İnatçılık, ülkemizin olmazsa olmazlarından gibi gözükür; ancak inatçılık, sadece çevrenizdekilere değil, size de zarar veriyor.
Psikoloji Sağlığı Gazetesi’nin 148 yetişkin insanda yaptığı yeni bir araştırmaya göre, affetme güçlüğü yaşayan kişilerin stres seviyeleri ve sağlık problemleri daha yüksek çıkmış. Aynı sorunların, bağışlayıcı insanlarda düştüğü gözlemlenmiş.
Luther Koleji, psikoloji profesörü Loren Toussaint, bağışlamaya yatkın olmayan kişilerin stres seviyelerinden dolayı birçok problemle karşılaştığını, ancak bundan kaçınarak, problem riskini neredeyse sıfıra indirebileceklerini söylüyor.
Bilim dünyasında sıfıra yakın diyebilmek gerçekten çok sık rastlanılmayan bir durum. Peki, bağışlayıcılığın bu kadar güçlü olmasının sebebi nerede yatıyor?
Doktor Karen Swartz, kronik kızgınlığın vücudun modunu “savaş ve uç” moduna geçirdiğini söylüyor. Bu da, kalp atışı, kan basıncı ve bağışıklık sisteminde birçok değişikliğe yol açıyor. Bu değişiklikler de, depresyon, kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkları beraberinde getiriyor. Bağışlayıcılık, bu riskleri azaltıyor.
Bağışlamak ne demektir ve ne demek değildir?
Lafla peynir gemisi yürümez diye güzel bir söz vardır. Aynı şekilde, lafla bağışlama gemisi de yürümüyor. Bunu sadece söylemek değil, gerçekten hissederek yapmanız gerekiyor.
Öte yandan Swartz bir konuda da uyarıyor. Affetmek demek, sizi üzen kişinin sorumluluklarını reddetmek demek değildir. Yapılan hatayı azalmaz ya da yok etmez. Affetmek için, hatasına bir bahane bulmanız gerekmiyor.
Kendinizi affetme konusunda da benzer durum geçerli. Hatanızı önemsizleştirmeyin. Ondan ders alın. Aynı hatayı tekrar tekrar yapma yoluna girmeyin.
Sizi üzen şey, hayatınız boyunca sizin bir parçanız olacaktır. Bağışlayıcılık, üzüntülerin hayatınıza tutunma gücünü azaltır. Bu sayede hayatınızın pozitif kısımlarına daha güçlü bir şekilde tutunursunuz.
Nasıl affedersiniz?
Sanırım yapması en karmaşık gelen şey de bu olsa gerek. Swartz’un araştırmayı sürdürdüğü Mayo Clinic, bu yöntemleri tavsiye ediyor:
- Kendinizi sizi üzen kişinin yerine koyun.
- Neden böyle yaptığını kendinize sorun. Muhtemelen siz de aynı şekilde davranırdınız.
- Başkalarını üzdüğünüz zamanları ve sizi affedenleri düşünün.
- Bağışlamanın bir süreç olduğunu unutmayın. Küçük kalp kırıklıkları bile bağışlanmak için zamana ihtiyaç duyar. Bu anlara geri dönün. Tekrar tekrar affedin.
Pratiğe dökme zamanı
Daha mutlu bir hayat, daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı. İyileşmek için kendinize bir fırsat tanıyın ve yolunuza devam etmek için affetmeye de devam edin.
Yorumlar (0)