Google+, belki de Google yetkililerinin bile beklemediği kadar büyük bir gürültü kopararak son on güne damgasını vurdu. Biz internet kullanıcılarını yavaş yavaş, arada bir araladığı kapısından içeri alan sosyal ağın akıbeti ileriki zamanlarda ne olacak bilinmez ama, Google+ önümüzdeki günlerde de sosyal medyanın en önemli olayı olmaya devam edecek.
Google+’ın yoğun ilgi görmesinin başlıca sebeplerinden birisi sunuluş şekli. Google, sosyal ağı başlangıçta deneme amaçlı, sınırlı sayıda insana ulaştırmayı uygun gördü ve bunu yaparken de davetiye sistemini kullandı. Böylece ileriki zamanlarda on (belki yüz) milyonlarca kişinin üye olacağı bir sosyal ağ, bir anda seçkin üyelerin davetiyeleriyle girilebilen bir toplulukmuş gibi ilgi gördü. Üye olmak isteyenler, hali hazırdaki üyelerden davetiye rica ettiler (hala da etmeye devam ediyorlar). Google+, diğer popüler sosyal ağların aksine ‘efor sarfedilerek’, rica minnet dahil olunan bir sosyal ağ olarak tarihe geçti. En azından şimdilik.
Peki Google+ nasıl bir yapıya sahip? En büyük rakibi Facebook’tan ve diğer sosyal ağlardan farkı ne? Standart mülakat sorusuyla sorarsak: Bu kadar çok sosyal ağ varken neden Google+’ı tercih edelim?
Yazarlarımızdan Onur Şendere’nin ‘Tüm Yönleriyle Google+ Projesi’ başlıklı yazıda bahsettiği üzere Google+’ın -şimdilik- 6 dikkat çekici özelliği var. Bunlar Circles (Çevreler), Sparks (Konular), Hangouts (Videoyla Sohbet Odaları), Instant Upload (Anında Yükleme), Huddle (Grup Sohbeti) ve Steam (Yayın Akışı).
Circles, Google+’ın en işlevsel ve öne çıkan özelliği. Üyelere, listelerindeki kişileri sosyal hayatlarındaki konumlarına göre gruplama kolaylığını bu özellik veriyor. Aile, arkadaş gibi başlıkların yanı sıra kendimiz de tabii ki istediğimiz isimde başlıklar açabiliyor ve çevremizi şekillendirebiliyoruz. Facebook’ta epey karmaşık olan ve emek isteyen (ve bu kadar efektik olmayan) bu özellik Google+’ta epey basit.
Sparks, sosyal medyanın gündemi takip etme alışkanlıklarını ve haber alma davranışlarını nasıl değiştirdiği üzerine kurulmuş bir özellik. İlgilendiğiniz konudaki içerikler Sparks sayesinde bir tıkla toplu bir şekilde karşınıza çıkıyor.
Hangouts, sosyal ağ tecrübesine görüntülü konuşmayı ekliyor. Kullanıcılar herhangi bir programı açmaya gerek duymadan Google+’ta vakit geçirirken arkadaşlarıyla hızlıca görüntülü olarak konuşmaya başlayabiliyorlar. Facebook da Google+’a cevap vermek adına geçtiğimiz hafta görüntülü konuşma özelliğini duyurdu.
Instant Upload, sosyal ağların en işlek özelliklerinden olan fotoğraf yüklemeyi kolaylaştırmak adına geliştirilmiş. Özellikle mobil kullanıcılar düşünülerek hazırlanan uygulama sayesinde fotoğraflar çok kolay ve hızlı bir şekilde Google+’a yüklenebiliyor.
Steam, bütün sosyal ağların omurgasını oluşturan güncellemelerin (Facebook’taki adı Haber Akışı, Twitter’daki Zaman Akışı) Google+’taki adı. Circles’ta ayrılmış gruplara göre güncelleme yapabildiğimiz ve bu grupların güncellemelerine ayrı ayrı bakabildiğimiz bir özelliğe sahip.
Google+ ve Facebook
Bir sosyal ağ piyasaya çıkıyorsa ve bu sosyal ağ Google imzasını taşıyorsa elbette ki rakip olarak karşısında Facebook’u alıyor demektir. Google+ dedikoduları yayılmaya başladıktan ve site görücüye çıktıktan sonra herkesin aynı anda konuşmaya başladığı da bu oldu. Genel kanı (henüz çok erken olsa da) Google+’ın Facebook’un karşısına güçlü bir rakip olarak çıkacağı, kimbilir belki de pabucunu dama atacağı, tahtına oturacağı yönünde.
Bu kanının başlıca sebebi Google+’ın yenilikçi yapısı ve Facebook’un açıklarını çok iyi kapatıyor olarak görülmesi. Google+’ın yaratıcıları bu konuda derslerine çok iyi çalışmış gözüküyorlar. Yukarıda bahsettiğimiz özelliklerin her biri diğer sosyal ağlarda olup da beğenilen, olması arzu edilen özellikler olarak göze çarpıyor. Sadece temel yapısıyla karşılaştığımız Google+ diğer sosyal ağların üyelerini cezbediyor.
Google+’ın Facebook’un tahtını sallandırmasının/sallandıracak olmasının sebeplerinden birisi de Facebook’un popülaritesini kaybediyor olması. Her sistemin eninde sonunda ulaşacağı bir doyum noktası olduğunu, Roma İmparatorluğu’nun bile zamanı geldiğinde yıkıldığını düşünürsek çöküş elbette ki Facebook için çok şaşırtıcı bir son olmaz. Herkesin eninde sonunda bir gün sonunun geleceğini düşündüğü Facebook’un sonu acaba bu kadar yakın mı? Geçen sene altın dönemini yaşayan, değeri her geçen gün inanılmaz bir hızla artan ve halka arzına büyük talep olacağı düşünülen Facebook’ta işlerin gerçekten o kadar iyi gitmediğini söyleyebilir miyiz? Zira en son yayınlanan bir rapor, üye sayısındaki artışın yavaşladığı yönünde. İnsanlar yavaş yavaş Facebook’tan sıkılmaya başlamışken ve hesaplarını kapatmayı düşünürken yenilikçi bir sosyal ağın piyasaya çıkması dikkatleri hızla o yöne çekiyor.
Google+’ın ortaya çıkmasıyla Facebook ile yollarının kesişmesi de uzun sürmedi. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg Google+’ın ilk üyelerinden birisi olarak herkesi şaşırttı. Zuckerberg’in Google+ profili, Facebook profili kadar özenli bir görüntüye sahip olmasa da bir anda sosyal ağda en çok takip edilen kişi oluverdi.
Google+ ve Facebook’un yollarının kesiştiği bir başka konu ise Facebook Friend Exporter isimli Chorme eklentisi oldu. Google+’a adımını atan bütün kullanıcıların ‘Facebook’taki arkadaşlarımı listeme nasıl eklerim?’ derdine derman olan bu Chrome eklentisini Facebook, kullanım şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle yasakladı. Facebook tarafından konuyla ilgili bir açıklama gelmese de kamuoyu tarafından bu yasaklama kılıçların çekilmesi ve rekabetin kızışması olarak yorumlandı.
Gplus.to ve İlk Google+ Kampanyası
Tıpkı Facebook Friend Exporter’ın yaratıcısı Mohammed Mansour gibi Google+ ile ilgili hemen çalışmaya başlayan, bu yeni araziye adapte olmaya, ihtiyaçlara cevap vermeye çalışan hızlı girişimcilerle karşılaştık. Bu girişimlerden belki de en öne çıkanı Gplus.to internet sitesi. Sitenin sunduğu hizmet oldukça basit. Şu an için Google+’ın standart hizmeti olmayan profil adresi kısaltma işlemini sitede gerçekleştirebiliyorsunuz. Böylece kullanıcılar Google+ profillerini paylaşmak istediklerinde bu adresi kullanıyorlar.
Şu kısa zamanda Google+ üzerinden bir de kampanya gerçekleştirildi. İsrailli bir reklam ajansı Google+ davetiyelerinin gördüğü ilgiyi değerlendirdikleri küçük çaplı bir kampanya düzenlediler. Google+’ta isimlerin fotoğraflara etiketlendiğinde eğer üye değiller ise onlara davetiye gönderildiğini keşfeden firma, kendisine ait bir davetiye görseli yarattı. Böylece pH Creative isimli ajans Google+’ın tarihine sosyal ağ üzerinden ilk kampanyayı gerçekleştiren firma olarak tarihe geçti.
Davetiyelere talep bu kadar yüksek olunca bu işten kazanç sağlamak isteyen kötü niyetli fırsatçılar da türedi. Kısa sürede internet kullanıcıları e-postalarında sahte Google+ davetiyeleriyle karşılaşmaya başladılar. Bu tür sahte içerikler her zaman kolaylıkla gerçeklerinden ayrılabiliyor olsa da Google+’a üye olma fırsatını yakaladığını düşünen internet kullanıcıları bu tuzağa epey düşmüşler gözüküyor.
Google+ Oyunlar ve Mobil Uygulamalar
Facebook oyunlarının bağımlısı olanların Google+’la ilgili soracağı ilk soru herhalde oyun olup olmayacağıdır. Endgaget’in ele geçirdiği Google+ Games’a ait kodlar bu konuda yapılan çalışmaları gözler önüne seriyor. Bakalım ilk Google+ oyunu ne zaman gelecek ve bu şerefe hangi oyun firması nail olacak?
Google+’ın iPhone uygulaması da sosyal ağ kapılarını araladıktan kısa bir süre sonra App Store’a yüklendi ve Apple’dan onay beklemeye başladı. Android uygulaması de site açılır açılmaz Android Market’teki yerini almıştı.
Google, 31 Temmuz itibariyle kapalı profil kullanılmasına izin vermeyeceğini bildirdi. Kapalı profillerin belirtilen tarihte iptal edileceği, bu yeni kurala göre kullanıcıların profillerini yeniden düzenlemeleri gerektiği Google tarafından duyuruldu.
Google Türkiye Müdürü Bülent Hiçsönmez Röportajı
Google+’ın Maliyeti ve Şirket Sayfalarının Akıbeti
Google+’ın maliyeti de geçtiğimiz günlerde üzerine konuşulan konular arasındaydı. Forbes’tan Bruce Upbin’in yaptığı hesaba göre Google+’ın Google’a maliyeti 585 milyon dolar. 125 milyon doları Google+ çalışanlarının bir yıllık maaşı ve hisse senedi değeri toplamı olarak hesaplayan Upbin, paranın diğer kalanının beraber çalışılan On2,Widevine ve Slide şirketlerine ödendiğini söylüyor.
Google+ ile ilgili hemen harekete geçmek isteyen şirketler için Google+ Proje Müdürü Christian Oestlien’ten bir açıklama geldi. Oestlien şirket sayfaları için acele edilmemesi gerektiğini, yıl sonuna doğru şirketler ve markalar için üzerinde çalıştıkları platformu devreye sokacaklarını bildirdi. Bu platformun Adwords gibi bir çok uygulama ve programla beraber çalışabilen, oldukça detaylı analitik bilgilerin sağlanabilineceği bir platform olacağını da sözlerine ekledi. Şu sıralar kişisel olmadığı anlaşılan profiller Google tarafından siliniyor.
Google, Google+ ile birlikte bir çok servisinde düzenlemeye gitti. Arama motorunda yapılan tasarım değişikliği, Picasa ve Blogger’ın isim değiştirmesi ve Google+’a entegre hale getirilmesi, Google Takvim’de yapılan değişiklikler şirketin bütün servislerini birbiriyle etkileşim içerisinde, entegre, toplu bir hale getirmeyi amaçladığını gösteriyor. Google’ın bu politikası internet kullanıcılarının en az Google+ kadar olumlu tepkiler alıyor. Böylece Google, sayıları gün geçtikçe artan ve hayatımızın her alanını kolaylaştırmak üzere tasarlanan servislerinin merkezine sosyal ağı Google+’ı yerleştiriyor. Önümüzdeki zamanlarda Google+’a yeni özellikler, uygulamalar geldikçe bu durum daha da net bir şekilde ortaya çıkacak. Google hesaplarımız internetteki neredeyse bütün işlemlerimiz için bir anahtar olacak (tabii ki Google’ı tercih edenler için).
Google+, sade tasarımından, yenilikçi yapısına, pazarlama stratejisine ve sosyal ağ deneyimine getirdiği köklü değişikliklerle Google’ın ustalık eseri olarak karşımıza çıkıyor. Şu ana kadar hazırlıksız yakalanmış ve üzerilerindeki ilgiden şaşırmış gibi gözüken Google+ ekibi belli ki derslerine çok iyi çalışmış ve yol haritalarını çok iyi çizmişler. Ofiste amatörce hazırlanan videolar ve bir açıp bir kapanan üyelik sistemi bunun en güzel örnekleri. Şimdilik kısıtlı sayıda kişiye, kısıtlı bir hizmet veren sosyal ağdan çoğunluk en az Facebook kadar geliştirilmiş bir hizmet, şaşırtıcı uygulamalar, eğlenceli oyunlar ve akla gelmeyen bir çok harikulade özellik bekliyor.
Uzun süredir sınıfın en yakışıklı çocuğu olan Facebook’a şimdilerde yeni bir rakip geldi. Facebook’a pek de benzemeyen bu çocuk kendini akıllıca sunarsa ve bugün arkasına aldığı rüzgarı kaybetmezse ileride çok canlar yakar. Bakalım neler olacak?