Çocukları genelde daha basit kapasiteye sahip varlıklar olarak görürüz, ancak çocuklar bundan çok daha fazlasıdır. Kendilerini ifade edecek sözcük dağarcığına sahip olmamaları ya da sizlerin onları anlamıyor olmanız, onların henüz gelişmemiş olduğunu göstermez. Bu sebeple “teşekkürler” ya da “lütfen” gibi sözcüklerden çok daha fazlasını söylemek gerekir. Mesela?
“Haydi deneyelim!”
bu cümle çocuğunuzun hayatını ciddi yönde değiştirecektir. Örneğin, çocuğunuzla kaykay yapmaya gideceksiniz. Kendisi de inanılmaz heveslenmiş, kaykayını, kaskını, dizliğini, her şeyini almış; ancak bir bakmışsınız, kaykay yapacağı alan 20 dakika sonra kapanıyor. Çocuğunuz büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Durumu kabullenip geri dönmek yerine, “Haydi deneyelim, belki bizim için biraz daha açık tutarlar.” demek, en kötü ihtimalle son 20 dakikayı bile değerlendirmek, onun için büyük bir şey.
Aslında burada çocuğunuza, kendisi için sınırları zorlayabilme konusunda örnek olmuş oluyorsunuz. Sınırları koyulmuş şeylerin bile bir esneme payının olabileceği mesajını vermiş ve denemenin kimseye zarar vermeyeceğini kanıtlıyorsunuz.
Sonra bir gün geliyor, çocuğunuz sizinle beraber yemek yapmak istediğini söylüyor ve “Haydi deneyelim!” diyor. Sizden öğrendiği deneme cesareti, artık onda da bulunuyor. Çok güzel bir çorba yapamayacak belki ama yine de bu onun yaptığı bir çorba olacak. Çünkü denemeye değer.
Tabi işin sırrı, her şeyi beraber yapmakta. Çocuğunuz, beraber denediğiniz şeylerde başarıyı da başarısızlığı da tecrübe etmiş olacak ve her iki durumda da ne yapması gerektiğini sizlerden öğrenecek. Sizden daha iyi olmasını ve dünyaya daha büyük güzellikler getirmesini istiyorsanız, çocuğunuza denemeyi öğretin.
Yorumlar (0)