Mark Twain, Thomas Edison, Albert Einstein ve Steve Jobs gibi diğer dahiler dağınık masalarda çalışıyorlardı. Daha da geriye gitmek gerekirse çalışma masasının 1200 yıl önce icat edildiğini duymuş muydunuz? Üzerindeki teknoloji geliştikçe masanın kendisi aynı kalıyor. Düz yüzeyli bir çalışma alanına çekmeceler eklenerek farklılaşmaya başlıyor…
Günümüzün verimlilik uzmanları, her şeyin yerli yerinde düzenli olduğu durumlarda insanların daha üretken olduğunu ısrarla söylüyor.
Bununla birlikte, düzenli bir masanın sizi daha üretken kıldığı fikri saçmalıktır. Minnesota Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, geçtiğimiz günlerde düzensiz çalışma alanlarına karşı düzenli bir ortamda çalışan öğrencilerin yeni fikirler üretme derecesini test etti. Çalışma sonucu şunu gösterdi:
Dağınık odadaki katılımcılar, düzenli odada çalışanlar ile aynı sayıda fikir üretti ancak taraflar değerlendirildiğinde fikirleri daha ilginç ve yaratıcı olarak değerlendirildi.
Eric Abrahamson ve A Perfect Mess’un yazarları David H. Freedman’a göre, dağınık bir masa ve üretkenlik arasındaki bağlantıdan sıklıkla kaçıldığını dile getirdi.
Dağınıklığın ne kadar faydalı olabileceği, çoğumuza programlanmış düzenin ön yargıları olmasa o kadar da şaşılacak bir düşünce olmazdı…
Düzenli bir masanın verimli çalışma alanı anlamına geldiği fikri, 20. yüzyılın ortalarından kalmadır. Tarihsel olarak dahiler 18. ve 19. yüzyılın en güçlü Samuel Johnson’sun portresinde olduğu gibi her zaman darmadağınık bir masayla resmedilmiştir:
Günün geri kalanında temiz ve düzenli bir masa ile karşılaşıldığında tembellik işareti olarak değerlendiriliyordu. Çünkü meşgul ve akıllı insanların düzeltmek için zamanı yoktur. Örneğin Mark Twain, her fotoğraflandığında masası dağınıktı.
Albert Einstein’ın bu konuyla ilgili ise ünlü bir sözü vardır. “Darmadağın bir masa, karmaşık bir zihnin işareti ise boş bir masa neyin işaretidir?” diye… Oldukça dağınık bir masaya sahip olan Thomas Edison ve Steve Jobs’ı da örnek olarak saymak mümkün.
Sonuç olarak dağınık masalarımız zeki olduğumuzu ispatlamasa da, dahi olabileceğimizi gösteriyorlar.
Yih huuuuuu. Ne zamandır elden geçirsem su masanın üzerini diyordum.