Sabah kalkmak, yüzümüzü yıkamak, belki evde güzel bir kahvaltı, belki ofiste çay simit, dişlerimizi fırçalamak, işe gitmek, gazete okumak, yemek yemek, arkadaşlarla sohbet, Facebook’a fotoğraf eklemek, yorum yapmak, dışarı çıkmak, gezmek, dertlenmek, üzülmek, kahrolmak, maça gitmek, gol atılınca sevinmek.
Listeyi kasten uzun tuttum. Aslında arasında bulunduklarına çok da benzemeyen “Facebook’a fotoğraf eklemek, yorum yapmak” çoğunuzun hiç gözüne batmadı bile. Çünkü Facebook artık o kadar hayatımızın içinde ki, belki de artık hayatımız Facebook. İşte buna eleştirel bir bakış bu videoda.
Hepimiz aynı yollardan geçmişizdir. Normalde “merhaba” bile demediğimiz en az 100 tane arkadaşınız yok mu Facebook’ta? Yıllardır görmediğiniz halde, ilk görüşmenizde sanki yıllardır yanı başınızdaymış gibi “Senin yeni iş de zor ha, ben olsam çekemezdim” veya “şu 2 yıl önceki kız arkadaşın ne kadar çekilmez bir tipti!” diyen “arkadaşlarınız” da olmuştur. Sırf Facebook’a yüklemek için fotoğraf çektirmediniz mi hiç? Veya uzun süredir ayrılmasını beklediğiniz birilerine yazmak için Facebook’u aracı yapmadınız mı? Facebook bir anlamda hayatınız olmadı mı?
Facebook’un başından kalkın isimli bu mükemmel videoyu izlemek için tıklayın.
Yorumlar (0)