İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte -ki bu süre kimileri için 90’ları kimileri içinse 2000’li yılları işaret ediyor- internetin kullanımıyla ilgili görüşler de ortaya çıkmaya başladı. Kimi zaman sohbet arasında kimi zaman gazeteler ve televizyonlardaki programlarda ifade edilen ortak düşünce, internet özgürlüktür ve özgürlüğün olduğu yerde para geçmez idi. Gerçekten öyle mi?!
İnternetin bilgi patlama ve katlamasını sağladığı yıllar sürekliliğini devam ettiredursun ön plandaki bu özellik artık geride kalıyor. Sıradan belgesellerdeki “eğer internet bir kütüphane olsaydı bilmem kaç milyar kitaptan oluşurdu” gibi ifadeleri bir kenara bırakırsak, artık önemli olan kaliteli bilgi ve ürün.
İnternet kullanıcıları, bilginin ve içeriğin ücretsiz olması gerektiğini iddia ederlerken bir yandan da “kaliteli bilgi ve içeriğe” para ödüyorlar. Bu durum ilk başta garip görünse de, internet kullanıcısının mantıklı bir değişim içinde bulunduğunun da en büyük kanıtı.
Pew Internet & American Life Project isimli şirketin gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göz atacak olursak, Amerikalı internet kullanıcılarının %65’i çevrimiçi içerik (bilgi, ürün vs) için para ödemiş durumdalar. Sahip olmak ya da erişmek için ödenen içerik türlerine baktığımızda ise tek bir alandaki en yüksek oran %33. Dijital müzik ve yazılım satın alımlarındaki %33’lük oranı eklentiler ve oyunlar takip ediyor. Burada kanımca dikkati çeken içerik türü ise haberler. Ankete katılan her 5 Amerikan vatandaşından 1 tanesi haber içeriğine para ödüyor.
Gerçekçi bir bakış açısı ile yönümü Türkiye’ye çevirdiğimde ise bu değişimi yakalamak şimdilik imkânsız gibi duruyor. Ancak birkaç yıl sonra internet içeriği konusunda Türkiye’de de kaliteli içeriğin değer kazanacağını ve kaba bir ifade ile doğrudan (reklam hariç) para edeceğini tahmin ediyorum.
Mobil cihazların hayatımızdaki yerinin artmasıyla paralel bir değişimin yaşanacağına dair öngörümün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini; nasıl gerçekleştiği ya da gerçekleşmediği ise hep birlikte göreceğiz.
Yorumlar (0)