2004 yılından önce, yani sadece 7 sene önce, Facebook diye birşey yoktu. İnsan iyiye çabuk alışırmış derler ya; eminim sanki Facebook hep vardı gibi hisseden milyonlarca insan bulabilirim. Hatta bu fikirden bir Facebook sayfası bile yapabilirim!
Hayatımız artık resmen bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor. Zaman Tüneli ile yeni bir sarsıntı yaratan Facebook sadece bir sosyal paylaşım sitesi olmaktan çıkalı çok oldu; pazarlama dünyasını yöneten bir pozisyona geleli de… Facebook’ta sayfası olmayan insan da marka da varolmuş sayılmıyor. 57 yaşındaki babamdan 8 yaşındaki kuzenime kadar herkesin bir Facebook sayfası var. Yeni kurulmuş küçük ölçekli bir işletmeden, dev global firmalara kadar da…
Facebook’la ilgili rakamlara ve gerek sosyal gerekse iş hayatımız içindeki yerine bakarsak, insan düşünüyor: Biz Facebook’tan önce ne yapıyorduk? Bu konu daha önce çok yazıldığı için biz de aslında herkesin sorduğu ama detaylı olarak bir yazının oluşturulmadığı soruyu soralım dedik. Facebook olmasaydı hayat nasıl olurdu? Ve Facebook olmasaydı şu an pazarlama dünyası nasıl olurdu?
Soruyu sektör profesyonellerine yönelttik. Onlardan bu konuda bir tablo çizmelerini istedik. Ortaya çıkan derleme oldukça eğlenceli oldu aslında. Ama önce Facebook’la ilgili rakamlara bir bakalım…
Facebook istatistikleri:
– Facebook’ta 800 milyondan fazla aktif kullanıcı var.
– Kullanıcıların ortalama arkadaş sayısı 130.
– Günde ortalama 2 milyar post beğeniliyor ya da yorum yapılıyor.
– Günde ortalama 250 milyon fotoğraf post’lanıyor.
– Kullanıcıların &75’i Amerika dışından.
– Facebook’tan uygulama indirme sayısı günde ortalama 20 milyon.
– 7 milyondan fazla uygulama ve websitesi Facebook ile entegre olmuş durumda.
– 350 milyondan fazla kişi Facebook’a mobil cihazlardan bağlanıyor.
Kaynak: Facebook
Facebook’ta:
– Her 20 dakikada 1,000,000 link paylaşılıyor.
– Her 20 dakikada 1,484,000 event davetiyesi postlanıyor.
– Her 20 dakikada 1,323,000 yeni fotoğraf etiketleniyor.
– Her 20 dakikada 2,716,000 fotoğraf yükleniyor.
– Her 20 dakikada 1,851,000 durum güncellemesi yapılıyor.
– Her 20 dakikada 10.2 milyon yorum yapılıyor.
Kaynak: http://www.jeffbullas.com/2011/04/28/50-fascinating-facebook-facts-and-figures
‘Facebook olmasaydı’ cümlesini Facebook’un kardeşi Twitter’da arattığımızda da karşımıza yine eğlenceli tweet’ler çıktı:
Facebook olmasaydı hayat nasıl olurdu? Ve Facebook olmasaydı şu an pazarlama dünyası nasıl olurdu?
Bu kadar çok ‘sosyal medya uzmanı!’ olmazdı
Cem Batu, Plasenta Kurucu Ortak
Dijital dünyada gerçek kimliklerimiz ile yer alma olgusu çok daha geç hayatımıza girerdi. Bu da pazarlama iletişimini doğrudan etkilerdi.
Herkes ‘Mark’ olmak istemeyebilirdi.
Etkileşim, deneyim gibi daha fazla duygusal bağ oluşturma kavramları yerine hala sayfayı kaç kişi ziyaret etti, banner kaç tıklama aldı gibi kavramları konuşuyor olabilirdik.
Bana feys’ten göndersene diyen bir annem olmazdı, msn’i tercih edebilirdi.
3. parti uygulamalar sayesinde farklılaşan ve zenginleşen dijital dünya hala kampanya siteleri, mikro siteler üzerinden dönüyor olabilirdi.
Tüketiciler’in ‘yürüyen mecralar’ haline gelmesi daha uzun zaman alabilirdi.
Paylaşılabilir, ‘değerli içerik’ üretiminin değeri bu kadar net anlaşılamayabilirdi.
Facebook’un başarısı ile değişen günlük deneyimlerimize entegre olan bir çok sosyal platform da hayatımızda olmayabilirdi. Twitter da dahil olmak üzere.
Bu kadar çok ‘sosyal medya uzmanı!’ olmazdı. Bak bu iyi olabilirdi.
Bugün için en önemlisi, yıllarca yaşadıklarımızı aktararak farkında olmadan tuttuğumuz, blog tadında bir ‘ben kimim’ platformu, yani ‘timeline’ımız olmazdı.
Facebook olmasaydı adı ‘memyselfandbffs’ ya da ‘findyourlovedones’ olan başka bir sosyal paylaşım sitesi olurdu
Eray Endes, Creasoup Yönetici Ortak
Facebook olmasaydı adı ‘memyselfandbffs’ ya da ‘findyourlovedones’ ya da ‘xpages’ olan başka bir sosyal paylaşım sitesi olurdu. Durum şu ki, araç ve şekil teknolojiye ve içinde bulunduğumuz koşullara göre değişse de, insanların iletişim kurma isteği ve ihtiyacı bitmiyor. Bir zamanlar güvercinle yollanan notlar bir gün büyük bir gelişmeyle posta arabası sayesinde yollanır oldu; fakat bugün kaçımız mektup yazıyoruz? Bir zamanlar erkeğe ilgisini mendilini düşürerek atan kadın bugün ‘yanlışlıkla’ bir SMS atıyor ya da Facebook’tan dürtüyor. Artık mektup yazmıyor olmamız, hasret gidermek ve birbirimizden haberdar olmaktan vazgeçtiğimiz için değil, iletişimimizin formu değiştiğinden. Gelişen teknolojiler ve tabii ki internetin web 2.0’a dönüşümü de bizim yaşama biçimimizi etkiliyor. Peki Facebook olmasaydı pazarlama iletişimi ne olurdu?
İnsanlar, tarihte uzun bir süredir ticari faaliyet içindeler ve aslında bir şeyleri pazarlıyorlar. İletişim kurma yöntemlerimiz gibi, pazarlama iletişimi de içinde bulunduğumuz zamana göre değişiyor. Çığırtkanın yerini banner alıyor belki mağazanın kapısına asılan tabelanın yanına da Facebook profil fotoğrafı ekleniyor. Durum aslında şu ki, Facebook ile uzun süredir gelişen bir trend – yani hedef kitlenin nişler haline gelmesi – oluşuyor. 1960’larda birdenbire beliren televizyonla reklamcılık nasıl ‘yaratıldıysa’, tam da öyle bir süreçten geçiyoruz. Facebook olmasaydı, adı başka bir şey olan bir platformda benzer şeyler yapıyor olurduk; mümkün olduğunca data toplamaya, elimizdeki kitleyi tanımaya ve onlara neyi nasıl pazarlayabileceğimiz üzerine kafa yormaya devam ederdik.
Facebook olmasaydı kesin bi macebook olurdu
Tuğçe Erül, Lowe Istanbul Dijital Grup Direktörü
Facebook olmasaydı kesin bi macebook olurdu :)
Ama hadi o da olmadı ve social community siteleri arkadaş bulma ve piyasa yapma sitelerinde öteye gidemedi diyelim… Daha az boşanma olurdu, çiftler daha az kavga ederdi ve özel hayatımızı ifşa etme eğilimine hiç girmemiş olurduk.
Paylaşma bağımlısı olmazdık, telefonu telefon açmak için kullanırdık ya da mesajlaşmak için; Facebook’a girmek için değil.
Profil resmi fenomeni olmayacağı için fotoğraf stüdyoları bu konuda ciro yapamazdı.
Her yerden sürekli resim post etme çabasında olmayacağımız için daha az bakımlı olurduk.
Özlü sözleri daha az kullanırdık. Facebook sağolsun özlü sözler konusunda çok bilgili bir toplum olduk. Çevrimdışı dünyada sosyal hareketi başlatmak için bir araç olmazdı elimizde. Ama bir dakika bunun için Twitter da var :)
Tüm hayatım gözümün önümden bir film şeridi gibi geçti demek için ölüme yakın bir deneyim yaşamamız gerekirdi. Oysaki şimdi timeline var!
Işin şakası bir yana Facebook yüzünden herkesin ipliği meydanda da olsa şu dönemde “being connected to the world and everyone who know” hayatımızın çok önemli bir bölümünü kaplamaya başladı. Radyo ve TV olmadan da yaşam vardı, Facebook olmasa da yaşam aynen devam eder. Sadece farklı bir boyutta…
Myspace, en popüler sosyal platformlardan biri olarak kalmaya devam ederdi
Hakan Şık, Digitaliz Kurucu Ortak
“Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşüncenin gücüne karşı koyamaz” der Victor Hugo. Eğer Mark Zuckerberg, Harvard’lı öğrencilerin fotoğraflarıyla eğlenmek yerine başka birşey yapmayı tercih etmiş olsaydı; muhtemelen benzer fikirlerle ortaya çıkmış farklı kişiler hakkında konuşuyor olurduk.
Facebook ile yaklaşık aynı tarihlerde kurulan Yonja, Türkiye pazarına giren Hi5 ile mücadele ederken; Google, Google Plus gibi riskli bir karşı hamle yerine Orkut’u Türkiye’de yaygınlaştırabilmek için farklı stratejiler geliştirebilirdi. Myspace, en popüler sosyal platformlardan biri olarak kalmaya devam ederken, Facebook’dan ilham alan Qzone (Çin) ve Vkontakte (Rusya) gibi platformlar hiç açılmamış olabilirdi. Facebook’un yarattığı sosyal medya rüzgarını arkasına almamış olan Twitter, Microsoft tarafından satın alınmış ve Windows Live ile birleştirilerek kullanıcılara sunulmuş olabilirdi.
Markaların sosyal medya kullanımı açısından bakacak olursak; insanlar bu farklı platformlarda yine markalar hakkında konuşacaklar ve satın alma alışkanlıkları markanın onlarla kurduğu iletişim ve ortaya konulan yaratıcı projeler doğrultusunda değişmeye devam edecekti. Sosyal CRM, tüm bu farklı platformlar üzerinden yürütülecek ve oluşturulan stratejiler, bu platformların dinamiklerine uygun olarak şekillenecekti.
Facebook olmasaydı, sosyal medya kavramı yine en az şimdiki kadar önemli ve değerli olacaktı. Etkileşim, en önemli dijital dinamiklerden biri olmaya devam edecekti. Zaten web 2.0’ın doğuşu, pazarlama dünyasında bugün gelinen noktanın sinyallerini çoktan vermişti.
Birer tüketici olarak markalarla bu kadar yakın olamayacaktık
Meltem Yetener, Pixelplus Interactive Sosyal Medya Departmanı, Yönetici
Facebook, herkesin internet ortamında kendini var edebildiği bir platform. İnternet mesafeleri azalttı derdik ama Facebook bu mesafeleri neredeyse yok etti. İlkokul arkadaşımızdan eski sevgilimize, iş arkadaşlarımızdan ailemizin tüm bireylerine kadar herkes burada. Facebook olmasaydı eski sevgilimizin yeni sevgilisinin kim olduğunu öğrenemeyecektik. 2 dakika önce çektiğimiz fotoğrafları arkadaşlarımızla paylaşamayacak, yazdığımız iletilerin altına yüzlerce yorum ve beğeni gelmesini beklemeyecektik. Hatta Facebook olmasaydı bu yazımız kaç “like” alacak, kaç kez paylaşılacak diye düşünmeyecektik.
Özel hayatımızın merkezinde böylesine güçlü bir yere sahip olan Facebook olmasaydı markalarla olan iletişimimiz, satın alma davranışlarımız, marka sadakatimiz de kendi halinde ilerliyor olacaktı. Birer tüketici olarak markalarla bu kadar yakın olamayacaktık. Artık her şey çok net, açık, olağan ve şeffaf. Böyle bir eksen üzerinde kurulan marka – tüketici iletişimi de diğer mecralara göre çok daha samimi. Facebook’ta kullanıcılardan direkt alınan geri dönüşleri diğer mecralardan sağlamak çok güç. Facebook olmasaydı markalar tüketicileri bu kadar iyi dinleyemeyecek ve onlarla konuşamayacaklardı. Markalar reklam ve tanıtım faaliyetlerini artık Facebook üzerinde çok daha düşük bütçelerle ve daha iyi etkileşim yaratarak gerçekleştirme fırsatı buldular.
Can Yücel şiirlerini ezbere bilmezdik
Lara Akış Baruh, Wanda Socialist Group Head
Facebook olmasaydı;
Arkadaşlar Poke’suz, fotoğraflar Tag’siz, sorular Poll’suz, sayfalar Like’sız olurdu
Can Yücel şiirlerini ezbere bilmezdik
Ebediyen MIRC odalarında sıkışıp kalırdık
Birbirimize supergirl18, ateşlidelikanlı diye hitap ederdik
O markalar hala tüketicilere ürünlerini tattıramamış, bir çift laf edememiş olurlardı
O zaman hep dışarıdan yaratılan algılarla idare etmek zorunda kalırlardı
Kim, kiminle, nerede, nasıl oyununu heyecanla yeni nesillere aktarırdık
O değil de; hala Yonja’da birbirimize “testimonial” yazıyor olurduk
Libya ve Mısır’da rejim değişiklikleri olmamış olurdu
Mübarek hala görevde, Kaddafi de sarayında olurdu
Ama ben prodüksiyon sektörüne yönelir ve koşuşturmaktan doğal olarak zayıflardım
Sosyalmedya.co’da böyle bir yazı olmazdı
Annelerimizi yeniden tanıma şansımız olmazdı
Yeni saç modelimi nasıl buldun sorusunu 500 arkadaşımıza soramazdık
Derin mevzulara ve filozof triplerine girmezdik
Issız zamanlarda hayatımız gözlerimizin önünden Facebook profilimiz gibi geçmezdi J
Şu an olduğu kadar Sosyal Medya Ajansı olmayabilirdi
Evren Kacar, Boomerang Kurucu Ortak / CCO
İlk olarak, şu an olduğu kadar Sosyal Medya Ajansı olmayabilirdi. Buna firmamız Boomerang İstanbul da dahil. Şahsen çok yakında tamamen Facebook’a odaklanmış “Facebook Ajansları”nın da türeyeceğini öngörüyorum.
Facebook olmasaydı, Mark Zuckenberg dünyanın en genç milyarderi olamazdı. Her ne kadar otoritelerce Facebook’un gelir modeli tartışılsa da, son f8 konferansında açıklanan yenilik ve anlaşmalar Facebook’un gelir modeli üzerinde çalıştığını ve birçok gelişmenin yakın olduğunun göstergeleri.
Facebook olmasaydı, “timeline” kavramı da olmazdı.Ttimeline’ın Facebook var olduğundan beri eklenen en önemli ve şaşırtıcı özelliklerden biri olduğunu düşünüyorum. Facebook’a kayıt olduğunuz tarihten bugüne tüm dijital aktivitelerinizi tek bir sayfada görüntüleyebiliyor ve “Activity Log” ek sayfasında, tüm aktivitelerinizi filtreleyebiliyorsunuz. Elbette, timeline’ı fikir ve uygulama olarak çok beğenmemle beraber çok da akıllıca ve stratejik bir hamle olduğunu düşünüyorum. Facebook, timeline ile henüz doğmamış çocukların bile ebeveynlerini ikna ederek, daha annelerinin karnındayken Facebook üyesi olmalarını sağlayacak. Zira, timeline üzerinde, “You were born” modülünün altına da post girişi yapılabiliyor.
You were an embryo. > You became a Facebook member. > You were born. :)
Facebook olmasaydı bir grup insana dair bu kadar sosyal bilgiyi 10 dakikada değil 6 ay içerisinde alıyor olurduk
Ali Güraçar, 41? 29!
Birkaç ay önce cep telefonumu tamamen kapatıp hiç açmamaya karar verdiğimde farkettim ki, hem ben daha dakik bir insan haline geldim hem de arkadaşlarımla olan programlarım çok daha net ve kesin çizgiler ile belirlenmeye başladı. Çünkü artık yolda karar vermek gibi bir eyleme, “Neredesiniz ben de geliyorum” demeye yarayacak bir objeye sahip değildim. Facebook olmasaydı da aynı şekilde sosyal yaşantımıza ve davranış biçimlerimize etkileri elbette ki çok büyük olurdu. Konuştuğunuz kişinin kaç arkadaşı var ve ne sırayla hangisinin hangi feed’ine hangi yorumu bırakıyor, like yapıyor gibi davranışlar iletişimde o kişiye olan bakışınıza yepyeni bir boyut kattı. Artık karşınızdakini “tanıdığınız kadarıyla iyi bir insan” olarak algılamaktansa, “Bak işte ona bunu demiş, sonra şunu paylaşmış, sonra geldi bana mesaj attı abi” diyerek yargılayamayacaktık belki de.
Facebook insanları algılayış biçimimizi ve sosyal zekamızın karar mekanizmalarının hızlanmasını sağladı. Facebook olmasaydı bir grup insana dair bu kadar sosyal bilgiyi 10 dakikada değil 6 ay içerisinde alıyor olurduk. Bazı muhakemeleri 10 dakika içerisinde değil 6 aylık periyotlarda yapıyor olurduk. Arkadaşlık kavramı zaman içerisinde daha kıymetli olurdu böylece.
Facebook ile birlikte gelen pek çok sosyal interaksiyon tipi Facebook ile icat edildiği için bu gün olmazdı belki ama çok benzer başka şeyler muhakkak olurdu. Facebook olmasaydı en önemlisi, gerçek hayata dijital bir interface icat edecek başka birileri olurdu ve şimdi de o olmasaydı ne yapıyor olurduk diye konuşuyor olurduk. Çünkü teşhir etmek insan doğasının en önemli öğelerinden biri, teşhir edilene bakmak da bir diğeri. Bu ikisinin oluşturduğu dinamik bir şekilde dijital dünyada kendisine yer bulacaktı. İnsan yapısı zaten bunu dikte ediyor.
Facebook olmasaydı sadece ABD’de 182 bin kişi işsiz kalırdı
- Esra Günel, Project House Sosyal Medya Ekip Lideri
Facebook olmasaydı sadece ABD’de 182 bin kişi işsiz kalırdı. Bu rakama illaki diğer Avrupa ülkelerinden ve ülkemizde de katkı olacağını düşünürsek yüksek bir istihdam yarattığı kesin!
Sosyal hayata bakacak olursak da birçok insan Facebook sayesinde, kaybettiği eski aşklarına yeniden kavuştu ya da var olan ilişkisini kaybetti. Yenilerini bulacağı Facebook’a kavuştuğu için… :) Bu açıdan da Facebook olmasaydı bir çok evli çift ya da ilişki şu an yaşanamazdı diyebiliriz. :)
Tuğçe Hanım çok güzel söylemiş. “Facebook olmasaydı kesin bi macebook olurdu” :)
Facebook arkadaş ortamlarına soyadını soktu.
Bence açıldığında yaptığı en büyük değişikliklerden biri bu olsa gerek.
boşuna zamanımızı harcıyoruz sokakta birine selam verecek olduğum zaman durumumu beğen diyolar yazık.