İşten çıkmak için birçok sebep var, ancak yaşam şartları göz önünde bulundurulduğunda bu riske girmek herkesin isteyeceği bir şey olmayabilir. Her şeye rağmen çalışanlarınız yine işten çıkıp duruyorsa, bir şeyler ters gidiyor olabilir. Peki bu ihtimaller nedir?
Daha fazla para istiyorlar.
Paranın motive edici bir öğe olduğu herkesin bildiği bir şey. International Consortium for Executive Development Research’ün (ICEDR) yaptığı araştırmada, 30 yaş civarındaki insanların neden işlerinden ayrıldığı incelenmiş. Daha iyi maaş veren bir yere geçme nedeni, kadınlarda %65’ken erkeklerde %56.
Kendilerini geliştiremediklerini düşünüyorlar.
ICEDR’nin yaptığı diğer bir araştırmaya göre erkeklerin işten ayrılmasının en büyük sebebi, çalıştıkları ortamda bir şey öğrenemeyeceklerine ve kendilerini geliştiremeyeceklerine inanmaları. Bu oran %65.
Deloitte’te yapılan araştırmada da buna benzer bir sonuç çıkmış. Gelecek iki yıl içerisinde işten çıkmayı hedefleyenlerin %71’i, liderlik vasıflarını geliştirememelerinden kaynaklanıyor. Ancak 2020’den sonrasına kadar iş yerinde kalmayı planlayanların oranı, burada %54’e düşüyor.
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmiyor.
İlginç gelebilir ancak birçok çalışan işlerinin anlamlı olmasını istiyor. Deloitte’te yapılan diğer bir araştırmada, çalışanlar ve işveren arasında “amaç boşluğu” yaratıyor. Çalışanlar, dünyayı değiştirecek bir hedef içerisinde olmadığına inanıyor.
İş yerinde kalmayı düşünenlerin %88’i şirketin amacını yeterli buluyor; ayrılmayı düşünenlerin %63’ü de şirketin amaçlarından memnun değil.
Çalışanlar arasında çok fazla işbirliği var.
İşbirliği kelimesi, aslında çok değerli bir şeydir; ancak çok fazla işbirliği size çok fazla sorumluluk yüklenmesi demektir. Bu da bir süre sonra çalışanın canından bezmesi demek olur ve kaçar. Araştırmalar buna “başarı sendromu” diyor.
İşin kötü yanı da, işverenlerin ya da yöneticilerin bu durumu görmezden gelmesi ya da bu durumdan haberdar olmaması. Çok fazla işbirliği olması, kendi aralarında ne kadar yardım istediklerini ve kimden sürekli bir şey istediklerini öğrenmelerine engel oluyor.
Yönetim, çalışanlar arasında işbirliği sağlamıyor.
Tabi ki, işbirliğini tamamen ortadan kaldırmamak gerek.
2015’te EY’in yaptığı araştırmada, dünyanın dört bir yanında işten ayrılmayı düşünenlerin %71’i iş yerinde yeterince birlik olmadığını düşünüyor.
Yönetim tarafından yeterince takdir edilmediklerini düşünüyorlar.
Yazar Cameron Morrisey, LinkedIn’de yöneticilerin, çalışanlarına hak ettikleri değeri verebilmeleri için kendilerine sormaları gereken soruları yazdı.
- Yönetici, çalışanın geri bildirimlerini dinliyor mu?
- Çalışana yapılandırıcı geri bildirimlerde bulunuyorlar mı?
- Çalışanlarını takdir ediyorlar mı? Başarılarını fark ediyorlar mı?
- Çalışanlarına yapabileceklerinden fazlasını veriyorlar mı?
Aşırı çalışma saatleri
EY’nin diğer bir araştırmasına göre, fazla çalışma saatlerinin kontrolsüzlüğü, en önemli sebep. Haftalık verimli çalışma süresi, maksimum 50 saat, ancak işverenler ve yöneticiler bu süreyi zorluyorlar. Bu da verimliliğin düşmesine sebep oluyor. Bu sayede yöneticiler, çalışanlarını kaybetmeye başlıyor.
Yorumlar (0)