullanıcının hangi bilgiye ulaşacağına karar vermesi de bir hak olmalı. Sürecin sonundaki hayalimiz hiç bir sitenin engellenmemesi ve kullanıcıların kendi iradeleri ile istediği kategorideki içeriği filtreleyebilmeleri şeklinde. Ancak hali hazırda var olan sansürün üzerine bir filtreleme sistemi gelecek ise Türkiye internet dünyası için bir kaosun başlangıcı olur.

Sansürün azı çoğu olmaz

Burcu Atasoy, Wanda Digital Müşteri Direktörü, @bircibirci

Burcu Atasoy, Wanda Digital Müşteri Direktörü

Bu yeni düzenlemenin; geliştirilmesi mümkün olursa daha az tepki göreceğine inanıyorum. Ancak hala bir kısıtlama yönteminin üzerine yapılan yamalardan bahsediyoruz.

Açık konuşmak gerekirse başlangıçta çok daha olumsuz bir tablo vardı. 15 Mayıs’ta binlerce kişinin katılımı ile Taksim’de gerçekleşen protesto yürüyüşünün bu yeni düzenlemede etkisi olduğunu düşünüyorum. Test dönemi diye adlandırılan bu süreç dikkate alınarak temizlenir, uygulama internetin doğasına daha uygun hale getirilirse, sansür sıfatından kurtulup niyetine uygun bir uyguluma haline gelecektir. Yapılan ikinci düzenlemeyi, BTK’nın verilen tepkilere kulak verdiğine dair bir referans olarak kabul etmek isterim. Ancak bilgiye ulaşım özgürlüğünü engellediğiniz sürece niyetin bir önemi kalmıyor. Sansürün azı çoğu olmaz. Umarım öyle bir zaman gelir ki hiçbir filtreye ihtiyaç duymadığımız günlere geri dönebiliriz. Zaten herhangi bir devlet kurumunun kötü niyetli olma ihtimalini düşünmek bile istemeyiz.

Kısıtlama yönteminden uzaklaşmadığımız sürece iletişim ve pazarlama dünyasını olumsuz etkileyeceği kesin.