Crowdfunding rüyasını birçoğumuz biliyoruzdur: ilginç bir fikir ortaya atarsınız, hızlıca bir alan kurarsınız ve bunu tercih ettiğiniz crowdfunding sitesine koyarsınız. Daha sonra iş geriye yaslanıp para yığınlarının oluşmasını ve fikrinizin hayata geçmesini beklemek olur. Yani anlayacağınız bir internet sitesinde insanların fikrinize ne kadar verebilirlerse o kadar yatırım yapmasına ve bu yatırımcı sayısının neredeyse bir ordu sayısına ulaşmasına Crowdfunding deniliyor. (Hatta yeri geldiğinde bir ülkeyi kurtarmak için bile harekete geçebiliyorsunuz.)
Alex Daly’ye bu stratejiyi sorarsanız eğer, gülmeye başlayabilir.
Alex daly Crowdfunding danışmanlık şirketi Vann Alexandra’yı kurarak insanların Kickstarter gibi sitelerde para toplayabilmeleri için yardımcı olmaya başladı.
Bu her ne kadar yeni bir alan olsada Crwodfunding uygulamasının bir danışmanlığa ihtiyacı var.
Daly, Haziran 2012’den bu yana yani Crowdfunding kampanyalarına başladığından beri toplamda 26 kampanyaya danışmanlık yapmış ve bu kampanyaları nihayete ulaştırmış. Neil Young’ın Pono Müzik Player’ı için 6 milyon dolar, NYC transit authority graphic manuel’in tekrar basımı için 800.000 dolar ve köpekler için oyun konsolu fikri için 180.000 dolar toplaması bunlardan bazıları. Birçoğu onu ‘Crowdfunding büyücüsü’ olarak görüyor.
Tamamını ele alırsak, Daly Crowfunding sitelerinden 9 milyon dolar toplamış durumda.
Daly şu anda ‘To The Edge of Sky’ belgeseli için fon topluyor. Bu belgesel ile birlikte çocuklarına ilaç alamayan ailelere yardım sağlanacak. Daly’ye göre bu kampanyalarda başarılı olmanın 4 anahtarı var:
1-) Ayrıcalıklı olma
Ayrıcalıklı olma insanların heyecanlarına destek veriyor ve ürünü veya servisi beğenmeleri durumunda kampanyaya katılımlarına cesaret veriyor. Yani kısacası destekçilerinize ayrıcalıklı olacaklarını hissettirmeniz gerekmekte.
Örnek verecek olursak Daly, Silikon vadisi girişimcisi ve aynı zamanda ‘The Lean Startup’ın yazarı olan Eric Riese ile münhasır bir projede çalışmış. Bu proje, destekçilerine Riese’nin yeni kitabı ‘Liderlerin Rehberi’ kitabına ve ayrıca daha sonra çıkacak olan bütün kitaplara erişim hakkı veriyor.
Daha yüksek meblağ ödeyen destekçiler ise Riese ile şahsen tanışıp kendi fikirleri hakkında istişare yapabilme şansını yakalıyor. Kampanya süresince Riese destekçilerine internet seminerleri, çalıştaylar ve soru cevap seansları gibi ayrıcalıklar sağlamış. İnanılmaz bi biçimde bu kampanya işe yaramış ve Riese’in hedefi 135.000 dolarken Daly’nin de yardımı ile 588.000 dolar toplanmış.
2-) Oturmuş bir hedef kitle
Başarılı kampanyalar genelde belirli konu hakkında bir tutkuya sahip merkezi hedef kitleye itimat eder. Bu ifade kampanyanızın başarılı olması için adı çok duyulmuş bir ünlüye veya sosyal medya fenomenine ihtiyacınız olduğu anlamına gelmiyor. Merkezi hedef kitlenizin büyüklüğü değil kalitesi önemli diye belirtmeden geçmiyor, Daly.
Daly şunu da belirtiyor: ”Online kavrayışı yüksek ve bağışlayacak kaynakları olan merkezi bir hedef kitlesine sahip olmanız gerekiyor.”
Görece aydın bir kitleye hitap eden ve deneme yazarı olan Joan Didion bu tarz insanlardan biri. Geçen kasımda Daly, Didion ve sinemacı yeğeni Griffin Dunne’a bir belgesel kampanyasında yardım etti.
Birçoğumuz Didion’u tanımıyor olabiliriz ancak Dunne ve Daly şunu biliyorlardı ki hatırı sayılır miktarda yazar, blogger ve edebiyat dünyasından insan kominitesi bu projeye bayılacaktı. Bunun yanısıra projenin başarısı, bu topluluğun Kickstarter ile aşina olması ve bağış yapacak kapasitede olmaları hususuna bağlıydı. Nitekim hedef 80.000 dolarken kampanya 221.000 dolar topladı.
3-) Erişilebilirlik
İnsanlar destek olacakları kampanyadaki kişilere bağlandıklarını hissetmek isterler ve eğer bu hislerini tatmin edebilirseniz kampanyanız zirveye ulaşabilir. Daly Kickstarter’da R&B grubu olan TLC kampanyasını yürüttüğünde, bu gruba hayranlarıyla ‘samimiyet’ bağı kurmalarına ve ödüller almalarına yardım etti.
Bu samimiyet hayranlarını grubu desteklemeye teşvik etti. Kampanya destekçilerine özel remiksler, sahne arkası görüntüler, grubun en favori 15 şarkısının el yazımları, konser öncesi görüşmeler, özel video konuşmaları ve hatta grupla birlikte uyku partileri sunuyordu.
”Bu kampanyada insanların bir daha yaşayamayacağı bir erişilebilirlik sayesinde edindikleri harika anılar ve tecrübeler vardı.” vurgusunu belirtiyor Daly.
4-) Videolar
‘Crowdfunding büyücüsü’ olmadan önce, Daly, belgesel yapımında çalışıyordu. Ancak bu onun Kickstarter’da başarılı olmak için profesyönel kalitede videolara ihtiyac duyulduğunu düşünmesindeki tek sebep değil elbette. Daly, videoların projeye kendinizi ne kadar adadığınızın seviyesini yansıttığını söylüyor. Videolar Kickstarter’da insanların ilgilendiği ilk şeydir ve eğer videonuz ilgi çekici olursa geriye kalan tek şey projenizin değerini insanlara anlatabilmeniz olur.
Daly: ”Kickstarter sayfanız ve videonuz insanlara kim olduğunuzu ve projenizin ne olduğunu anlatan ilk şeydir. Eğer bunlar kaliteli olmazsa insanlar onlara ne vereceğinizi nerden bilebilirler.” diyerek tavsiyelerini tamamlıyor.
Ne dersiniz? Türkiye’de de böyle hizmetler veren yerler çıkar mı?
Yorumlar (0)