Ayakta çalışma, iş hayatında yeni bir gündem oluşturdu.
Bu mesele ile ilgili iki keskin görüş var: Ayakta çalışma masaları bütün gün oturmaktan daha sağlıklı ya da kesinlikle sağlığa zararlı. Yazar Patrick Allan’a göre ayakta çalışmak insanı daha üretken, daha yaratıcı ve ortalamada daha hareketli hale getiriyor. ‘Benim çalışamaktan tek beklentim zaten tam olarak bu.’ diye ekliyor.
Ayakta durmak, işleri daha hızlı hale getiriyor
İnsanın yayılarak oturması, beyinde dinlenme ihtiyacı sinyalleri oluşturuyor olabilir. Ayakta durmak ise tam tersi. Normalde oturarak çalışmada insanın yalnızca beyni ve elleri çalışırken, ayakta çalışmada bütün bedenin beyinle birlikte senkronize olduğunu söyleyen Allan özellikle okumak, yazmak, internette bir yerlere tıklamak gibi en basit çalışma fonksiyonlarının inanılmaz hızlandığını ekliyor. Kulağa yorucu gelebilir ve evet, daha yorucu. Ancak bu kötü bir şey değil. Sizi acele ve doğru çalışmaya iten bu çalışma şekli ile daha fazla odaklanabilirsiniz.
Ayakta durarak, beyninize ‘bu iş bitmeden dinlenmek yok!‘ mesajını veriyorsunuz ve her şey biraz daha önemli hale gelmeye başlıyor. Çünkü fiziken yorulmaya başlıyorsunuz ve beyninize işinizi doğru ve hızlıca bitirirseniz, dinlenebilirsiniz mesajı veriliyor. Bu da sizi daha üretken bir hale getirebiliyor.
Ayakta durmak, güne tembel başlamayı bitiriyor Ayakta çalışmak, sabah işlere girişir girişmez insanın üstüne çöken o ‘sabah tembelliği’ni de yok ediyor. ‘Ayakta çalışma masası kullanmadan önceki sabahlarda bilgisayarımın başına oturur ve kendimi çalışmaya başladığımı ikna ederdim. Ve tamamiyle zamanımı boşa harcardım. Bir makine gibi, ısınmak için yavaşça başlıyordum. Başlangıçtan bir saat kadar sonra ancak gerçekten işe başlayabiliyordum. Bunu bazılarınız sevebilir, güne lüks bir başlangıç denebilir ancak benim için tamamen zaman ve enerji kaybı.‘ diyen Allan, ayakta çalışmaya çok acil yetiştirmesi gereken bir iş olduğunda kendisini rahat hissetmeyeceği bir şekilde çalışmaya ikna etmiş ve işlerin çok hızlı ve yolunda tamamlandığını görüp, bunu bir alışkanlık haline getirmiş.
‘Artık çalışmam gereken zamanda gerçekten çalışıyorum ve fiziken yorulduğumda dinlenmek için molaları kullanıyorum. Gerçekten çalışıp, gerçekten dinleniyorum.’
Ayakta çalışmak öğle yemeği sonrası uykusunu yok eder
Öğle arasından sonra üzerinize çöken tatlı uyku, güzeldir. Ancak üretken olmaya çabalayan biriyseniz, sıkıntı var demektir. Yemek molasını hem dinlenme, hem de vücudun bir ihtiyacını giderme olarak kullandıktan sonra masabaşına oturduğunuzda her ne kadar üretken olursanız olun en az yarım saat süren bir rehavetle işe başlarsınız. Ancak yemekten kalkıp ayakta kalmaya devam ettiğinizde, beyniniz ve vücudunuz tekrar çalışma moduna girer ve hiç vakit kaybetmeden çalışmalarınıza tam gaz devam edersiniz. Böylece yemek molaları bir uyku ilacından çıkıp, olması gerektiği gibi bir yakıta dönüşür.
Ayakta çalışma masaları sizi daha hareketli yapar
Ayakta durmak bütün gün oturmaktan daha hareketli bir eylem, bu kesin. Ancak ayakta durmak insanı ister istemez hareket etmeye de zorluyor. Hareket etmek ve hareketli olmak sağlıklıdır. Ayakta çalışma masasıyla çalışmaya başladığınızda kısa düşünme molaları bile koltuğunuzu çevirmekten öteye gider ve ofisin içinde, evin içinde dolanmalarla son bulur. Bunu günde 10-20 kez tekrar ettiğimizi düşünürsek, her kısa molada 50 adım atar ve günün sonunda sadece çalışma saatleri içinde 1000 adım atmış olursunuz. Harika değil mi? Hepsinden daha iyisi, bu hareketli olma hali insanı daha yaratıcı ve odaklanmış hale getirecektir.
Yorumlar (0)