Facebook’la birlikte gelişmeye başlayan ve sonrasında Twitter ile birlikte de iyice vücut bulan sosyal mecrada gün geçtikçe farklı içerikte birçok sosyal ağla karşılaşıyoruz. Başlangıçta daha çok bireylerin rağbet ettiği sosyal mecralara markaların da göz kırpmasıyla birlikte, Facebook ve Twitter gibi sosyal mecralarda yaratıcı kampanyalar ve uygulamalar baş gösterdi. Ancak farklı ülkelerden girişimciler çıkıp yepyeni sosyal ağları insanların huzuruna sundular. Bu noktada sosyal mecra henüz doyum noktasına ulaşmış değil ve ulaşacağa da benzemiyor!
Yazının başlığına dönecek olursak… Bu kadar diyaloğun sağlanmaya çalışıldığı, yani sosyalleşmenin gerçekleştirilmeye başlandığı sosyal ağlarda son trend “bencilleştirme” olarak mı geri dönüyor? “Neden?” derseniz… Gün geçmiyor ki, karşımıza yeni bir “.me” uzantılı sosyal ağ çıkmasın… Başlangıçta ‘About.me‘ ile birlikte insanlar dağınık halde bulunan sosyal ağ hesaplarını tek bir ağda birleştirmenin keyfini yaşarken, birden bire başka “ben”ler türemeye başladı. Bilmeyenler için hemen sitenin de kısa bir açıklamasını yazayım:
About.me sitesinde Facebook, Twitter , LinkedIn, Tumblr, Foursquare, FriendFeed gibi sosyal ağların yanı sıra blogunuzun adresini de paylaşabiliyorsunuz. Kendiniz hakkında kısa bir açıklama yaptıktan sonra bu sosyal ağ, adeta sizin web tabanlı kısa bir kartvizitiniz niteliği taşıyor. Ancak bu siteye benzer pek çok site de mevcut. Ancak bu kategoride şu an için en revançta olanı About.me.
“Ben, ben, ben… Hep ben”
Acaba sosyal ağlar sosyalleştirmeyi mi, yoksa hep kendinizden bahsetmenizi mi öneriyor? Paylaşımların aktif şekilde olduğu sosyal mecralarda kendinizden bahsetmeseniz olmaz (!) Bunun bir örneği de, “ThreeWords.me”. Üç kelimeyle kendinizi anlat(tır)ıyorsunuz. Ya sosyal ağlardan tanıdığınız ve paylaşımda olduğunuz kişiler ya da arkadaşlarınız sizi özelliklerinize göre yalnızca üç kelime kullanarak açıklıyor. Bu siteye Facebook ve Twitter bağlantısıyla da girilebiliyor. Biraz daha gelişmişi ise “SpillIt.me”. Bu siteye de yine Facebook ve Twitter hesaplarıyla girilebiliyor. Ancak burada üç kelimeyle değil, cümlelerle de kendinizi açıklatabiliyorsunuz. Yani her iki site de sizin özelliklerinizi arkadaşlarınıza ya da sizi az çok tanıyanlara açıklatmak için…
Tabii Formspring.me’yi de unutmamak gerek. Bu da yine kendinizi bir bakıma anlattığınız ancak burada insanların sizi sorularıyla yönlendirdiği bir platform. Tanıdığınız ya da paylaşımlarda bulunduğunuz birilerinin size sorular yönelttiği ve sizin bu sorulara yanıt verdiğiniz sosyal ağ platformu. Ancak yine diğer sosyal mecralarda olduğu gibi, bu mecrada da samimi olmanız önemli. Hatta çoğu zaman markaların da bu mecrayı iyi kullanması gerektiğini düşünmüşümdür. Ancak çok fazla rağbet edilmemiştir.
“Kendinizi tanıtmayın, tanıttırın”
Aslında düşünürsek, bu daha mütevazi bir platformu da ortaya çıkarabilir diye düşünüyorum. Kendinizi övmüyor ya da betimlemiyorsunuz, bunu başkaları yapıyor… Ancak son noktada karar yine sizin. Yani silip silmemek ya da yorum yapıp yapmamak gibi. Güç her zaman kullanıcının elinde. Aşırıya kaçmamak ve kuralları bozmamak kaydıyla her türlü yorum ya da bilgiyi kullanılabilir hale getirmek mümkün. Son aşamada da karşılaştığım bir “ben-platformu” daha var. O da yeni ortaya çıkan bir sosyal ağ: Instragrid.
Ancak tamamiyle bir iPhone uygulamasından ibaret olan bu uygulama sosyal ağlarda vücut bulmuş. Instagram, iPhone’unuzla çektiğiniz ya da iPhone albümünüzde bulunan fotoğrafları paylaşabildiğiniz ve Instagram’ın içeriğin sunduğu birtakım uygulamalarla da fotoğraflarınızı geliştirebildiğiniz bir iPhone uygulaması. Yeni güncellemesiyle birlikte “notification” bölümü pek çok veriyi de size sunuyor. Sizi takip edenlerin hangi fotoğraflarınızı beğendiğini, sizin takip ettiklerinizin hangi fotoğrafları beğendiğini ve kimleri takip ettiklerini de açık açık görebiliyorsunuz. Ancak artık Instagram fotoğraflarınızı belirli bir yerde toplayabileceksiniz. Bunu da Instragid.me sağlıyor. Siteye girdiğinizde “Get Started” butonunu tıkladığınızda , Instagram’da kullandığınız maili ve kullanıcı adınızı buluyor. Devam ettiğinizde de Instagram’daki fotoğraflarınızın oluştuğu bir arşiv karşınıza çıkıyor. Bunu da hem Facebook hem de Twitter aracılığıyla paylaşabiliyorsunuz.
Ardı arkası gelmeyen “.me”ler… Buna benzer pek çok sosyal ağlar da ortaya çıkacak gibi geliyor. Bence özellikle uygulamaların zorunlu olarak ortaya çıkardığı sosyal ağlar, günümüzün sosyal medya trendi haline gelecek.
Dur durak bilmeyen sosyal ağlarda veya uygulamalarda “son istasyon” denen bir şey yok, her zaman yeniliğe ve öğrenmeye açık olmak zorundasınız.
Yorumlar (0)