Dijital reklamcılığın kaleleri Facebook, Twitter ve Google reklam modellerini her geçen gün geliştirirken reklamverenler için daha elverişli birer platforma dönüşmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bu platformların reklamverenleri kendine daha çok çekmesi ve bu açıdan birbirleri ile reklam gelirlerinde birer rakip haline gelmesinin altında ise reklam hedefleme modelleriyle markaları hedef kitlelerine kolaylıkla bağlamaları yatıyor.
Basılı yayınla birlikte basılı reklamcılığın da düşüşe geçmesi markaların hem reklamlarını daha geniş kitlelere gösterebileceği, hem de hedef kitlelerine daha doğrudan ve kolayca ulaşabileceği dijital platformlara yönelmesine sebep oluyor. Dijital pazarlamaya gönül veren markalar bu sebeple sosyal ağlardaki yerini alırken geleneksel reklamcılık modellerine ek olarak sosyal medya pazarlamasına da büyük yatırımlar yapıyorlar.
Reklamverenlerin Facebook, Twitter ve Google+‘da yer alma sebeplerinin altında ise büyük ölçüde bu platformların sunduğu reklam hedefleme araçları yer alıyor. Her ne kadar bu model reklamverenler için eşsiz bir fırsat olsa da bu aynı zamanda sosyal ağ kullanıcılarının kişisel verilerinin reklamverenlere sunulması anlamına geldiğinden bireysel sosyal medya kullanıcılarını biraz da olsa rahatsız ediyor.
Peki bizim ilgilenebileceğimizi düşündüğü ürün ve hizmetlerin reklamlarını Facebook haber kaynağımızda, Twitter zaman akışımızda, Google arama sonuçları sayfasında gösteren bu üç büyük internet devi hangi kişisel verilerimizi reklamverenlere servis ediyor? Her üçünün de ortak paydası kullanıcıların yaş, cinsiyet gibi demografik bilgilerini ve davranışsal verilerini ellerinde bulundurmasıyken bazı noktalarda farklılaşıyorlar.
Facebook ve reklam hedefleme
Facebook’un geçen sene hayata geçirdiği ve Ekim ayında tüm reklamverenlere açtığı Custom Audiences adındaki reklam hedefleme aracı reklamverenlerin kullanıcılara kişiselleştirilmiş reklamlar göstermesini sağlıyor. 1.2 milyardan fazla kullanıcıya sahip olan Facebook’un bu kullanıcıların demografik ve sosyal ağ üzerindeki aktivite verilerini elinde bulundurmasıyla eşi benzeri olmayan bir veri havuzuna sahip olması da reklamverenlerin gözünü boyamaya yetiyor.
Diğer yandan Facebook’un tartışmalı bir şekilde geçtiğimiz aylarda güncellediği Hak ve Sorumluluklar Bildirisi ise kullanıcıların otomatik olarak kişisel verilerinin hatta profil fotoğraflarının reklamlarda yer almasına izin verdiğini varsayıyor. Sonuç olarak kullanıcı profilleri sayesinde çok geniş bir demografik bilgi hazinesine sahip olan Facebook, reklamverenlere sadece cinsiyet, yaş, lokasyon bilgisi değil ilişki durumundan eğitim seviyesine kadar birçok detaylı bilgi sunarak reklamverenlerin ilk tercihlerinden biri oluyor.
Google ve reklam hedefleme
Diğer yandan Google’ın reklamverenlere sunduğu demografik bilgiler Facebook’a göre biraz daha sınırlı. Reklamverenlere kullanıcıların lokasyon, yaş ve cinsiyet bilgilerini sunan Google’ın ayrıştığı en büyük nokta ise kullanıcı davranış biçimlerini ve arama alışkanlıklarını sunması. Kullanıcıların arattığı ve ziyaret ettiği web sayfalarından beslenen Google bunları reklamverenlere sunarak reklam hedeflemeyi bir üst noktaya taşıyor.
Facebook ile aynı şekilde yakın zamanda Hizmet Şartları’nı güncelleyen Google, bu veriler haricinde kullanıcıların Google+ profil bilgilerini ve profil fotoğraflarını reklamverenlere hizmet etmenin önünü de açması ve Google’ın tüm servis ve ürünlerinde kişisel verilerinizi Google reklamlarında artık kullanılabildiğini de eklemekte fayda var.
Twitter ve reklam hedefleme
Dijital reklamcılık alanında bunlardan en yenisi olan Twitter ise sadece kullanıcıların lokasyon ve cinsiyet verilerini reklamverenlere sunabiliyor. Ancak kullanıcıların tweet, retweet, favorilere alma gibi sosyal ağ üzerindeki aktivitelerinden beslenen Twitter anahtar kelime hedeflemesi ile reklamverenlere daha kapsamlı bir hedefleme fırsatı sunuyor. Geçtiğimiz haftalarda anahtar kelime hedeflemesine eş anlamlılar, farklı yazımlar ve Twitter’a özel kelimeleri de ekleyen Twitter bu reklam modeli ile daha fazla reklamveren için elverişli bir platform haline gelmenin keyfini çıkarıyor.
Diğer yandan kullanıcıların sadece sosyal ağ üzerindeki aktivitelerinden beslenmekle kalmak istemeyen Twitter geçtiğimiz ay tarayıcı çerezlerinden yararlanarak kullanıcıların web üzerindeki gezintilerini de takip etmeye başlayacağını duyurdu. Böylelikle reklamverenler tarayıcı çerezlerinden ve web arama geçmişinden yola çıkarak Twitter kullanıcılarına daha kişiselleştirilmiş reklamlar sunma fırsatı sunarken kullanıcıların web üzerindeki her adımı da bu reklamverenlere servis edilmiş olacak.
Yorumlar (0)