“Aferin.”
Bu, popüler film Whiplash‘deki ana karakterin başarısının arkasındaki konsept.
Ana karakter ortalama bir davulcu. Fakat onu kanatları altına alan ve kendisinden daha fazlasını beklemesi için zorlayan bir akıl hocası ile tanışıyor.
Çocuğun, akıl hocasının talepkar sesini içselleştirerek, kanayan parmaklar ve uykusuzlukla pratik yapmaya devam ettiğini görmek açısından film, izlemek için zor bir seçim. Üstelik akıl hocası bir kez bile en basit onaylama tabirini kullanmıyor: “Aferin”
Filmin sonlarına doğru akıl hocası neden böyle yaptığını açıklıyor: “Aferin demekten daha zarar verici tek kelime yok.” Onun gerekçesi, onaylanmanın geçici olduğu ve rehaveti cesaretlendirmekten başka bir işe yaramadığı yönünde. “Yeteri kadar iyi” olduğunuzu düşünmek daha fazla gidecek yolunuzun olmadığını, kanıtlayacak bir şeyinizin kalmadığını düşünmek ile eş değer.
Ve tabi ki filmin son sahnesinde bir zamanlar sıradan bir çocuk olan baş kahramanımız kendini yeniden tanımlıyor. O artık bir davul üstadı oluyor.
Bana kalırsa ustalığa dair izlenen bu yaklaşım size pek yardımcı olmayacağı gibi duygusal olarak da sağlıklı değil. Her zaman öğrenecek bir şeylerinizin olduğunu kabul etmeniz için mutlaka söylenecek başka sözler vardır.
Bence bir şeyler için çabalarken, buna ara vererek ara sıra kendi sırtınızı sıvazlamanız önemli! Böylece yeni yeteneklerinizin ve başarılarınızın keyfini çıkarabilirsiniz. Fakat bunu yaparken yükseliş sonrası durağan bir noktaya gelmemeniz mühim! Her zaman tırmanacak yeni bir dağ arayın.
Ne de olsa büyümenizin tek yolu bu!
Etrafınız size sürekli “Aferin.” diyen birileriyle çevriliyse, kendinize dürüst olarak bu ortamın olumlu ve sağlıklı olup olmadığını kendinize sormalısınız. Sizin büyümenizi, durağanlaştırmaya sevk eden zararlı bir ortam olup olmadığına karar vermelisiniz. “Aferin.” yorumları asla “Bunu düzelt.” ya da “bundan daha iyisini yapabilirsin.” yorumlarından ağır basmamalı. Şüphesiz, bu durum daha acımasız ve zor fakat bir çok insanın istediğini iddia ettiği başarı seviyelerine ulaşmak için gerekli.
“Başarı” nın ironisi bu! İnsanlar bu yolun ödüllerle ve tatillerle, zevklerle ve istirahatle geliştiğini görme eğilimindeler. Ve evet, daha iyi restoranlarda yemek yiyebilir, daha özel mekanlarda tatil yapabilir, daha büyük bir yatakta uyuyabilir ya da daha pahalı bir fincan kahve içebilirsiniz. Ancak başarı yolunu içselleştirmek asla değişmeyecektir. Sonsuza kadar sert ve sonsuza kadar talepkar olacaktır. Üstelik sonsuza kadar kendinize öğrenecek ne kaldığını soracaksınız.
Öfkelenmenizi ve asla iyi yaptığınız bir şeyi kabullenmemenizi önermem. Şimdi ve her zaman kendi kendinize “Aferin.” deyin.
Fakat “Aferin”lerin, “Kendimi nasıl daha iyi hale getirebilirim?” sorusundan daha fazla olmamasına dikkat edin.
Yorumlar (0)